Sen Ey Filistinli...
Sen Ey Filistinli...
Filistinli kendi toprağında esir olandır, onu var eden her şeyden koparıp uzaklara sürüklenen bir yurtsuzdur. Kendi toprağına, suyuna, denizine, şehrine ve köyüne girmesi yasak olandır.
Onun zeytin agaçları kökünden söküldüğü ve yerine beton binalardan yurtlar işgalcilere yaplıdığı gibi o da köklerinden sökülüp beton duvarların arakasına itilmiştir. Filistinli köksüz bir zeytin ağacıdır. Onun hafızasnı benliğini bedenini var eden her şey, her yaşanmışlık her hatıra her gönül bağı elinden alınmıştır.
Yabancıdır ve yabandır, kırılgandır ve kırılganlığından öfkeli. Yılların yılı evinin yıkılışını görmüş bir daha bina edilemeyecek evinin yıkılşında kendi varlığının çöküşünü hiss etmiştir, annesinin sevdiklerinden vedalaşırken feryadı ve hıçkırması kafasında döner ve yansır her gün her gece, kardeşinin büyüyemeden vurulmasına tanık olmuş kardeşinin kanı ılık ılık elinin şeritlerinde hala sözülür, arkadaşlarının işkence izleri onun kalbinde dinmeyen birer sızıdır.
Geçmişi kadar Geleceğide yıkıktır Filistinlinin.
Filistin bir coğrafyanın adı değildir sadece, Filistin tüm yitirilmiş coğrafyaların şifresidir. Yitirilmiş işgal edilmiş her yurdun adı Filistinidr, Hayır! İşgal edilmiş ama kurtulmayı bekleyen her Yurdun adı Filistindir.
Ve Filistinli işgal edilen toprağını, suyunu, şehrini ve köyünü yani yurdunu kurtaması gereken her sürgünün adıdır.
Ve Filistnli kendinden kaçandır da, ihanete sapandır. Yarasına ihanet eder, acısının anlık dinmesi için ömürlük köleliğe bedel düşmanın ilacına kanar. Yıkık evinde çaresiz kalınca evini ve bahçesini yıkanın köşküne sokulmak ister. Bin tehlikeyi göze alır düşmana sığınmak kendinden uzaklaşmak için. Ve Denizlerde boğulur, bodrumlarda kayıp olur, cinlere katılır, cinnet geçirir, düşmanı gibi sonunda cani olur.
Düşmanın emannamesinin Filistinliye pahası ağırdır, çünkü kardeşlerini vurmada düşmanına ortak olmalı. Savaşan kardeşlerini vuramadıysa aşağılayacak, olmadı özgürlük için direnenleri/didinenleri görmezlikten gelmeyi yayacak. Filistinlinin düşmanına ortaklığı ihanetsiz olamaz. Karşılığı ise bir kara boşluktur.
Nihayetinde Filistinli direnendir, var olma için direnmeli. Tarih ona varlığı için sadece bir yol bırakmıştır şerefli bir var olma için, yani hürce bir yaşam için bir yolu vardır: Direniş. Direnmezse ölür, bedeni ölmeden ölür ruhu. Yaşam için bedenini her tehlikeye karşı hazır ve uyanık tutar ve ruhu tahayyülle dolup taşar, hür bir yurdun tahayyülüyle. Sert gerçeklik ve metal dünya onun ışıklı hayal dünyasını ve metafiziğini alt edemez. Esaret ve köleliği dayatan ultra gerçeklik ve reel politikaya karşı hürriyeti inşa edecek tahayyül kuvvetiyle ve imgeleme yaratıclığıyla direnir. Direnirken yoldaşlar edinir hürriyet direnişi yolunda. Kurtarılırsa hiç göremeyceği Gelecek, kurtulmuş olacak işgal edilmiş geçmişi de. Yaralar ve yaraların sancıları kurulacak hür bir gelecek nesilinin hatırasında şifa bulacak.
Sen ey Filistinli işgal altında yurdun, geçmişin ve geleceğin. Ağlıyormusun haline? Kaçıyormusun kendinden? Yoksa Savaşıyomusun Hürriyetin için?
Emir Sina
Yeni yorum ekle