Balfour Deklarasyonu'nun Yıldönümünde; 'Direniş Tek Seçenek'
Direniş Güçleri Balfour Bildirgesinin 104. yılında bildirgenin boyutları ve sonuçlarını açıklayarak siyonist rejime karşı direnişin devam etmesine vurgu yaptılar.
Welayet News - Dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur James Balfour, 2 Kasım 1917 tarihinde İngiltere Yahudiler toplumu lideri ve Avam Kamarası üyesi Lord Walter Rothschild'e hitaben Balfour Bildirgesini gönderdi. Balfour Bildirgesi İngiltere hükümeti tarafından el konulan Filistin topraklarında ‘İsrail’ işgal rejiminin kurulmasına izin veriyordu. Bildirge 1948 yılında Filistin topraklarının işgal edilmesi ve siyonist rejimin varlığı ve kurulmasına sebep oldu.
Direniş grupları siyonist rejimin işgalcilik ve işlediği insanlık dışı cinayetlerinin Balfour Bildirgesine dayandığını belirterek, İngiltere hükümetinin de ırkçı rejimin işlediği cinayetlere ortak olduğu kanaatindeler. İşgal edilen Kudüs kenti valisi Adnan Gays, Balfour Bildirgesinin 104. yılında yaptığı açıklamada, bildirgenin “dönemin cinayeti” olduğunu ifade ederek, İngiltere’den bu deklarasyonu ve sonuçları nedeni ile Filistin halkından özür dilemesini istedi.
Balfour Bildirgesi ile ilgili var olan önemli bir konu, onun Batı Asya bölgesinde sömürgeciliğin göstergesi olmasıdır zira sömürgeci bir hükümet tarafından yayınlanmıştır. Bu bağlamda Balfour Bildirgesinin 104. yılı nedeni ile Ürdün’ün başkenti Amman’da Filistin Kurtuluş Örgütü FKÖ tarafından düzenlenen oturuma katılanlar, Balfour cinayetinin, Filistinliler hakkında işlenen tüm cinayetlerin temeli atan ve Filistin halkının yarısından fazlasının kendi topraklarından ihraç edilerek etnik temizlikle birlikte yüzlerce masum insanın öldürülmesine sebep olan sömürgeci siyasetin başlangıcı olduğunu belirttiler.
Bir diğer konu, sömürgecilik ve siyonist rejim arasında güçlü bir bağlantının var olmasıdır ve sömürgeci güçler bu çakma rejimin kurulmasında rol almalarına ilaveten her zaman bu ırkçı rejimin ve Filistinlilere karşı işlediği cinayetleri desteklemeleridir.
İngiltere korsan rejimin şekillenmesinde rolü vardır ve günümüzde de Amerika işgalci rejimin başlıca destekçilerindendir; bu desteğin doruğu Donald Trump başkanlığından Amerika eski hükümetinin Yüzyılın Anlaşması ile siyonist rejime büyük bir hizmette bulunması ile yaşandı.
Buna binaen Filistin İslami direniş hareketi Hamas Balfour Bildirgesinin 104. Yılında Balfour ve Filistin karşıtı diğer planlar arasında fark olmadığını belirtti.
Bir diğer önemli konu, Filistin’in Balfor bildirgesinin 104. Yılındaki şartlarıdır. Son aylarda siyonsit rejim 10 yıllık bir aradan sonra yeni bir başbakanın işbaşına gelmesine şahit oldu. Netalı Bennett ve Yair Lapid’in dönüşümlü kabinesi gerekli güç ve tutarlığa sahip değildir. Hatta koalisyon kabinesinin dağlıma ihtimalinden bile söz ediliyor.
Bu şartlarda korsan rejimin Filistinlilere karşı şiddeti daha da artmıştı. Arap ülkelerin siyonist rejim ile ilişkileri normalleştirme sürecinin devam etmesi ise Filistinlilere karşı korsan rejimin uyguladığı şiddetin daha da yoğunlaşmasına sebep olmuştur. Başka bir ifade ile sömürgeci güçler ve özellikle Amerika’nın normalleşme sürecini desteklemesi ayrıca ırkçı rejimin içteki zaaf ve güçsüzlüğü ise Balfour Bildirgesinin 104. Yılında Filistinlilere karşı şiddetin yoğunlaşmasına sebep olmuştur.
Diğer önemli konu ise sahte rejim ve batılı destekçilerine karşı direnişin Filistinlilerin en önemli stratejisi olmasıdır. Bu bağlamda Filistin İslami direniş hareketi Hamas Balflour Bildirgesi yıl dönümü nedeniyle yayınladığı bildiride şöyle yazdı:
Direniş tüm çeşitleri ile, halk direnişinden silahlı direnişe kadar, meşru seçenek olarak kalacaktır, zira kendi değerini kanıtlamıştır ve Filistin halkının gasp edilen hakkını geri vermek ve Filistin topraklarından işgalcileri atmaya dayalı kararından geri adım atmayacaktır.”
ParsToday
Yeni yorum ekle