İsrail Ordusunda Kriz; Hava Kuvvetlerinin İtaatsizlik Hareketi

Pt, 14/04/2025 - 19:03

Netanyahu kabinesini eleştiren İsrail Hava Kuvvetlerinden bine yakın pilot, emekli ve yedek askerin yazdığı mektup işgalci rejimin askeri krurumu ve kabinesinde yeni bir tartışma yarattı.

Welayet News  - Siyonist İsrail'in Gazze'ye saldırıları yeniden başlamasıyla birlikte iç krizlerle boğuşan rejimin güvenlik durumu daha da kötüleşti. Bu kritik durumda Netanyahu kabinesini eleştiren İsrail Hava Kuvvetlerinden bine yakın pilot, emekli ve yedek askerin yazdığı mektup işgalci rejimin askeri krurumu ve kabinesinde yeni bir tartışma yarattı.

Mektupta hava kuvvetlerinde görevli bir grup pilot ve yedek askerin Netanyahu kabinesini eleştirerek Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıların sonlandırılmasını istediği aktarıldı. İsrail basında çıkan haberde, bir grup pilot ve yedek askerin kaleme aldığı mektubun hava kuvvetlerinde "krize" neden olduğu belirtildi.

Hava Kuvvetlerinin Başlattığı İtaatsizlik Hareketinin Anlamı Ne?

Bu protesto dilekçesi, son birkaç gündür İsrail medyasının ana gündeminde yer alıyor. Siyonist çevreler, ordu komutanlığı ve kabine yetkililerinin mektuba ilişkin tutumunun, siyasi ve askeri düzeydeki kaosun ve kabinenin yetersizliklerinin bir yansıması olduğuna inanıyor.

Mektupta dikkat çeken birkaç husus var. Bunlardan biri, mektubun rejimin ordusuna bağlı pilotlar ve yedek askerleri tarafından hazırlanmış olmasıdır. Herkesin bildiği gibi hava kuvvetleri İsrail'in en önemli askeri kurumudur. Siyonistlerin en büyük yatırımı ile ABD'nin sağladığı askeri yardımlar işgal rejiminin hava kuvvetleri içindir.

Bu nedenle Siyonist uzmanlar, İsrail komutanlığı ve Netanyahu kabinesinin söz konusu mektuba imza atanları kovma kararını tehlikeli bir adım olarak değerlendiriyor ve en az 100 hava kuvvetleri mensubunun ihraç edilmesi durumunda bile bunun orduya çok ağır bir bedel ödeteceğini ve bu kuvvetlerin her birinin eğitiminin uzun yıllar alacağını düşünüyorlar.

Bir diğer konu ise, savaşın yeniden başlaması ve Gazze'de tutulan esirlerin hayatlarının tehlikeye atılması nedeniyle Siyonistlerin Netanyahu kabinesine ve kendisine karşı başlattıkları büyük sokak protestoları dalgasının ardından, bu kez protesto dalgası ordu saflarına yayılmasıdır. Mektuba imza atanlar, savaşın devam etmesini açıkça siyasi olarak nitelemiş ve İsrail'in Gazze'ye karşı başlattığı savaşın Netanyahu'nun kişisel çıkarlarına hizmet etmeye devam ettiğini ve hiçbir güvenlik gerekçesi olmadığını itiraf etmişlerdir.

Mektupta, “Bu savaş aynı zamanda Gazze'deki İsrailli esirlerin  karanlık tünellerde hayatlarını riske atmak anlamına geliyor ve İsrail ordusunu bir kez daha ölüm bataklığına sürüklüyor.” denildi.

İsrail Ordusunda Büyük Bir itaatsizlik Hareketinin Tehlikeleri

Diğer önemli konu ise mektubun kritik bir zamanda yayınlanmış olmasıdır; Gazze'ye karşı savaş yoğun bir şekilde devam ederken İsrail ordusunda insan gücü eksikliği nedeniyle, Siyonistler arasında Haredilerin (Ultra Ortodoks Yahudiler) savaştan muaf tutulması gerginliği artırmıştır.

Gazze savaşını protesto eden mentubu hazırlayanlar, Netanyahu'yu kişisel hedeflere ulaşmak için savaşı sürdürmek ve Gazze'deki İsrailli esirlerin hayatlarını tehlikeye atmakla suçladılar.

Hava Kuvvetlerinin İtaatsizliğinin İsrail Toplumuna Etkisi

Rejimin askeri kurumunun en önemli parçası olan İsrail Hava Kuvvetleri, eğitimleri yıllar süren ve büyük masraflar gerektiren seçkinler ve uzman askerlerden oluşuyor. Öte yandan hava kuvvetlerinin çok düşük rütbeli bazı unsurları da Siyonistler arasında seçkin ve önde gelen isimler olarak değerlendiriliyor. Pilotlar ve denizciler "İsrail toplumunun efendileri" olarak adlandırılıyor.

Genel olarak İsrail Hava Kuvvetleri mensupları, ordunun diğer birliklerine ve özellikle kara güçlerine kıyasla özel bir avantaja ve ayrıcalığa sahiptir. Çünkü işgal rejiminin ordusunda görev alan pilotların ve hava kuvvetleri mensuplarının büyük çoğunluğu, toplumun zengin kesimlerinden, bürokratlar ve elit aileleri çocuklarından seçiliyor. Kara kuvvetleri ve diğer birliklerin unsurları ise ekonomi ve eğitim açıdan daha düşük olan alt sınıflardan oluşur.

İsrail Hava Kuvvetleri personeli ordunun özel mali avantajlardan yararlanıyor.

Buna göre, hava kuvvetleri protesto ve itaatsizlik dalgasına başlaması, felaketin derinliğini ve İsrail askeri kurumundaki anlaşmazlığı yansıtıyor.

Genelkurmay Başkanlığı görevinden istifa eden Herzi Halevi daha önce ordu içindeki gerginlik ve protestolara karşı Genelkurmay'da temkinli bir tutum sergilemeye çalışmıştı. Fakat Netanyahu'ya yakınlığıyla bilinen yeni genelkurmay başkanı Eyal Zamir'in göreve gelmesinin ardından İsrail ordusunun iç politikaları daha saldırgan bir hal aldı. Bu kapsamda işgal rejiminin ordu komutanlığı, söz konusu mektuba hızla yanıt vererek, imzacıların kovulması yönünde emir verileceğini duyurdu. İsrail ordusu da mektubun sonuçlarını küçümsemeye çalışarak, imza atanların çoğunun ileri yaşları nedeniyle aktif yedek güç olmadığını iddia etti.

Ancak işgalci rejim ordusunun en büyük korkusu, itaatsizlik dalgasının diğer askeri birim ve oluşumlara da sıçramasıdır. Hava kuvvetlerindeki pilot ve yedek askerlerin ardından, İsrail donanmasından emekli 150'den fazla subay ile zırhlı birliklerden yedek askerler, esir takası amacıyla Gazze'deki saldırıların sonlandırılması için mektup yayımlamıştı. İsrail rejiminin önemli askeri istihbarat birimi 8200 ise söz konusu mektubu desteklerken yedek kuvvetler bölümündeki yüz doktor da benzer bir protesto mektubuna imza attı.

Bu arada İsrail ordusu için en endişe verici senaryo, itaatsizlik olgusunun düzenli birliklerin saflarına da yayılmasıdır. Bu girişim, İsrail'in güvenlik ve askeri kurumlar içinde tehlikeli bir iç çekişmeye yol açarak iç krizi tetikleyebilir.

İsrail Ordusundaki İtaatsizlik Dalgasının Siyasi Sonuçları

İsrail rejimine yakın çevreler, Genelkurmay Başkanı'nın protestocuları ordudan ihraç etme kararını memnuniyetle karşıladı ve doğru bir karar olarak değerlendirdi. Bu karara Netanyahu ve işgal rejiminin Savaş Bakanı İsrael Katz da destek verdi. Ancak muhalif çevreler, İsrail kabinesine ve şahsen Netanyahu'ya sert bir şekilde saldırdılar ve protesto dilekçesini hazırlayan pilotları ve hava kuvvetleri mensuplarını desteklediler.

Binyamin Netanyahu, hava kuvvetleri mensuplarının yazdıkları mektup nedeniyle sinirlendi. Mektubu imzalayan kişileri "bir avuç yabani ot" olarak nitelendiren Netanyahu, mektuba ilişkin "İsrail askerleri adına yazılmadı" iddiasında bulundu.

Bir kısmı muvazzaf olan askerlerin yayımladığı mektupları "propaganda" lanse eden Netanyahu, İsrail kamuoyunun bu "yalan propagandaya inanmadığını" savundu.

Söz konusu mektubun "İsrail askerleri adına yazılmadığını" ileri süren Netanyahu, bu çağrıyı yapan askerlerin "yabancı sivil toplum kuruluşlarınca fonlandığını" iddia etti.

Muhalefet ise Netanyahu'nun kabinesini sert bir dille eleştirerek rejimi protestocuları cezalandırmakla suçladı. Siyonist İsrail'de ana muhalefet lideri Yair Lapid de aralarında bulunduğu bazı isimler, Netanyahu liderliğindeki aşırı sağcı kabinenin, ultra-ortodoks Yahudiler için toplu askerlik hizmetinden muafiyet talep ederken, ordunun seçkin güçlerini ihraç etme kararı aldığını söylüyor.

Hava Kuvvetlerine mensup 1000'e yakın emekli ve aktif görevdeki yedek asker ve pilotun imzaladığı mektubun başlatıcısı olan emekli askerler, Tel Aviv'de bir basın açıklaması yaptı.

Emekli askerler, Gazze'ye saldırıların yeniden başlamasının siyasi kaygılarla İsrailli esirlerin terk edilmesi anlamına geldiğini ifade etti.

Yedek subay Uri Arad, şunları kaydetti:

“Bizler Hamursuz Bayramı'nı (Pesah) kutlamaya hazırlanırken, dostlarımız Gazze'de karanlık, oksijensiz tünellerde çürüyor ve bu bizim için dayanılmaz bir durum. Gazze'deki İsrailli esirlerin koşulları tarif edilemez düzeyde ve şimdi büyük ölçüde siyasi nedenlerle, Gazze'de kaderine bırakıldılar.”

Arad, “Netanyahu, esirlerin serbest kalmasını sağlayacak anlaşmaları sabote ediyor. Netanyahu, iki ay önce İsrailli tüm esirlerin serbest kalacağı ve herkesin Seder gecesi (Yahudilerce kutsal Hamursuz Bayramı'nın ilk gecesi)  evinde oturacağı anlaşmayı ihlal etti.” sözleriyle tepkisini dile getirdi.

Yedek subay, “Netanyahu, Gazze'de ölüme terk edilen esirlerin hayatlarını kurtarmaktan çok, kişisel çıkarlarını ve kendi kurtuluşunu tercih etti. Bir buçuk yıl bekledik, artık yeter. Kamuoyunun baskısı yoğunlaşmazsa hiçbir şey olmayacak ve esirler bu koşullar altında Gazze'de kalmaya devam edecekler.” diye konuştu.

Tags: 


Yeni yorum ekle