Fatıma Nurunun Aydınlığı ve Bereketi

Pa, 05/03/2017 - 16:27

Fatıma Nurunun Aydınlığı ve Bereketi

Hz Fatıma'n doğumu öyle bir gündür ki hayatların manalandığı mukadesatların mukedasatıdır, alemin nuru İmamet'e gark olduğu gündür. Zira haneyi Muhammed’e Kur’an'ın nuru Fatımatul Zehra olarak doğmuştur. Kadının meta olduğu bir toplumda cahiliyetin annelik ruhunu katlettiği bir anlayışta Kur’an'la yeniden bir doğuş vuku bolmuş bizzat Allah’u zülcelal buyurmuş:" Ey habibim şüphesiz biz sana Kevseri verdik o halde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes senin düşmanın asıl soyu kesik olandır." Öyle bir nimetki şükür secdeleri gerektiren, öyle bir nimetki kurban kesilerek şükr edilmesi gereken Resul-i Ekrem'in varisleri İmamlar'ın annesi İmamet ağacı. Bu öyle bir nimetki ona denk bir nimet yoktur, öyle bir nimettir ki ondan başka sıratı mustakim yoktur. Bu tefrikanın yolunu kapatan vahdet ayetidir, bu öyle bir ayettir ki kıyamete kadar iman iddiasındaki herkesin ancak kabulüyle iman dairesine alınabileceği ayettir. İşte bu Fatımatu Zehra'dır adı besmeleyle anılması gereken o dar anlatımlara sığabilecek biri değildir.

Allah ona rahmet eylesin bugünü ümmete hediye ederek bir uyanış tefekkürü, bir nur izi gösteren İmam Humeyni şöyle demekte: "Fatıma bir okyanustur ondan herkes testisince alır ancak ondan hiçbir şey eksilmez." Gerçektende bu zavalı anlatımlar onu nasıl tarif etsin, bu eksik anlatımdan dolayı Allah’tan affımı Fatımatu Zehra'ya özrümü arz ediyorum anne merhametinin bağışına sığınıyorum. Tarih ona yön veren dört kadından bahs eder. Bunları Peygamber-i Ekrem bize şöyle bildiriyor: Mehazi'nin kızı Asiye, İmran'ın kızı Meryem, Huveylid'in kızı Hatice ve hepsinin üstünü Muhammed’in kızı Fatımatu Zehra. Bu kadınlar birer Kur’an ayetleridirler ve bunlar kemaliyle tanınsa mevcut olan zillet asla vuku bulmayacaktı, zira bunlar imanın tarifidirler, iman burçlarının doruklarıdırlar nesli korumanın tarifidirler.

Bunlar kadın olmanın değil insan olmanın örnekleridir. Sizin en hayırlınız en takvalı olanınızdır. İşte bunlar ulaşılmaya çalışılan takvanın kendileridir. Bunların hayat felsefesini her mümin öğrenmek zorundadır, zira bu felsefe cesedin ruhu gibidir. Bugün tüm bu hanımların en üstünü babasının annesi Fatimatu Zehra'nın günüdür. Fatımanın tanınması Resul-i Ekrem'den geçer her ne kadar kamil anlayamazsakta o kemalatte zirvedir, ismet ehli olmaklığıyla ahlak numunesidir. Hiçbir şeyi nefsinden söylemeyen Peygamber-i Ekrem şöyle buyurmakta: ‘Fatıma benim bir parçamdır onu inciten beni incitir, onu hoşnut eden beni hoşnut etmiş olur’. Peygamber-i Ekrem'i kabul ettiğini iddia eden hangi inanmış bunu redd edebilir. Bu hadis bu nimetten dolayı namaz kılıp kurban kesmesini isteyen Rahman'ın isteğini açıklamıyor mu? Peygamber ve Fatıma'nın rızası bütünleniyor bu bir gerçektirki Peygamber-i Ekrem ömrü boyunca Hz. Fatıma'yı ve eşi Aliyel Murtaza'yı Ümmeti'ne tanıtmaya çalıştı zira İmamet bunları kabul etmekten geçer, bölünmüşlük sadece bu yolla engelenebilinirdi. Peygamber'in kabulünün delili Fatıma Zehra ve Ehl-i Beyt'ten geçer. „Deki ya Muhammed Allah’a inandığınızı iddia ediyorsanız, öyleyse onun Resulü'ne tabi olun eğer Hz. Muhammed’i kabul etiğinizi iddia ediyorsanız onun Ehl-i Beyti'ne tabi olun”.

Ancak acıyla görmekteyizki İslam Ümmeti bu nimetin kadrini hakkınca bilmedi. İman ettikleri günden itibaren çok az bir topluluk müstesna Ümmet bununla savaşmakta. Dün ve bu gün hiç değişmeden tefrikanın asıl nedeni budur, zira Peygamber-i Ekrem zamanında pek çok insan iman iddiasıyla orta yere geldi ancak hayatları boyunca ona teslim olmadılar. Söylediklerini duymadılar, nasihatlerine kulak tıkadılar iman iddiasıyla ortaya atıldılar ancak ispatlamadılar. Allah’ın halikiyetini kabul ettiler rablık sıfatına sırt döndüler namaz kılanlardan göründüler ikamesini gerçekleştirmediler. Peygamber-i Ekrem'in vasiyetini duydular emanetlerine ihanet ettiler. Tüm bunlar yanlışlık yada hatayla değil tam aksine çok sinsi bir bilinçle yapıldı. Onca ikaza rağmen Usame ordusundan geri döndüler, perşembe günü musibetini yaşattılar Peygamber-i Ekrem'in irtihalinden hemen sonra kılıç çekip Peygamber öldü diyeni boğazlamak tehdit kabadayılığına soyundular. Güya akılları baştan gitmişti daha o akıl onlara dönmeden Beni Sakife'ye koştular. En önemli meseleyi Peygamber'in Kur’an'ın buyruğuna savaş açarak ayet ve hadisler çiğnenerek Hilafet'i babalarının mirası gibi bir birlerine peşkeş çektiler ve gerçekten dün akılsızca yapılan o hareketin komplonun cezasını çekmekteyiz .Ehl-i Beyti Peygamberi ortadan kaldırılması ve bugün aynı oyun devam ede gelmekte, aynı sloganla İslam Ümmeti'ne zulüm etmekteler. Kur’an bize yeter dediler Hz. Muhammed’i Ehl-i Beyt'i redd ettiler ama ey insanlık, ey kıbleye dönenler son verin artık bu gaflete. Ne Doğu ne Batı, Muhammed’in Kur’an'ı diye feryat edin Ehl-i Beyt ipine sarılın bilinki kendi küfürlerine bizi çekmek istiyorlar. Muhammedi İslam'ın Fatımatu Zehra anneliğinin kalblerimizden sökerek nasılmı başımızdaki müslüman kılıklı zalim yöneticilerce bizlere karşı haşin gadar Amerika, Batı ve Siyonistler'e merhametli şefkatli uşaklarınca Muhammmed adını kullanarak Kur’an ve Ehl-i Beyt'e savaş açan Eshab-ı Küffar. Peygamber'in ismine evet hayatına boykot kitabına evet içeriğine ambargo Allah’a evet tağutlarada evet hak mahkum adalet zindanda küfre eyvallah.

Bu zihniyeteki Firavunlar bugünün Ebu Leheb, Ebu Cehil, Ebu Süfyan’larıdır ve ümmetin baş belası olmuş durumdalar. Sürmekte olan Ortadoğu'nun tüm savaşlarının finansmanını Suudi Arabistan ve körfez ülkelerince karşılanmakta öyle büyük meblağlarki sıfırlarını saymaya matemetik ilmi gerek ve bu ülkelerde pek çok halk mağdur durumdadır, elleri ayakları kesilmek suretiyle dilendirilmek durumunda ve daha pek çok insanlık dışı mağduriyetler, Kabe ise adeta tutsak esirleri ,Kabe'nin gardiyanları İsrail, Amerika uşakları tüm yardımları can başla yapar durumdalar. Onlara biz lokmayı hazırlarız istediğiniz azığı süreriz siz afiyetle yiyin demekteler İslam'a İslam elbisesiyle hançer sokmaktalar Siyonist Batı ve Amerika her vesileyle bunları övmekte onları örnek göstermekte „siz dininizi inkar etmedikçe kafirler asla sizden razı olmazlar” Bu ayet bunların haline ışık tutmakta bunlar tarih boyu İslam ve müminlerin düşmanlığıyla övünmüşler. Bunun en açık örneği mazlum Bahreyn ve Yemen halkını Ehl-i Beyt taraftarlığı yüzünden mahkum edip katl etmeleridir. Bu gün dünya Yemen üzerinde birleşmiştir Peygamber'in Ehl-i Beyti'ne duydukları kini bomba olarak üstlerine boşaltmaktalar. Hani nerede demokrasi, nerede adalet? Bir millet olma gayreti müslümanları hac farizaları için vizelerle süründürürken bilmem kaç bin coni müslümanları katl etmek için babasının yurduna girer gibi elini kolunu salayarak Peygamber yurduna girmekte ve coniler kafa bulup eğlensinler diye gemilerle viski taşınmakta.

Yıllardır Amerika ve Batılı savaş gemileri körfezi terk etmezken İran’ın iki savaş gemisinin Aden boğazına gelmesiyle Kralların ve şeyhlerin etekleri tutuştu, meydan horozu gibi ötmeye başladılar. Yok bilmem Husiler'e yardım ederseniz buna askeri cevap veririz buna müdahale ederiz Husiler diyerek mazlum halkı bölmek ancak size yaraşır her halde Suriye’de, Irak’tada Husiler vardı? Siyonist Batı, Amerika emrindeki faşist korsanlarda her halde biraz daha semizlenmeniz için balık tutuyordu. Bir gün gıkınız çıkmadı sizler Kabe’ye savaş acan Ebrehe'yi unuttunuz siz onu geride bıraktınız Kabe'nin Rabbi'ne savaş açarak İlahi azaba kendinizi müstehak kıldınız. Zulümde ısrar eden hangi kavim kurtulmuştur? Yemen mazlum halkının duaları kabul edilmiş ve sizin Ebabileriniz yola çıkmış ayaklarında ateş balçıklarıyla müjdeler olsun size ey Eshabi Suud körfez mazlumlara karşı birleşmişler. Mazlumların ahıyla al aşağı olacak biride şüphesiz Tayyib efendidir. Arap şeyhleriyle Amerikan sedası olurken bugün halkın iradesine savaş açarak bombalar yağdırmaktadır zira hiçbir zaman halk iradesini tanımadı kadim dostu İsrail’e birlikte bu insanım diyen hangi vicdana sığar sen kalk İslam'dan dem vurup İslam düşmanlarına çalış. Sen kalk kardeşim de, ardından yılan gibi sok. Herşeyi mübah görerek insanlığı ortadan kaldırma yoluna gir, kameralar karşısında "One Minut" de kapalı kapılar ardında memleketi peş keş çek. Ömrün One minut olsa kime fayda, arlanmadan insan hakları, çocuk hakları, kadın ölümlerinden bahs et öte yandan ülken 35 yıldır süren 3500 köyün boşaltılmasına neden olsun binlerce gencin öldürülmesine neden olan binlerce ailenin ıstıraba acıya boyasın. Tıpkı İsrail ve Filistin gibi birileri zülme karşı taş atarken silah ve tanklarla orduyu üzerlerine sal, sonrada ahkam kes.

Kan izleri kurumamış halkı sömür memleketinin otları akıtılan kanlarla yeşertilen ülkeyi yönet, Amerika ve İsrail'in bir telefonuyla o burçtan bu burca geç konuşmanı sana hazırlayıp yollasınlar giyeceğin kıyafeti sana biçsinler aileni model olarak karşımıza diksinler Arap zalimlerine seni ağa bey tayin etsinler koalisyonla birlik olarak eğit-donat askerlerini hazırla, cellat IŞİD’in manevi babalığına soyun, memleketin sınırlarını kaldır vahşet estirmeleri için ülkeyi onların hizmetine sun ve kalk bize İslam hatipliği yap. Efendilerinin Osmanlı hayali uğruna basiret bağlarını kopararak kalk müslümanları suçla memleketi İsrail üstüne çevir ve burdada dini kulan. Evs ve Hazreç'in yaptığını yap atalarının mezar taşlarını sayarak övün, insanın kendini unutmasından daha kötü bir şey varmı acaba? Ey zulüm ateşlerini yakanların ateşçisi fitne eken fitne biçer Saddam’ın akibeti tüm zalimlere caridir. Ey müslümanlar uyanın fitnenin yaktığı ateşi fısıldadığı vesveseyi duyun hakkın nasıl karalandığına şahit olun sizin çağınızın Ali’si yıllardır bu münafıkların iftira ve çıkardığı güçlüklerle savaşmakta. Eğer gaye vahdet olmasaydı bir Amerikan uşağı bir zalim o huzura kabul edilirmiydi? Sizler için harcanan tüm bu çabaları boşa çıkarmayın Fatıma'yı anlamak bu gerçekle çok alakalıdır. Öz Muhammed’i din feraset ve teslimiyettir.

Bizleri mesiri haktan uzaklaştırma politikasına dikkat edelim, zira Ehl-i Beyti Peygamber aynı bu sistemle yalnız bırakıldı. Fedek’e el koyularak mali gücü ambargoya uğratıldı, tıpkı müslümanlara bu gün yapıldığı gibi. Bize Kur'an yeter dediler 1400 senedir Kur'an’ı ellerinden kurtaramadık. Nice yurtlar Kur’an adına istila edildi, insan feth etmek literatürlerine bile girmedi çünkü Peygamber aradan çıkarıldı Fatımatı Zehra tanınıp kabul görmedi, kadının ismi kadın kaldı sıfatları canavarlaştırıldı. Siyonistler yıllarca annelik ruhunu sömürdü modernlik adına, bu sistemin yetiştirdiği tüm ılımlı ve radikaler Muhammed’i dinle savaştı. Velayet-i Fakih her zaman nişandaki hedefti, İmam Ali’ye çektirilen tüm zorluklar Seyyid Ali Hamanei’e çektirilmekte. Cemelimi arıyorsunuz, Sıfınimi arıyorsunuz, Nehrevanımı Haricilermi yok diyorsunuz hepsi birden var. Kufemi yok müslüman yöneticileri Kufe zihniyetini çoktan geçti, satıldılar ve güce boyun eğdiler. Üzüm olan Tayyip’ler şarap olduda üstlerine Amerikan İslamınca yüzde yüz helal damgası vuruldu. Tüm bunlar Hz. Zehra’nın mağduriyetinin kadir bilmezliğin nimet olarak kabul edilmeyişinin delili değilmi?

Fatıma’nın İslami anlayışı savaşta ve kabri hala aşikar değil, zira hakkı henüz verilmedi ama kafir ve münafıklar duysunki Süreyya yıldızına gitmiş din Humeyni’yi kebir tarafından geri getirilmiş. Fatıma’nın evlatları Medine’yi yeniden kurmuş İKRA yeniden nazil olmuş, KEVSER yeniden okunmakta Allah'ın dininde yardım edecek olan yokmu diyen Hür Hüseyin'in çağrısına cevap olmuş. Ben varım diyen yiğitler Kudüs Ordusu yola çıkmış manevi kumandanı İmam-ı Zaman yaşayan şehidi Kasım Süleymani'dir. Düşmanların hepsi Muhammed ve Ali Muhammed düşmanıdır. Gün mazlumiyete son verme günüdür, Muhammed’in ordusu geri dönmüş uyuyanlar uyandırılmış son çırpınışıdır. Bu AHZABIN müslüman kadınlar batılın çirkefliğinden uzak Fatıma tefekküründeki anneliğe dönmüşlerdir. Nesillerinin katillerinden hesap soracak nesil yetiştireceklerdir.

Müstekbirler duysun bilsinki Muhammed’in kızı FATIMATU Zehra bizi birleştirmiştir ve tüm tağutlar haberdar olsun ki Fatıma’nın bir buğulu gözüne dünyayı feda edecek Muhammed ordusuylayız. O nimeti secde şükrüyle kıblemiz kıldık ve nefsimiz üzerine Rahman'a söz verdik hayatımızın felsefesi ZİLLET BİZDEN UZAK OLACAKTIR 

Kevser Şimşek

 
 
 
 


Yeni yorum ekle