Nebih Berri'den Ateşkes Görüşmelerindeki Son Gelişmeler Hakkında Açıklama
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, ateşkes konusunda bu ülkede olumlu bir atmosferin bulunduğunu ve Amerika'nın teklif taslağının tüm maddelerinin dikkatle tartışılıp gözden geçirildiğini söyledi ve şu ifadelerde bulundu: ‘1701 sayılı karar hiçbir şeyi değiştirmeyecek ve Netanyahu sabotajlarına devam ederse her şey daha da kötüleşecek.’
Welayet News - Ateşkes müzakerelerine ilişkin son süreç ve Amos Hochstein'ın Beyrut ziyareti hakkında konuşan Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri şu açıklamalarda bulundu: ‘Bugünkü atmosfer düne göre daha olumlu ve İsrail'in Amerika'nın ateşkes önerisine yanıt vermesini bekliyoruz.’
Nebih Berri, el-Liva gazetesine verdiği röportajda şunları söyledi: ‘Bugün gördükleriniz iki haftalık çalışmanın sonucudur ve son iki günde 13 maddeden oluşan taslak anlaşmanın tüm maddelerini ele aldık ve tüm bu maddeleri detaylı bir şekilde değerlendirdik.’
Lübnan Meclis Başkanı, “Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararına herhangi bir şey eklenecek mi?” sorusuna şöyle yanıt verdi: ‘Asla böyle bir şey yok ve bu karar aynı şekilde kalacak ve hatta bu kararın uygulanma mekanizması bile eskisi gibidir.
Önemli ve belirleyici günlerle karşı karşıyayız, ya işgalci rejimin Başbakanı Binyamin Netanyahu anlaşmayı kabul edecek ve savaş bitecek, ya da her zamanki gibi sabotajlara devam edecek ve biz daha kötü senaryolara doğru ilerleyeceğiz.’
Nebih Berri, “Hochstein Lübnan'dayken eylemlerini Tel Aviv'le koordine etti mi?” sorusu üzerine şunları söyledi: ‘Doğal olarak Amerikalıların Tel Aviv'de bir büyükelçisi var ancak bu hassas konu telefonda çözülemez ve Hochstein Tel Aviv'e gitti ve yakında İsrail'in ateşkes önerisine vereceği yanıta göre net bir tablo ortaya çıkacak.’
Lübnanlı bu yetkili, bazı insanların savaş sırasında veya sonrasında fitne ve iç anlaşmazlıkların çıkması konusundaki endişelerine değindi ve şu ifadelerde bulundu: ‘Mültecilerin diğer Lübnan vatandaşları tarafından kucaklanması iç savaş ihtimalini ortadan kaldırıyor. Ülkede var olan ve bazen bölünme aşamasına gelen doğal siyasi farklılıklara rağmen Lübnan'da gördüğümüz şey, tüm Lübnanlılar arasında gerçek bir dayanışma ve birlik örneğidir ve zor ve hassas durumlarda bile Lübnanlıların milli ve insani asaletlerini kanıtladıklarını görüyoruz.’
Beyrut'taki ABD temsilcisinin müzakere sürecinden haberdar olan kaynaklar daha önce, direnişin askeri gücünün siyasi müzakerelerdeki etkisine değinerek şu açıklamalarda bulunmuştu: ‘Amerikalılar da Lübnan'ın taleplerinin makul ve mantıklı olduğunu, dolayısıyla İsrail'in herhangi bir itiraz ve engellemede bulunması durumunda müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanmasından sorumlu olacağını bizzat kendileri de kabul ediyorlar.’
Siyasi kaynaklar, el-Ahbar’a verdikleri röportajda, sahanın siyasi müzakerelere etkisinden bahsetti ve şunları söyledi: ‘İsrail'in Beyrut'a yönelik saldırılarına yanıt olarak Hizbullah'ın geçtiğimiz günlerde Tel Aviv'e yönelik operasyonu ve bu operasyonun Hockstein'ın Lübnan'a gelişinin arifesinde gerçekleştirilmesi müzakerelerde önemli rol oynadı ve bu operasyon Hizbullah'ın gücünü yeniden kazandığına dair mesajlar içeriyordu. Bu, İsrail'in kendi şartlarını istediği gibi dayatamayacağı anlamına geliyor.’
New York Times gazetesi Amerikalı yetkililerinden naklen şu açıklamalarda bulundu: ‘İsrail, Hizbullah'ın kısa menzilli füzelerini imha edemedi ve Lübnan'dan roketler atılmaya devam edildiği sürece İsrail, kuzey bölgelerinde yaşayan on binlerce insanı ülkelerine geri döndürme hedefine ulaşamayacak. Bu nedenle, İsrail'in Hizbullah'ın füze tehditlerini azaltmadaki başarısızlığı, İsrail kabinesi üzerinde ateşkesi kabul etmesi veya en azından çatışmayı geçici olarak durdurması yönünde baskı oluşturmaktadır.’
Yeni yorum ekle