NUR İNKILABI
‚Zalimler istemesede Allah nurunu tamamlayacaktır‘ Saff Suresi 8. ayet
Yüce İslam Peygamberinin tebliğ yollundaki mücadelesini İmam Hüseyin (a.s) öğrenerek çağın tağuti putlarını al aşağı eden yüce Peygamberden 1400 yıl sonra Kuranı yeniden devletleşriren büyük Alim Seyyit Uzma Ruhullah Humeyni hakkı ödenemiyecek bir sahşiyetir, çünki O 20.asır ve kıyamete kadar gelecek insanlar için büyük bir çığır açmış Süreya yıldızı uzaklığına gitmiş olan dini yeniden hayata geri getirmiştir ve sadece Müslüman camiada değil bütün dünyada büyük bir uyanış meydana getirmiştir ve bu uyanış 45 yıldır cazibesini ziyadeleştirerek ilerlemekte kıtaları kat ederek sınırların ötesine Güneş misali süzülmekte.
Deki hak geldi batıl zail oldu ve hiç şüphesiz batıl sürekli yok olucudur ayeti kerimesi adeta bu inkılabı anlatmaktadır. İslam inkılabından sonra sahte tutarsız ve insan fıtratına aykırı olan tağuti yönetimler gün be gün güç kayb ederken İslam inkılabı pak fıtratlara hitap ederek muazam bir güce kavuşmuştur, her alanda söz sahibi her sahada caydırıcı güç olarak orta yere gelmistir, kendi coğrafyasında emniyet ve güvenliğin temeli olmuştur.
Coğrafi sınırları büyümediği halde hükmü tahmin edilemez bir boyuta varmıştır ve düşman bu yönetimin vahdetdi sağlamasından korkarak ambargolar, karalamalarla ve cinayetler işlemekte kalblerde devrimin olmasını önlemek istmekteler, çünkü onlar imamın ehlini kaldırarak bu yumruğumu Amerikanın ağzına vurursam sözünün orada kalmadığını anladılar. devrimden 45 yıl sonra o demir yumruk Amerikan ve amerikancı zihniyetin beynine balyoz gibi inmekte.
İmam Humeyni vefat ettiği halde davetinin cazibesi bu gün daha da gençleşmiştir. İmam Humeyni gerçek bir Muhammedi olarak en başta bu Kurani devrimi kendi şahsında gerçekleştirmiştir. Devrimle yankılanan ilahi seda
‘Ey dünya mustazafları kalkın uyanın ve gasb edilmiş haklarınızı dişlerinizle tırnaklarınızla sökerek alın , hakkın özünden fışkıran bu cesaret hikmet dolu çağrı bugün daha da gür bir sedayla yankılanmakta. Dünyanın her yanında uyanmış olan mustazafların başkaldırı sesleri inanları sevindirirken zalim müstekbirleri dehşete düşürmüştür.
Yıllar yıllı köle olarak sömürülen Afrikada başkaldırı devri başlamış Kızıldenizdeki tufani yükseliş mustekbirlerin nefesini kesmiştir. Hata Amerikada bir grup insan küfrün merkezinde haykırmaya başlamış Avrupanın sokaklarında artık sadece Müslümanlar değil inanmayanların çocukları dahil bu müstekbir güçlere kendi ecdadlarına karşı meydana inmişlerdir.
Filistinin mazlum halkı 75 yıldır devam etmekte olan işgale asimile politikasına rağmen boyun eğmeği red ederek Bedir ruhuyla savaşıp direnirken Hayberin etrafı İmam Alinin evlatlarınca cepe cevre sarılmıştır. Büyük şeytan Amerika mustazafların direnişiyle ölümcül darbeyi almış, siyonist İsrail ise büyük bir rusvalığa mahkum edilerek nihayi yenilginin kıskacına çekilmiştir.
İmam Humeynin uyanın çağrısı dünyanın gidişatına yön vermiş İmam Hamaneyin istikrarlı yönetimiyle devam etmekte olan İslam inkılabı insanca yaşamak isteyen tüm halkların örnek model yönetimi olmuştur.
Yapılmakta olan tüm ambargo ve karalamalara rağmen 45 yılda kaydedilen nükleer başarıyı saymasak dahi sadece bu başarı küfrün yenilgisi olarak yeterlidir. Küfür bugün İslam inkılabının karşısında duracak cesarete sahip olmadığından terör eylemleriyle içini rahatlatmaya çalışmakta.
İnkılabın hemen akabinde başlayan İran-Irak savaşı devam etmekte olan Suriye savaşı ve Yemen- Suudi Arabistan savaşı asıl manada İslam devletini ortadan kaldırma savaşlarıydılar ve şu an dada devam etmekte olan Gazze savaşıda aynen budur. Dikkat edin düşmanın ayağına taş değse İran İran demekte, düşman bu gün belkide pek çok müslümandan daha iyi anlamıştır ki İslam devrimi mazlumların koruyucusudur. İran islam devrimi hakkını arıyanların yanındadır ve daha da önemlisi bunu yaparken inanç ayrımı gözetmemektedir ve zalimde kim olursa olsun karşısında durmaktadır ve bu hasletler bugün Amerika ve siyonist İsraili çıldırtmış. Durumda öyleki 30 kırk yıl önce gizli yapmaya çalıştıkları fitnelerini artık gizleyememekteler.
Her tattıkları yenilgi onları dahada azgınlaştırırken tüm oyunlarının açığa çıkması artık onları plan yapamaz hale getirmiştir. Hayret ve dehşetle şahit olduğumuz Gazze savaşı büyük şeytan Amerika siyonist İsrail batı ve munafık cephesinin içler acısı halini zavalıkla zelil oluşlarının en büyük kanıtıdır.
Yaklaşık olarak 4 aydır devam etmekte olan bu savaşta batı tüm güçüyle desteklemesine rağmen yenildiler. 75 yıldır zulüm ettikleri insanlardan unutulmaz bir darbe aldılar Kadınları özelikle hedef aldılar çocukları planlı olarak öldürdüler. 27 bin insanı şehit ettiler insan kadın ve cocuk hakkı diye bir şeyin gasıp yönetimlerinde olmadığını tüm dünyaya ispatladılar.
Hastene, Kilise, Cami ve Okuları vurarak uluslarası hiç bir hukunun olmadığını gösterdiler. Güçlü silahlara sahip olma en güçlü ordu övüncünü Filistinliler karsışında kaçışırken kayb ettiler, uydurdukları demir kubenin bir örümcek ağı olduğu gerçeğini gizleyemediler.
Hamileriyle yaptıkları ittifaklar sadece zarar olarak onlara geri döndü, münafık dostları sayesinde henüz nefes alıyor olsalarda Hayberin o son kılıç darbesinin enselerine ne kadar yakın olduğunu çok iyi bilmekteler. Bu direniş destanın kahramanı hiç şüphesiz düşmanında dediği gibi İran İslam inkılabıdır.
Direnişin mimarı İmam Humeyni’dir inkılabın hemen akabinde Ramazanın son Cumasını Kudüs günü ilan ederek bu direnişin temelini o zaman atmıştır. Her Müslüman bir kova su dökse İsrail diye bir şey kalmaz buyurarak vahdetin zaferin anahtarı olduğunu Müslümanlara haber vermiştir.
İşte düşman yıllarca bu vahdetin oluşmaması için Müslümanları birbirine düşürmüş çeteler kurdurarak kardeşi kardeşe kırdırmıştır. Ama çağın siyaset medarı İmam Humeyni ve ondan sonra bu davayı devam ettiren İmam Hamanei hastalığı teşis ederek careyi sunarak bu komploları bozmuş. Müslümanların vahdetini yakınlaştırarak İsrailin korkulu rüyasını gerçeğe dönüştürmüştür. İmam Humeynin bahs ettiyi o bir kova suyu ne yazık ki bazı Müslüman ülkeler hala daha eline alma cesareti göstermeselerde Hz Fatımanın evlatları Haydar heybetiyle meydana inmişlerdir. Abdul Melik El Hüsi’nin vede mazlum imanlı Yemen halkının sadece siyonist İsrail değil Amerika ve İngiltereyi Kızıl Denize göme sözü İsrailin Amerika’nın yüreğini ağzına getirmiş. Ölüm kusan dillerinden can mal korkusuyla barış ve iki devlet kelimelerinin dökülmesine neden olmuştur.
İmanlı bir şehir halkı karşısında yenilen İsrail bu yenilginin gerçek nedeni olarak gördüğü İslam inkılabının zararına her türlü yol denerken biz Müslümanlarada insanlığa yeniden izzet kazandıran bu inkılaba sahip çıkma hususunda kendimize karşı daha dürüst olma sorumluğu getirmiştir.
Kasım Süleymani ve İmad Mugnin mimarı olduğu Gazze tüneleri bugün Filistin savunmasının kalesi durumunu alırken ve oradaki halk inanılmaz şartlar altında dünyanın en kötü lanetlenmiş kavmine karşı cihad ederken Hasan Nasrallah başka bir cepheden bu habis kavme karşı imanlı muztazaf Gazzelilere yardım edip her gün çok değerli İslam gençlerini şehit verirken henüz yeni savaştan çıkmış kemikleri sayılan Yemenli müslümanlar Filistinli kardeşlerine verdikleri destekten dolayı bombalanırken ve Afrika beyaz adamın sömürü zulüm ellini katlıyamlarından dolayı mahkemelerde kesmeye çalırken İslam inkılabı maddi manevi Müslümanların tüm mazlumların ihtiyaclarına yetişmeye çalışırken ben tam olarak neredeyim kiminleyim yöneticilerim arkasında namaza durduklarım kimlerle sorusunu sormak cevabını vermek zorundayız.
Eğer bir boykot bile bana zor geliyorsa eğer bir protestoya gitmek bile bana zor geliyorsa eğer hakkı söylemek bile beni korkutuyorla çare aramalıyım neden hala sümürüye razı olabildiğimi kendime anlatmalıyım, çünkü inkılab taraftarı olmak hain olmayı asla kabul etmez, imamın ve onun sadık dostlarının gerçekleştirdiği devrim Muhamemdi yaşam olan Kuran’dı ve onlar ameleriyle bunu inkılab meyvesi olarak tüm insanlığa izzetli bir yaşam mirasi olarak insanca yasamak sevdasında olan herkese miras bıraktılar.
Bu inkılabla olanların yenilmezliği bugün her cephede ıspatlanmıştır.
Fitne denizinin kenarında Hz Musa bugün İmam Hamenei’dir onunla olan herkes Fıravunların Firavunun şehrinden emanda olacaktır.
İmam Mehdi’ye ulaşmanın tek yolu fitnelerle dolu bu ortamdan welayet İslamına teslim olarak zamanın Musa’nın arkasında denize dalmayı göze almaktır. İmam Mehdi o cemaatle Mescidi Aksada namaza duracaktır.
Şüphesiz munafık ve kirli gönüller ona ulaşamıyacak ve onu alamıyacaklardır. Rabim bu inkılabı payıdar etsin bizleri ve kıyamete kadar soylarımızı ona hizmetkar kılsın, rehberimizin ömrünü bereketli İmam Mehdi’nin gelişini çabuklaştırsın. Tüm Mustazafların Gazzelilerin nihayi zaferini çabuklaştırsın hakkın düşmanlarını zelil ve hakir eylesin .
Kevser Şimşek
Yeni yorum ekle