Avrupa Nükleer Silahlanmaya Mı Gidiyor?

Pt, 10/03/2025 - 12:22

Avusturya’da yayınlanan Die Presse gazetesine göre; Avrupa, ABD ile derinleşen anlaşmazlıklar nedeniyle nükleer silahı değerlendiriyor.

Welayet News  - Gazetede yayınlanan yazıda şu ifadelere yer verildi: Soğuk Savaş'tan bu yana Amerikan nükleer silahları Avrupa'nın caydırıcılığının temelini oluşturuyor; ancak görünüşe göre ABD artık güvenilir bir ortak değil.

Birleşik Krallık’ın nükleer caydırıcılığını oluşturan Vanguard sınıfı bir denizaltı, onlarca yıldır dünya okyanuslarında dalış yapıyor ve tam konumu sır olarak saklanıyor. 150 metre uzunluğundaki bu çelik dev, 11 bin 300 kilometre menzilli Trident II nükleer füzelerini ve İngiltere Başbakanı'nın el yazısıyla yazılmış bir mektubunu barındırıyor. Bu mektupta, İngiliz hükümetinin nükleer bir saldırı sonucu yok olması durumunda son çare olarak ne yapılması gerektiğine dair talimatlar yer alıyor. Mesaj açıktır: Nükleer saldırı durumunda İngilizler de yanıt verebilir.

Avrupa'nın iki nükleer gücü İngiltere ve Fransa için nükleer caydırıcılık konusu, şu anda tartışmaların gündeminde. Daha önce birçok kişi bunu asla konuşmak istemiyordu. Gündemde "Avrupa’nın atom bombası" var. Amerikalılar kıtanın üzerinden nükleer kalkanı çekerse Avrupalıların ne yapacağı sorusu tartışılıyor. İngilizler ve Fransızlar müdahale edebilir mi? Yoksa o zaman bir Avrupa veya Alman bombasına mı ihtiyaç olacak?

Elbette ABD Başkanı Donald Trump henüz ittifakın nükleer reasürans anlaşmasını kamuoyu önünde sorgulamadı. Ama artık dostlarına düşman, düşmanlarına dost gibi davranıyor. Onun ittifaklarla ilişkisi temelde zordur.

Almanya seçimlerinin galibi ve ülkenin gelecekteki muhtemel şansölyesi Friedrich Mertz, "Donald Trump'ın NATO yardımına ilişkin vaadini artık tam olarak yerine getirmeyeceği gerçeğine kendimizi hazırlamalıyız” dedi.

Bu, Almanya'nın muhtemel başbakanı Mertz’in ağzından çıkan şaşırtıcı bir açıklama. Eğer haklıysa her şey değişir.

Soğuk Savaş'tan bu yana Avrupa, son çare olarak Amerikan nükleer silahlarına güveniyor. Bu silahların önemli bir bölümü, Almanya’daki ABD askeri üslerinde konuşlandırılmış durumda. Alman savaş uçakları acil durumlarda hedeflerine uçabiliyor.

ABD Başkanı Trump’ın bu bombaları serbest bırakacak şifresi var. ABD ile Belçika, İtalya, Hollanda ve Türkiye arasında da benzer anlaşmalar mevcut. ABD'nin Avrupa'daki B-61 bombalarının tam sayısı gizli tutuluyor. Bölgede 100 ila 150 arasında taktik nükleer silah bulunduğu tahmin ediliyor.

ABD'nin stratejik silahları Avrupa için "kapsamlı caydırıcılık" sağlıyor. ABD nükleer şemsiyesini, nükleer güç olmayan ülkelere de açarak, bu ülkelerin bağımsız bir nükleer şemsiye sahibi olmasını engelliyor. ABD'ye göre Amerikan nükleer koruması her zaman nükleer silahların yayılmasını önlemenin bir aracı olmuştur. Şimdi eğer Avrupa artık Amerika'ya güvenemezse, bu sadece Avrupa'da değil, dünyada da bir nükleer silahlanma yarışına yol açabilir.

NATO ve Almanya Savunma Bakanlığı'nda çeşitli görevlerde bulunmuş olan Alman Dış Politika Cemiyeti (DGAP) yetkilisi Karl-Heinz Kamp, “ABD Başkanı Donald Trump'ın politikaları sonucunda Avrupa'nın caydırıcılığı önemli ölçüde zarar gördü, ama henüz kaybolmadı” dedi.

Kamp'a göre; Kesin olan şu ki, Trump'ın dönüşüyle birlikte ABD'nin nükleer güvenlik garantileri değerini yitirdi. Burada Avrupa'daki soru şu: Trump, örneğin Tallinn veya Vilnius'u kurtarmak için nükleer savaşı göze alır mı?

Soğuk Savaş sırasında biz Avrupalılar her zaman kendimize şu soruyu sorduk: ABD, Varşova'yı veya Berlin'i kurtarmak için San Francisco'yu riske atmaya gerçekten hazır mı? Bunu bilmiyorum ve açıkçası öğrenmek de istemiyorum.

Şimdi gözler Paris'te. ABD-Avrupa gerginliği giderek arttığı bir dönemde, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkesinin nükleer bombalarının Avrupa'daki ortaklarını nasıl koruyabileceği konusunu gündeme getirdi. Bunun "küçük bir dönüm noktası" olduğunu savunan Kamp, “Ancak bu yeni bir konu değil. Macron 2020 ve 2024 yıllarında da benzer açıklamalarda bulunmuş, ondan önce Nicolas Sarkozy ve Charles de Gaulle de böyle açıklamalar yapmıştı.” ifadesini kullandı.

Bu arada nükleer silahlarla ilgili "stratejik diyalog" önerisinde bulunan Macron’un neyi kastettiği tam olarak net değil. Düşmanı niyetleri konusunda karanlıkta bırakmak her zaman Fransız stratejisinin bir parçası olmuştur.

Ancak Avrupa üzerinde İngiliz-Fransız ortak bir koruyucu şemsiye fikri bir dizi teknik soruyu da beraberinde getiriyor. Bu iki ülkenin cephanelikleri küçüktür (en az 500 bomba). Bunlar birkaç büyük misilleme saldırısı için tasarlanmıştır. İngiliz cephaneliği de çeşitlilik açısından sınırlıdır (sadece deniz konuşlu silahlar). Bu arada İngilizler teknik olarak ABD'ye bağımlıdır. Washington'un bu alandaki özel ilişkisini kesmesi durumunda Londra ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalacaktır.

Tags: 


Yeni yorum ekle