Suudi Koalisyonunun BM Güçlerine Yönelik Komploları

Pt, 04/03/2019 - 13:16

Yemen Yüksek İnkılap Komitesi Başkanı El-Hudeyde'deki ateşkesi denetleme komitesi başkanının konvoyuna yapılan silahlı saldırılarından saldırgan Suudi Koalisyonunu sorumlu tuttu.

Welayet News - Yemen Yüksek İnkılap Komitesi Başkanı Muhammed Ali El-Husi Twitter'dan paylaştığı mesajda şöyle dedi:" Birleşmiş Milletler gözlemcilerinin konvoyuna yapılan saldırı, mütecaviz Suudi Koalisyonu'nun El-Hudeyde savaşını yeniden başlatarak barışın sağlanması sürecindeki engelleme planının bir parçasıdır. "

Suudi Koalisyonuna bağlı paralı askerler Cumartesi günü Birleşmiş Milletler Gözlemci Grubunun Başkanı Micheal Lollesgaard'ın konvoyuna El-Hudeyde limanının El-Hamseyn caddesinde saldırdı.

Yemen Barış Müzakerelerinin dördüncüsü 6 Aralık tarihinden beri Yemenli tarafların katılımı ile Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Sekreteri'nin Yemen İşleri Özel Temsilcisi Martin Griffiths'in başkanlığında İsveç'in başkenti Stockholm'da başlayıp 13 Aralık tarihinde El-Hudeyde'de ateşkesin sağlanması ile sonuçlandı.

Sana'dan ve Riyad'dan gönderilen heyetler arasında İsveç'te varılan bu ateşkes pratikte 18 Aralık gününde El-Hudeyde limanında başlamış olmasına rağmen ancak Suudi Koalisyonu bu ateşkesi her gün ihlal etmektedir.

El-Hudeyde'de barışın sağlanması meselesi Yemenli grupların İsveç'in Stockholm kentinde sağlanan anlaşmanın en önemli maddelerinden biri idi.

Bu barış anlaşmasında ateşkesin sağlanması ve özellikle de insani yardımların ulaşmasına izin verilmesi konuşuldu. Sağlanan bu anlaşmaların uygulanmasını denetlemek için ise Birleşmiş Milletler Teşkilatı bir gözlemci grubu görevlendirildi. Bu gözlemci grubun başkanlığını ise Danimarkalı general Michael Lollisgaard üstlendi.

Stockholm anlaşmasının üzerinden birkaç ay geçmesine rağmen ancak halihazırda bu anlaşmanın maddelerinin uygulanmasında bile hiçbir gelişme göze çarpmamasının yanı sıra bu sürecin durdurulmuş olmasını söylemek bile doğru olur.  

Saldırgan Suudi Koalisyonunun Yemen'de cinayetlerinin devam etmesi, Birleşmiş Milletler Teşkilatı Güvenlik Konseyi'nin Yemen'deki limanlarındaki ateşkesi desteklenmesi için 21 Aralık 2018'de 2451 sayılı kararlarının onaylandığı bir dönemde yaşanmaktadır.

BMGK'nin bu kararının iyi karşılanmasına rağmen ancak Amerika'nın Suudi Koalisyonu'nun cinayetlerinin araştırılması maddesini bu anlaşmadan silmesi doğrultusundaki sinsi girişimi Suudi Koalisyonunu ceza almaktan kurtarıp saldırganların ateşkesi bile ihlal ederek Yemen'deki cinayetlerine devam edebileceklerine yeşil bir ışık yaktı.

 

Saldırgan Suudi Koalisyonu  vahşi ve şirret dolu saldırılarına devam ederek sadece El-Hudeyhde'ye yönelik askeri baskısın arttırmak değil Yemen'in diğer eyaletlerini de zor durumda bırakmak istiyor.

Suudiler ve onların paralı askerleri Yemen'de savaş yolu ile elde edemediklerini hedefleri müzakereler ve anlaşmalar kisvesi altında şirretleri ile gerçekleştirmek istiyor.

İhtilafların artması ve ayrıca Suudi Arabistan'ın yükümlülüklerini yerine getirmemesi İsveç Barış Anlaşmasını aksatmaktadır. Buna esasen Yemenli gruplar arasında El-Hudeyde limanında bulunan bir geminin güvertesi üstünde İsveç Anlaşmasınının uygulanması müzekkerleri yapıldı.

Buna rağmen Yemenli taraflar hala geri çekilme ve güçlerin yeniden dizilişi konusunda ihtilafları bulunmaktadır.

İsveç Barış Müzakerelerini düzenleyen BMT ise 13 Aralık anlaşmasından sonra ateşkes sürecini gözlemlemek için Patrick Camaert başkanlığında bir gözlemci grup gönderdi. Ancak Camaert kısa bir süre sonra makamından istifa edip onun yerine ise Danimarkalı General Michael Lollisgaard geçti.

Bu heyetin eski başkanı General Patrick Camaert ise Yemenli tarafların, iyi niyetleri, güvenin oluşmasındaki olumlu etkileşimleri, uygulanabilir yöntemler sunmaları, limanların ve özellikle de El-Hudeyde limanının silahsızlandırılması ve arama kurtarma çalışmalarının kolaylaşması konusundan dolayı teşekkür etmişti.

Bu açıklamalar ise dolaylı bir şekilde Suudi Arabistan ve paralı askerlerinin İsveç barış anlaşmasının uygulanmasındaki en büyük engel olduklarını gösteriyor. Esasında Suudi Arabistan'ın bu davranışları Yemen'de her hangi bir barış sürecinin işlemesini engelleyici mahiyete sahiptir. Böylece uluslararası toplum da Yemen halkının Alı Suud tarafından cinayetlere maruz bırakıldığına şahitlik etmektedir.

Suudi Koalisyonunun askeri ve siyasi başarısızlıklarını örtbas etmek için gerçekleştirilen bu sinsi planlar Suudi hakimlerinin savaş yanlış, barış düşmanı mahiyetlerini daha da belirgin bir şekilde gözler önüne sermiştir. Bu da uluslararası arenada Suudileri daha fazla gözden düşürüp menfur etmiştir.



Yeni yorum ekle