Kadir Gecesi - 1

Sa, 12/05/2020 - 22:15

Kadir gecesi hikmeti ve felsefesini anlaşılarak ihya edilecek olunursa, o gecede gerçekleşmekte olan maneviyattan insan istifade etmiş olur. Bu gecede daha çok namaz kılma ve Kur’an tilavet etme peygamber ve imamlar tarafından tavsiye edilmekte.

 Kadir Gecesi - 1

1 ’Biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik.’’

2  ‘’Bilir misin nedir kadir gecesi?’’

3 ‘’Bin aydan daha hayırlıdır kadir gecesi !’’

4 ‘’ O gecede, Rabb’lerinin izniyle melekler ve Ruh her iş için iner dururlar.’’

5 ‘’ O gece esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar.’’

Mekke’de nazil olmuş olan kadir suresi beş ayettir. İsmini surenin ilk ayetinde geçen (Fi Leyletil kadr) dan almıştır.

Kadir: ‘’Mevki, şeref, yücelik, izzet, değer, azamet’’ manalarına gelir. Hiç bir ümmete nasip olmayan bu gece sadece Hz. Muhammed’in (s.a.a) ümmetine tahsis edilmiştir. Yüce islam peygamberi şöyle buyurmuştur:

‘’ Muhakkak ki yüce Allah, benim ümmetime hediye ettiği kadir gecesini benden önce ki hiç bir peygamberin ümmetine verilmemiştir.’’ Geceler içinde bir gece olan kadir gecesi bin ayda daha hayırlı kılınmıştır. Bu değerli gecenin bu ümmete tahsis edilmesi diğer ümmetler arasında bu ümmetin ciddi bir yere sahip oldukları anlaşılmaktadır.

Acaba kadir gecesi sadece Kur’an-i Kerim’in indiği gün ve zamanamı aittir sorusunun cevabı ayette belirlenmektedir. Fili mudari olan devamlılık ifade ettiğinden hem indiği güne ve zamana hem de gelecek tüm asırlara ve gelecek zamanlara aittir. Ayrıca isim cümlesiyle tabir edilen < selamun hiye hetta matle-il fecr> de devamlı olacağına işaretidir.

Kadir gecesi hangi gecedir?

 Kadir gecesi Ramazan ayının gecelerinden birinde olduğu bakara suresinin 185. Ayetinin beyanıyla anlaşılmaktadır.

‘’ O sayılı günler, Ramazan ayıdır. O  ramazan ayı ki insanlığa bir rehber olan, onları doğru yola götüren ve hakk’ı batıldan ayıran en açık ve seçkin delilleri ihtiva eden Kur’an o ayda indirildi. Artık sizden kim ramazan ayının hilalini görürse, o gün oruca başlasın. Hasta veya yolcu olan, tutamadığı günler sayısınca, başka günlerde oruç tutar. Allah sizin hakkınızda kolaylık ister, zorluk istemez. Oruç günlerini tamamlamanız, size doğru yolu gösterdiğinden ötürü Allah’ı tazim etmenizi ister. Şükredesiniz diye bu kolaylığı gösterir.’’

Ramazan ayında  Kur’an-i Kerim indiği kesinleşince kadir gecesinin de ramazan gecelerinde bir gecede olduğuda kesinleşmiştir. Ancak hangi gecede olduğu konusunda farklı söylemler vardır. Bu konu ile alakalı bir çok tefsirler yapılmıştır. Buna binaen ramazan ayının birinci gecesi, yedinci gecesi, ondokuzuncu gecesi, yirmibirinci gecesi, yirmi üçüncü gecesi, yirmi yedinci gecesi ve yirmi dokuzuncu gecesi olduğunu söylemişlerdir.

Ancak meşhur ve ma’ruf olan rivayetlerde Resul-i Ekrem ramazanın son on gününde itikaf yaparmış ve sahih rivayete göre yirmi birinci gece veya yirmi üçüncü gece olduğu kanaatı hasıl olmuştu. İmam Cafer es-sadık’tan (s.a) rivayet edilen bir hadiste şöyle buyurulmuştur: ‘’ Kadir gecesi yirmi birinci gece veya yirmi üçüncü gece olduğunu söylemişlerdir. ’’ Ancak Ehl-i Beyt kaynaklarının çoğu yirmiüçüncü gecede olduğu hakkında ağırlıklıdır. Muhaddislerden bazıları da yirmiyedinci gece olduğunu rivayet etmişlerdir. Bazı muhaddisler ise ramazanın son on gününün tek gecelerinde kadir gecesini  arayın diyenlerde olmuştur.

Neden kadir gecesi hangi gecede olduğu gizli tutulmuştur?

 Hemen akla gelen cevap: ramazan ayının tüm gecelerine önem verilerek ihya edilmesi istenilmiştir. Nasıl ki Allah; rızasını  ibadetler arasına gizlemiştir ki ta insanlar bütün ibadetlere önem versinler ve gadabını da günahlar arasına gizlemiştir ki insanlar günah işlemekten sakınsınlar; Allah dostlarını insanlar arasında gizlemiştir ki insanlığa saygı duyulsun; Kullarını dualarına icabetini dualar arasına gizlemiştir ki tüm duaları yapmış olsunlar; ismi azamı  Esma-i Hüsna arasında gizlemiştir ki Allah’ın tüm isimlerini büyük bilinmesi içindir ve bütün esma ile Rabb’isini anmasıdır; ölümün vakti de insandan gizlenmiştir ki her an ölüme hazır olmuş olsunlar.

Gizliliğin insanı onarmasındaki nüfuzunu beyan eden yüce Resul; ümmetini gizlilikler içinde hakikatı aramaya davet eder; çünkü gizli hakikatlarla donatılmış insan; özünde ki hakikata varabilmesi için kadri beyan edilmiş ay, gün ve gecelerde ki vuku bulmuş manevi değerlerle irtibat kurması gerekir ki kendinde var olan sırrı çözebilsin. Zira gizli olan her şey çekici ve tatlıdır; dikkatlı ol! şeytanda bu kanalda görev başındadır. Kadir gecesinde dahi insanın kalbine nüfuz ederek onu saptırmak için çalışmaktadır. Ancak Allah’ı anan bir kalp ve peygamberi hayatında yol gösterici olarak gören ve Kur’an’la hayatını şekillendirenler şeytanın oyununa gelmezler. Ancak peygamberle irtibatını kesmiş ve Kur’an’lada hayatını şekillendirmemiş olanlar ramazan gelince oruç tutar ve kadir gecesini de ihya ederler veya gecenin ehemmiyet ve önemini bilmeden sadece sevap amaçlı veya adet olarak yapanlarını şeytan onlara cazip göstererek  büyük bir iş yaptıklarıyla aldatır.

Allah’ın hidayetinin ne zaman ve nerde geleceğini kimse bilemez; bu nedenle herkes bu gecede el açar ve Rabb’isinden affını dilemiş olur ve Allah’da onu  hidayet eder. Evet Allah’ın hidayet ettiğine hiç kimse engel olamaz ve olma hakkına da kimse sahip değildir. Ancak hidayet olacakların çizgisini ve şeklini bizzat kendisi belirlemiştir ve rahmetine mazhar olacakların sıfatını da yine O’ belirlemiştir. En’am suresini 54. Ayetinde şöyle buyurur:

‘’ Ayetlerimize inananlar sana geldiğinde onlara de ki: Selam size! Rabbiniz merhamet etmeyi kendi zatına temel ilke edinmiştir. Gerçek şu ki: Sizden kim bilmeyerek bir günah işlerse, sonra ardından tevbe edipte kendini islah ederse, bilsin ki Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.’’

Ayeti dikkatle okuyalım; önce ayetlerimize iman edenler muhatap alınmıştır!  Evet! İman konusunu çok net ve açık bir şekilde izah eden suresini ölçü alarak ayette geçen iman konusuna açıklık getirilmiş olunsun!.

‘’ Asr’a yemin ederim ki insan gerçekten  ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.’’

İnsanların büyük bir ziyanda olduğunun haberini veren Allah, insanların bu zarardan kurtulabilmeleri içinde dört tane önemli maddeyi önermektedir.

 Bu programın ilk maddesi <İman> dır. Çünkü iman, insanın bütün işlerini ve faaliyetlerini şekillendirmektedir. İnsanın bütün çalışmalarının, hareket ve davranışlarının, yaşam tarzının ve hayatının şekillenmiş olduğu tarzı, fikri ve akidevi yapısını yine iman belirlemektedir. Dikkati çeken husus şudur ki burada iman mutlak zikir edilmiştir ki tüm mukaddesatlara şamil olmuş olsun, yani Allah’a iman onun sıfatlarına iman ve peygamberlerine iman, ahirete iman, meleklerine iman  ve semavi kitaplara imanın tamamını kapsamaktadır.

İkinci maddesi iman ağacının bereketli meyvası olan < salih amel> den söz etmekte. Ne geniş bir tabir ve muhtevası var ve oldukça yüksek < salihat> hemde < güzel ameller> yalnız ibadet değil, sadece Allah yolunda harcamak da değil, sadece Allah yolunda cihad etmekte değil, sadece ilim ve hikmet öğrenmekte değildir. Belki nefislerin ıslahında, ahlaki yönde tekamüle gitmede ve Allah’a yaklaşmak için ve insanlığın ilerlemesi için yapılan her işin en küçüğünden en büyüğüne kadar < salih amel> adı verilmiştir. Bunların tamamı imanın meyvasıdır; meyvası yoksa; ağaç kurumuştur.

Üçüncü ve dördüncü maddeler olan hakk’ı ve sabrı tavsiye etmektir. Bu iki madde iman ve amelin tekamül etmiş kısmıdır. Salih amel imanın meyvesidir; Hakk’ı savunmak, hakk’tan  yana olmak ve hakk için mücadele etmek salih amelin meyvasıdır. Hakk’ın yanında yer alma imanın ve salih amelin insana kazandırdığı yüce bir değerdir; iman ve salih amelin insana kazandırdığı üstün değer karşısında tahammül edemeyen şer güçlerin açmış olduğu savaş karşısında  ciddi bir duruş sergileyerek sabırla  mukavemet etme işlemi ise hakk’tan yana olduğunun isbatıdır. Kadir gecesinde bu değerler çerçevesinde yapılan ihyanın ayetin metnine uygun olduğu kabul edilmektedir; aksi halde insana sadece uykusuzluk ve yorgunluk kalır.

En’am suresinin 54. Ayetinin ikinci kısmında ise Allah iman ehlini peygambere yönlendirerek şöyle der: ‘’ onlar sana gelirlerse onlara selam de’’ diyerek kullarının irtibatını peygamberle sağlamaya çalışır ve peygamberinde irtibatının devamlı onlarla olmasını sağlar; bu irtibatın sağlanması iman ehlinin günah işlememesi için onları koruma altına alır. Yanlışlıkla günah işlemiş ve yaptığı hatadan pişman olanlar içinde Allah’ın rahmet kapısının açık olduğunun haberi verilir. Ancak yapmış olduğu günahlardan hakikaten pişman olmuş ve bir daha yapmama sözü verenler için Allah’ın rahmet kapısı açıktır. Ramazan ayının rahmet ve mağfiret ayı olduğu ümidi ile yaptığı günahlardan pişman olarak Rabb’isinin kapısını çalan  herkes bu ayın bereketinden istifade etmiş olur; yeter ki bir daha günah işlememe için mücadelesini yapmış olsun.

Kur’an-i Kerim’in nüzulu

Kur’an-i Kerim’in ramazan ayında indiğini  bizzatihi Kur’an teyid ederek onayla- maktadır. ‘’ Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır.’’ Ayetin zahiri beyanına göre Kur’an’ın tamamının  bu ayda indiğini onaylamaktadır. Kadir suresinin birinci ayeti ek olarak ‘’Biz onu (Kur’an’ı) kadir gecesinde indirdik’’ Zamirle işaret ettiği Kur’an-i  Mecid semavi kitapların en sonuncusu ve en büyüğüdür.  Allah, O’nun nüzulunu kendisine nisbet ederek birden fazla manasını taşıyan mütekellim maelgayr siğasile onun büyüklük ve azemetine delil olarak gösterilmektedir. Beşeriyetin hayatının mukadderatını çizen bu ilahi kitap, kadir gecesinde alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed’in (s.a.a) sinesine inmiştir. Ayetin metninde Kur’an-i Kerim’in tamamının ramazan ayının kadir gecesinde indiği anlaşılmaktadır. Ama isterse tarihi açıdan, isterse Kur’an’ın muhtevası açısından, isterse peygamberin yaşantısı açısından bakacak olursak Kur’an-i Kerim’in 23 yılda tedrici olarak indiği görülmektedir. Fakat yukarıdaki ayet Kur’an’ın ramazan ayının kadir gecesinde tamamının indiği söylenmektedir. Bu iki söyleme cevap olarak birçok muhakkikler ve araştırmacılar Kur’an-i Kerim’in iki nüzülunun olduğunu söylemekteler.

Kur’an-i Kerim’in tedrici nüzülu veya tamamının birden nüzülu

Bilindiği gibi yüce İslam peygamberinin nübuvveti döneminde Kur’ani Kerim 23 yılda inmiştir. Kur’an-i Kerim’in mana ve muhtevasına bakıldığında 23 yıllık yaşam süreci içinde müslümanların hayatında gelişen muhtelif havadisleri ve olayları, ayrıca insanlık durdukça onların sorunlarını cevaplandıracak hükümler ve yasalar tanzim edilmiştir. Bu bir hakikattır ki, Allah; Kur’an-i Kerim’le 23 yılda beşeriyetin kıyamete kadar ki hayatının yasasını tanzim etmiştir.

Öyle ise Kur’an-i Mecid hiç bir harfi dahi noksan olmaksızın kamil olarak kadir gecesinde mi inmiştir?

Bu soruya cevap bulabilmek için duhan suresinin üçüncü ayeti < Biz Kur’an-ı mubarek bir gecede indirdik > Ayrıca bakara suresinin yüzseksen beşinci ayeti  üçüncü olarak kadir suresinin  birinci ayeti < Biz Kur’an-ı kadir gecesinde indirdik>.

Mubarek  Ramazan ayının gecelerinden biri olan kadir gecesinde Resul-i Ekremin temiz kalbine inmiştir. Tamamının bir defada peygamberin kalbine indiğini teyid eden diğer ayetlerden de istifade ederek konunun ciddiyeti açıklanmış olsun; şöyle ki, peygambere tedrici gelmekte olan ayetler gelmeden önce gelmekte olan ayetten haberdar olduğunu beyan eden taha suresinin yüzondördüncü ayeti şöyle açıklık getirir < Sana O’nun vahyi tamamlanmadan Kur’an’ı okumakta acele etme >. Ayrıca kıyamet suresinin onaltıncı ayetinde şöyle beyan eder: < Kur’an-ı anlamak için dilini acele hareketlendirme >. Bu ayetler Kur’an’ın tamamının peygamberin sinesine kadir gecesinde indiğini açıklamaktadır. Her ne kadar muhtelif rivayetler olsa da kuvvetli ihtimal bir defada peygamberin kalbine kadir gecesinde inmesidir.

Genel olarak bir netice alacak olursak Kur’an iki çeşit nüzüla sahiptir. Önce Kur’an-i Mecid’in tamamı kadir gecesi Resul-i Ekrem’in temizlenmiş ve pak kalbine indirilmiştir. Yukarıdaki ayetler bunun açık delilidir. İkinci olarak tedrici inişidir ki yirmi üç yıl nübuvvet döneminde gelişen hadiseler ve oldukça hayati olan soru ve sorunları çözmek için ve toplumun yaşamına düzen vermek için sinesindeki Kur’an Allah’ın  emriyle  gerçekleşmiş veya gerçekleşmekte olan hadiseyi veya yol haritasını belirlemek için Cebrail vasıtasiyla vahyedilmiştir. Yani hangi ayetin hangi konuyla alakalı olduğunu veya hangi ayet, sorulan sorunun cevabı olduğunu veya beşeri düzenin tanziminde hangi ayetlerden istifade edileceği kendisine tedrici vahyedilmiştir.

Ayet ve hadisler ışığında yapılan değerlendirmeler sonuncunda elde edilen sonuç

Kur’an-i Kerim’in tamamı kadir gecesinde Levh-i Mahfuz’dan cebrail vasıtasıyle peygamberin temizlenmiş kalbine yazılmıştır; bu nedenle konuşan Kur’an veya canlı Kur’an sıfatıyle anılmıştır ve anılmaktadır.

Kesin delillerle Peygamberin Bi’seti 27 recepte olduğu halde; nasıl Kur’an-i Kerim’in ramazan ayının 23. Gecesi olan kadir gecesinde inmiştir? Sualın cevabı 27 recepte peygamberin nübuvvet ve risaletle görevlendirildiği  haberi kendisine bildirilmiştir; bildirilmiş olan bu görevin merasimi 23 ramazan kadir gecesi bütün meleklerin ve Ruhun bulunduğu bir merasimle Kur’an-i Kerim’in onun temizlenmiş pak kalbine yazılarak nübuvvet ve risalet tacı giydirilmiştir. Bu nedenle arada hiç bir tezat yoktur.

Kadir gecesi: Beşeriyetin kaderinin takdir edileceği bir gecenin; perde arkasındaki manevi merasiminin gerçekleştiği bir gecedir!.. İnsanlık tarihinin yeni bir döneminin başlangıç tarihi olduğu bir gecedir!.. İnsaniyet mektebinin programı  yeniden düzenlenerek üzerinde hareket edilecek yol ve çizginin kararının verildiği bir gecedir! Evet!.. oldukça yoğun programlı ve oldukça ağır sorumlulukların ve mes’uliyetlerin dağılımının yapıldığı bir gecedir! Evet bu gecenin kutsiyetini şöyle beyan ediyor Allah; <<İnna enzelnahu fiy leyletil kadır>> ‘’Biz Kur’an’ı kadir gecesinde indirdik’’ Çok önemli bir duyuru yapılmakta; anlama kabiliyeti olan ve duymak isteyen insan denilen varlığa ve hemen araya fasıla bırakmadan <> ‘’ Kadir gecesinin ne olduğunu bilir misin?..’’ diyerek gerçek bir uyarı yapar ve insanı o geceyi anlamaya davet eder ve o gecenin azametini ve büyüklüğünü açıklamak ister ve ara vermeden <>> ‘’ Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır.>> diyerek gecenin önemine ve azametine işaret ederek insanın bu gecenin  mana dolu sofrasına davet eder.

Evet! Bin aydan daha hayırlı olan bir geceden haber geliyor Mevlay-ı la Yezaldan; dikkat! Sekzen yılı aşkın bir ömrün elde etmiş olduğu sermayenin tamamını  bir gecede elde edileceğinin haberi verilmekte! Evet ama geceye kudsiyet veren hakikatların onaylanması, kabul edilmesi ve kabul ettiğini yaşantısına aksettirmeli ve yaşatmak için de canla malla ve tüm sevdikleriyle birlikte can bahasına onu korumalı ki kadir gecesinin manevi feyzinden istifade etmiş olsun, aksi halde sadece insana yorgunluk kalmış olur.

Evet! Bir muammadır bu gece, çünkü tüm yaratılmışlar secdededir bu gecenin azameti karşısında, her şey secdede < Sübhane rabbiyel ala der” hep birlikte > tüm manevi alemdeki varlıklar, büyük bir merasim için toplanmışlar alemi manada ve tamamı bir arada.

Evet! Hemen ve ara vermeden < Tenezzelül melaiketu ve Ruhu fiha bizni rabbihim min kulli emr> ‘’ O gece, Rabb’ilerinin izniyle melekler ve Ruh, her iş için iner dururlar’’

Dikkat edilen nokta < Tenezzelu > fiil-i muzari olup kadir gecesinin istimrarının delilidir; anlaşılıyor ki sadece Kur’an’ın geldiği gece için olmadığı belki bu gece ümmet için açılan ilk kapının başlangıcıdır. Bu başlangıç ta kıyamete kadar devam edecektir.Ve ümmet o gecede vuku bulmuş hadiseyi bütün canlılığıyla tekrar- tekrar her yıl ramazan ayında yaşayacak ve o ilahi sofradan istifade edecektir. Zaten hadisin metninden de o anlaşılmaktadır. < Benim ümmetime hediye olarak verilen kadir gecesi benden önceki ümmetlere verilmemiştir.> Zaten ayetin zahirinden de anlaşılıyor ki bu gece Kur’an-i Mecid’in indiği geceye tahsis edilmiştir. Ve Allah’ın Muhammed (s.a.a) ümmetine hediyesidir. Bu gıran-baha (paha biçilmez) hediyeye layık bir ümmet olmayı Rabbim nasip eylesin.

 

Muhammed Avci 



Yeni yorum ekle