Spiegel ve FA’dan NATO zirvesi yorumu: İçimizdeki düşmanlar
NATO zirvesi ardında bir çok tartışma bıraktı, bunların arasında Trump’ın sert Almanya eleştirisi ve diğer müttefiklerine yönelik asabi tutumu en çok gündeme gelenlerdi. Zirvenin ardından ABD’nin dış siyasetinde etkili kaynaklardan Foreign Affairs ve Alman Spiegel gazetesinde zirveye ilişkin önemli çıkarımlarda bulunan analiz yazıları yayınlandı.
Welayet News - NATO zirvesi bir dizi tartışmayı da beraberinde getirdi. Zirvenin ardından NATO’nun artık birleşik bir imaj çizemediği düşüncesi ise farklı çevrelerce dillendirilmeye başlandı.
Zirveye yönelik Alman Spiegel gazetesinde yayınlanan bir analiz yazısında ABD Başkanı Donald Trump’ın Almanya’ya yönelik tutumu ele alınırken, ABD’nin uluslarası ilişkilerinde etkili olan Foreign Affairs’te (FA) yayınlanan bir makalede ise ABD’nin müttefiklerinin “liberal demokrasiden uzaklaşmalarından” dolayı NATO’nun bütünlüğünün tehdit altında olduğu gündeme getirildi.
SPIEGEL: TRUMP, NATO’YU YOK ETMEYE YAKLAŞTI
Almanya kaynaklı Spiegel’de çıkan yazıda “Almanya, Washington’un en yakın müttefiklerinden biriydi. Ancak Donald Trump, ülkeyi eleştiri için favori hedef olarak seçti. ABD başkanı bütün hafta bu saplantıyı sürdürmeye devam etti ve bu süreçte NATO’yu yok etmeye yaklaştı” yorumu yer aldı.
Spiegel genel olarak Trump’ın “Almanya Rusya’nın esiri haline geldi” yorumu üzerinde dururken, Trump’ın kızı İvanka’nın Merkel’e olan hayranlığı iletmesiyle de dalga geçildi.
ABD'nin 45'inci başkanı olarak seçilmesinden bu yana Trump’ın, müttefikleri veya partnerleri için "hiçbir faydası olmadığını" dillendiren Spiegel, Trump’ın Çin'e karşı başlattığı ticaret savaşını da tiye aldı. Haziran ayındaki G7 zirvesinin “başarısızlığını” da Trump’a yıkan Spiegel, ABD Başkanı’nın Kanada Başbakanı Justin Trudeau'ya yönelik küçümser tavırlarını tekrar hatırlattı.
Trump’a yönelik Spiegel’in bir başka yorumu da “Soğuk Savaş’ın en ön cephesinde yer alan ülke şu an Trump’ın 1 numaralı düşmanı haline geldi” oldu.
FA: ÜLKELERİ DEMOKRASİDEN VAZGEÇMESİ İTTİFAKI YOK EDECEK
ABD kaynaklı FA’daysa NATO zirvesinde gerçekleşen tartışmaların sorumluluğu, “liberal demokrasiden dönen otokratlara” atıldı. FA’da Celeste A. Wallander imzasıyla çıkan yazıda NATO’nun aslında insan haklarını korumak için ortaya çıkartılan bir icat olduğu iddia edilirken NATO’nun ikinci kuruluş maddesi olan, üyelerin “özgür kurumları güçlendirmeye kendilerini adamaları” yükümlülüğü hatırlatıldı. NATO’nun SSCB’ye karşı kurulduğunun bir kere hatırlatıldığı yazıda SSCB’nin dağılmasıyla beraber NATO’da sorunların baş gösterdiği ima edildi.
Soğuk Savaş’ın sona ermiş olmasına rağmen Avrupa’ya yönelik bir “Kremlin tehdidinin” hala var olduğunu söyleyen Wallander, artık NATO’nun SSCB’ye karşı olduğu gibi yek vücut olmamasından yakındı.
Doğu Avrupa’daki sosyalist ülkelerin dağılmasıyla beraber NATO’nun yeni görevinin liberal demokrasiyi yaymak ve masumları korumak olduğunu iddia eden FA yazarı, geçmişte NATO’nun Yugoslavya müdahalesi hakkında tüm üyelerin tam destek vermesinde dolayı sevincini belirtirken bu birlik ve beraberliğin Irak işgali sırasında olmamasından yakındı.
‘NATO’YA YÖNELİK YENİ TEHDİT DEMOKRATİK OLMAYAN REJİMLER’
NATO’nun demokrasinin koruyucusu olduğunu söyleyen yazıda, NATO’daki kırılmaların sorumlusu olarak son 20 yılda Avrupa iktidara gelen “demokrasi karşıtları” gösterildi. Örnek olarak Türkiye, Macaristan ve Polonya gibi ülkelerin verildiği yazıda AKP’nin 2002’de iktidara geldiğinde “ülkeyi demokratik anlamda ilerletir” gibi gözüktüğünü iddia ederken 90’lı yıllarda da Türkiye’de “insan hakları ve demorasi” adına bir çok başarıya imza atıldığı söylemi yer aldı.
Sorunun patlak verdiği nokta olaraksa 2016’daki darbe girişiminden sonra Türkiye’de basın özgürlüğü ve kişilik haklarının büyük ölçüde sınırlandırılması gösterildi. Freedom House’ın Türkiye’yi “özgür olmayan ülke” olarak sınıflandırdığının da hatırlatıldığı yazıda Türkiye’nin Çin, İran, Rusya ve Suriye’yle Freedom House’a göre aynı kategoride olduğunun altı çizildi.
Macaristan’daysa AB’ye yönelik eleştirel tavrıyla ve Macar asıllı para babası George Soros’a karşı tutumuyla gündeme gelen Viktor Orban hükümeti ima edilerek bu gibi durumların NATO için zararlı olduğu söylendi.
‘RUSYA YANLILARININ YÜKSELİŞİ NATO İÇİN TEHDİT’
Fransa’da Marine Le Pen’in partisinin de son dönemde yükselmesini de “ittifak için kötü” olarak yorumlayan FA yazarı, benzer bir durumun Almanya’daki aşırı sağcı AfD için de geçerli olduğunu iddia etti. Bu siyasal çevrelerin Rusya’dan doğrudan yardım alması ve açıkça Rusya’yı desteklemelerinin gelecek vadede NATO için büyük bir tehdit oluşturacağı düşüncesi de Wallander tarafından gündeme getirildi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın zirvedeki tutumunun üzerinde fazla durulmayan FA yazısında Trump hakkında sadece cinsiyetçi ve basın üyelerini aşağılayan tutumunun verili durumda fazla yardımcı olmadığı söylenirken Trump döneminde Freedom House’ın düzenlediği “Özgürlük Skoru” sıralamasına göre ABD’nin puanının 100’den 86’ya düşerek Polonya’nın puanına çok yaklaştığı hatırlatıldı.
GEÇMİŞTE DE NATO’DA DİKTATÖRLER OLDU AMA SOR BAKALIM NEDEN OLDU...
FA’da yayınlanan yazıda Soğuk Savaş boyunca NATO üyeleri arasında otoriter hükümetlerin ya da askeri cuntaların olduğu hatırlatılırken bu durumun günümüzdeki gibi “tehdit” oluşturmadığını bu diktatörlük rejimlerinin “komünizmi önlemek” gibi önemli bir gaye altında kurulduklarını ve bundan dolayı tahammül edilebilir oldukları da iddia edildi.
Günümüzdeki durumun Yunanistan’da ve Türkiye’de kurulan askeri cuntaların ya da Portekiz’de 1974’e kadar süren diktatörlüğün durumuyla kıyaslanamayacağını çünkü o zaman bu hükümetlerin SSCB’ye karşı olduklarını vurgulayan FA yazısında, günümüzde Rusya’nın otoriter hükümetleri kendi yanına çektiğinin altı çizildi.
PUTİN, ORBAN’LA ERDOĞAN’IN YANINDA
NATO’da kırılmalardan sorumlu tutulan Macaristan ve Türkiye hükümetleri konusunda ise, Wallander, yazdığı yazıda, “Orban ve Erdoğan müttefikleri tarafından ihanete uğradıklarında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i kendi taraflarında gördüler” yorumunda bulundu. Bu ülkelerin Rusya hattına sempatiyle yaklaşmasının sorumlusu olarak ise Rusya’nın “liberalizm karşıtı, milliyetçi, homofobik etkisi” gösterildi.
Almanya kaynaklı Spiegel’in aksine zirvenin “sorunlu” geçmesinin sebebi olarak ABD’nin müttefiklerine topu atan FA, Trump’ın Almanya ve diğer müttefiklerine yönelik tutumundan fazla bahsetmemeyi tercih etti.
Yeni yorum ekle