Umman'dan Güvenilir Bir Haber Ve Gerekli Bir Soru!
İran’ın etkili ve eski gazetelerinden Keyhan’ın genel yayın yönetmeni ve baş yazarı Hüseyin Şeriatmedari son yazısında İran ve ABD arasındaki dolaylı görüşmeleri değerlendirdi.
Welayet News - Şeriatmedari, yazısında şu ifadelerde bulundu:
1-Güvenilir bir habere göre, Trump'ın temsilcisi Steve Witkoff’un Maskat'taki dolaylı görüşmelerin başında masaya koyduğu hususlar, medyada geniş yer bulan reklam ve propagandalardan ve bazı ABD yetkililerinin iddialarından tamamen farklı. Keyhan Gazetesine ulaşan ve güvenilirliği son derece yüksek olan söz konusu haberde, Steve Witkoff’un Irakçi’ye sunduğu taslakta, Nükleer tesislerin kaldırılması (!), askeri saldırı ihtimali (!) gibi bugünlerde yoğun bir şekilde tartışılan konulara dair hiçbir iz, işaret veya ipucu bulunmadığı ve sadece İran'ın nükleer faaliyetini silahlandırmaması üzerinde durulduğu belirtiliyor. Bahsi geçen haber Keyhan Gazetesine tamamen güvenilir bir kanaldan ulaşmış olsa da, kolayca göz ardı edilemeyecek ve edilmemesi gereken bir nokta var.
2-Cumartesi günü öğleden sonra Umman'ın başkenti Maskat'ta başlayan İran ile ABD arasındaki dolaylı görüşmelerde, İran Dışişleri Bakanı'nın sorduğu soru ve Steve Witkoff’un bu soruya vereceği yanıt, görüşmelerin kaderinde belirleyici rol oynayabilir ve ileriye dönük yolun net bir resmini çizebilir.
Irakçi, ilk adım ve ilk soru olarak, Steve Witkoff’a şunu sormalıdır: “Bir anlaşmaya varıldığını varsayarsak (!) Trump'ın bu olası anlaşmaya önceki Nükleer Anlaşmaya davrandığı gibi davranmayacağının garantisi nedir?” Çünkü Nükleer Anlaşma çok taraflı ve ABD’nin de taraf olduğu bir anlaşmaydı ve BM Güvenlik Konseyi 2231 sayılı kararıyla Nükleer Anlaşmayı onaylayıp garanti altına almıştı. Trump tüm anlaşmaları ve hatta BM Güvenlik Konseyi kararını hiçe sayarak Nükleer Anlaşmadan çekilmişken, (kendi deyimiyle Nükleer Anlaşmayı yırtıp atmışken), şu anki dolaylı müzakerelerde bir anlaşmaya varılması halinde, bu olası anlaşmayı da hiçe sayarak Nükleer Anlaşmayı aynı akıbete uğratmacağına dair nasıl bir güven ve garanti var?!
3- Irakçi, akıllı bir müzakerecidir ve saygın mevkilere sahiptir. Dolayısıyla bu konuda İmam Hamanei’nin çözüm talimatlarını uygulayacakları beklenmektedir. İmam Hamanei bu konuda 9 Nisan 2021’de şöyle demiştir: “Tüm yaptırımları fiili olarak kaldırmalılar, öyle ki, İran İslam Cumhuriyeti bunları denetleyebilmeli. Aslında yaptırımların kağıt üzerinde görünüşte kaldırılması bizim için bir önem arz etmiyor, yaptırımların fiili olarak kaldırılmasının etkilerini gözlemlemek çok daha önemlidir.”
4- Şunu da belirtmek gerekir ki, düşmanlar İran İslam Cumhuriyeti’nde yol haritalarını bilen, devrimin hedeflerini örnek bir bilgelik ve otoriteyle gerçekleştiren İmam Hamanei gibi akıllı ve zeki bir süper rakiple karşı karşıya olduklarını çok iyi anlamışlardır. (Birkaç yıl önce USA Today'de çıkan bir makaleden ve Amerikan düşünce kuruluşu Harry Teege’den alıntılanmıştır - Harry Teege'in raporunda “Super Opponent” (süper rakip) terimi kullanılmıştır).
İmam Hamanei’nin daha önce de birçok kez yapılan, doğrudan müzakerelerin yasaklanması ve dolaylı müzakerelerin başlatılması konusundaki vurgusu, muhalif tarafa, hikayenin bu tarafına, yakın dostları ve müttefikleri dahil, başkalarına davrandığı gibi davranamayacağı yönünde açık bir mesaj gönderdi. Trump'ın Avrupa Birliği'ne (Amerika'nın en yakın müttefiki) yaptığı şu açıklamaya dikkat edin. Trump şöyle diyor: “Avrupa'ya ağır tarifeler koyduk. Şimdi müzakere masasına geldiler. Müzakere etmek istiyorlar, ancak bize her yıl büyük miktarda para ödemedikleri sürece, sadece şimdilik değil, gelecekte de müzakere olmayacak.
Trump'ın, Kanada, Meksika, Panama, Ukrayna gibi benzer örnekleri olan ve olmaya devam eden Avrupa Birliği'ne yönelik muamelesi, Trump'ın İran'a benzer şekilde davranma cesaretine ve yeteneğine sahip olmadığını açıkça gösteriyor.
Hüseyin Şeriatmedari
Yeni yorum ekle