YASAL TERÖR
YASAL TERÖR
Son yıllarda istemediğimiz kadar duyduk terörist, terör örgütü, terör listesine alınanlar, çıkarılanlar… Ölçüler acayip neye göre terörist, neye göre değil tuhaf olan ölçülerdeki çelişki ama işin sırrı hizmet ettiklerinizde mühim olanda bu. Eğer güçlü bir konumdaysanız asıl mühimi emperyalizmin hizmetindeyseniz terörist olmazsınız, sizin yaptığınız savunma olur.
Eğer, İsrail gibi bir sırtınız varsa terörist ölçülerini siz koyarsınız. İster bebek öldürün, ister kadın sivillere kimyasal kullanın evleri yakıp şehirleri boşaltın, size karşı duranları sevmediklerinizi meydanlarda uryan edin, ya da katledin, genç kızları, kadınları pazarlarda satın. Ya da katilleri katliam mahallerine ambulanslarla taşıyın, istediğiniz kadar savaş işleyin, siz terörist olmazsınız.
Eğer bu sistemin dışındaysanız ve değerleriniz onların pazarına düşmemişse yalın ayaklı ve de imanlıysanız siz devlet olarak terörist olursunuz. Amerika ve İsrail’e bile gerek kalmaz. Mekke’nin Şeyh’leri akıl abileriyle fetvanızı verir, terörist devletlerin size hediyeleri bomba olur. Suriye’de dört yüz bin insanın ölümü ve milyonların yurtlarından koparılmasının nedeni bu yasal teröre evet dememelerindendi. Yasal teröre karşı duruşun bedeli etnik temizlik olarak halklara ödetilmekte. Irak’ta hakeza terörün nasibinden hiç eksik bırakılmayan zavallı Kürt halkını unutmamak gerek. Herkese adet olan, onlara töhmet oldu.
Hem de barış, barış diye onların oylarını isteyenler tarafından kan ve gözyaşından yorulmuş halkın karşısına birini çıkardılar. Üstelik, şiir okuyordu. Herkes şaşkındı. Şiir de okur muymuş? idare etmeye aday biri, bu memlekete, millete unutturulmuştu, şiirin güzelliği. Ama keşke oda şiir dilini bilmeseydi. Halkın umutlarını rüzgara verdi, edebiyatıyla uyuttu. Halka uyana toplum güvenliği adına susturmakta ve hala aynı yola halkın aklını devre dışı bırakmaya çalışmakta. Nasıl mı? meydanlarda üstelik adı barış mitingi olan bir meydandan tehditler savurup, tehdit ederek kimliklerinin hakları olduğunu söyleyenleri ve hak talep eden hak sahiplerini ben insanım düşüne biliyorum diyenleri bu hakkı yasal terörden başka kim kendinde göre bilir.
Erdoğan İstanbul’un göbeğinde milyonların huzurunda çok rahat bir şekilde kendilerinin olduğu gibi ötekileştirmeden kabul edilmesini isteyenleri Mankurt etmekle tehdit etti. Belki de pek çoğumuzun ilk kez duyduğu bu sözcük Erdoğan’ın zulüm ilhamında ne kadar ileri bir seviyeye ulaştığını da gösteriyor. Zira kendisi de bu zulmü sürdürecekler için çağın ekolüdür, bu günlerde pek çok insana bu sözcüğün manası yaşatılmakta sizi Mankurt ederim kürtlük mü? iddia ediyorsun Müslümanlık mı? taslıyorsun ben insanım demek istiyorsun eğer benim yasama muhalefet ediyorsan yasa olan beni tanımıyorsan kulluğumu kabul etmiyorsan, seni Mankurt ederim. Bakın Mankurt ne demekmiş.
Mankurt: Türk Altay ve Kırgız efsanelerine uzanıyor. Mankurt: bilinçsiz köle anlamına geliyor. Mankurt haline getirilmek istenen kişinin başı kazınır. Başına ıslak deve derisi sarılır. Deve derisi kurudukça gerilir. Elleri, kolları bağlanarak güneşin altında bırakılır. Deve derisi kuruyup gerildikçe başını, mengene gibi sıkar ve inanılmaz acılar verdirerek, aklın yitirilmesine neden olur. Böylece kişi bilinçsiz ve her istenen şeyi sorgusuz yapan bir köleye dönüşür.
Evet kimlik sahipleri ve akıl sahipleri Erdoğan’ın Mankurt terörüyle karşı karşıyalar. Padişahların insanlara kullarım dedikleri günün vahdetinin gidişiyle bittiğini sananlar yanılıyor, bu Erdoğan’la geri getirilmek isteniyor, yoksa barış mitinginde sizi Mankurt ederim diyemezdi. Halk dilinde bir deyim vardır. Önünü göremeyenler için gözlerine kara su gelmek diye sırtını dayadıklarının onu mağrurluk zehiriyle yok etiklerini görememekte, bu terörle kararmış sonunu zifirilleştirmekte, bu yasal teröre dur demek ya da buna Mankurt olmak insanım diyen halkların tercihidir artık.
Kevser Şimşek
Yeni yorum ekle