İran’ın Türkiye ve Azerbaycan karşısında eli bağlı değil - 1
İran İslam Cumhuriyeti her türlü gürültü ve duygusal atmosferden uzak bir şekilde ilerlemeye ve sadece Ermenistan ile bağlantı kurmakla kalmayıp Karadeniz güzergahında da hedeflerine ulaşmaya çalışmaktadır.
Welayet News - Bugünlerde Türkiye ve Azerbaycan Cumhuriyeti'ndeki bazı medya organlarında ve sanal ortamda bazı kullanıcılar tarafından, bölgedeki gelişmelerin ve ülkelerin durumunun yeterince ve net olarak anlaşılmadığını gösteren şeyler dile getiriliyor.
Güney Kafkasya'daki gelişmeler ve İkinci Karabağ Savaşı sonrası bir dizi yeni tutum ve gelişmeye yol açmıştır, ancak böyle bir şey, başka ülkelerin egemenlik ve sınır haklarının göz ardı edilmesine, sahte iddialara alet edilmeyecektir.
İran'ın önemli 4 mesajı
İran'ın kuzeyinde yapılan “Hayber Fatihleri” tatbikatına herhangi bir siyasi olgunluk veya diplomasi belirtisi olmaksızın gösterilen tepki, Türkiye'de iktidardaki partiye yakın medya organlarının doğru ve profesyonel bir habercilik ve gelişmeleri izlemek yerine, bir kez daha kargaşa çıkarmaya ve kamuoyunu tahrik etmeye yönelmesine neden oldu.
Öte yandan, bu denklemin diğer tarafı olan İran İslam Cumhuriyeti, tarihsel ve siyasi olgunlukla ve stratejik sabır ilkesine dayanarak komşularına ve bölgedeki diğer ülkelere şu net mesajları verdiğini göstermiştir:
1. İran, sınırları yakınında Siyonist rejimin varlığını kabul etmeyi reddediyor.
2. İran jeopolitik değişimlere tahammül etmez ve kimse böylesine özel bir bölgesel konuma sahip bir ülkeyi bir oldubitti ile karşı karşıya bırakamaz.
3. Bölgesel anlaşmazlıkları çözmek için yüksek siyasi ve diplomatik güce ve inandırıcılığa sahip olan İran, güvenilir ve sorumlu bir arabulucu olabilir ve aynı zamanda, iyi komşuluk kurallarına dayalı olarak, jeopolitik avantajlarına ve özel coğrafi konumu ve transit ayrıcalıklarına dayanarak tüm komşularıyla sürekli etkileşim ve işbirliği içinde olabilir.
4. İran, Türkiye ve Azerbaycan Cumhuriyeti'nin hangi yaklaşım içinde olduklarına ve ne tür hedefleri tasarladıklarına bakmaksızın, tepkisel olarak değil, bağımsız iradeye dayalı eylem temelinde ve yıllarca takip ettiği hedefleri doğrultusunda Karadeniz rotasını Basra Körfezi'ne bağlama gibi projeler yürütüyor ve İran'ı bu rotadan hiçbir güç geri çeviremez. Diğer bir deyişle, İran İslam Cumhuriyeti, her türlü gürültü ve duygusal atmosferden uzak bir şekilde, sadece Ermenistan ile bağlantı kurmakla kalmayıp, Karadeniz güzergahında da hedeflerine ulaşmaya çalışmaktadır.
Fars Körfezi-Karadeniz karayolunun önemi
Sadece son onyıllar ve yüzyıllarda değil, tarih boyunca İran ve İranlılar bazirganlık ve ticaretle uğraşmış ve bölgeleri birleştirmenin öneminin farkında olmuşlardır. Dolayısıyla, son on yıllardaki siyasi ve ekonomik değişimler ve sistemlerin hızlanması nedeniyle ulaşım ve transitin değişen rolü göz önüne alındığında, İran da yeni yollar ve geçitler arıyor.
Bu geçitlerden biri, ticaret ve transit seçeneklerini artırmak için akıllı ve yenilikçi fikirler üreten, kârı ve çıktısı yalnızca İran'a fayda sağlamakla kalmayıp aynı zamanda birkaç ülkeyi de kapsayan Fars Körfezi-Karadeniz Otoyolu adı verilen değerli bir hedeftir.
Fars Körfezi – Karadeniz Koridoru, Fars Körfezi havzasını Karadeniz ve Avrupa ülkelerine bağlayan otoyolu olarak tanımlanmaktadır.
Bu önemli güzergah, Fars Körfezi ve Hint Okyanusu'na kıyısı olan ülkeler arasındaki yüklerin İran üzerinden Azerbaycan Cumhuriyeti, Gürcistan, Karadeniz, Ukrayna, Polonya ve diğer Avrupa ülkelerine taşınmasına olanak sağlamaktadır.
Avrupa'dan İran'a kargo taşımak ve üye ülkeler arasında mal alışverişi yapmak bu koridoru oluşturmanın önemli hedeflerinden biri. Bu projede çeşitli karayolu-demiryolu geçitlerinin kullanılması öngörülmüştür ve ilk belgesinde İran İslam Cumhuriyeti, Azerbaycan Cumhuriyeti, Ermenistan, Gürcistan ve Bulgaristan üyedir.
Diplomatik yolu kolaylaştırmak ve tüm engelleri kaldırmak için İran ciddi bir şekilde sahaya girdi ve Ermenistan, Gürcistan ve hatta Karadeniz kıyısındaki ülkelerle istişarelerde bulunuyor.
İran-Ermenistan ilişkilerinin gelişimi
İran İslam Cumhuriyeti, Ermenistan'ın İran için hayati önem taşıdığını ve son gelişmelerin ardından kimsenin İran'ın Ermenistan'a girişini engellemeye veya kısıtlamaya çalışmasına izin vermeyeceğini defalarca belirtti. Buna karşılık, Nikol Paşinyan da dahil olmak üzere Ermeni yetkililer de, İran ile ilişkileri stratejik bir ilişki olarak gördüklerini ve İran'ın çıkarlarına karşı komplo kurmaya çalışan bir programın parçası olmayacaklarını belirttiler.
Son günlerde ve haftalarda projeleri tamamlamak için diplomatik faaliyetler yoğunlaştı ve Tahran-Erivan ilişkilerinin yeni bir aşamaya girmesi bekleniyor.
İran İslam Cumhuriyeti'nin Ermenistan'daki Olağanüstü ve Tam Yetkili Büyükelçisi Abbas Badahşan Zuhuri, Ermenistan Başbakan Yardımcısı Suren Papikian ile bir araya geldi ve Ermeni tarafı, İran ile ilişkilerin güçlendirilmesine vurgu yaparken, Tahran ile ilişkilerin sürdürülmesinin Ermenistan için stratejik bir nitelikte olduğunu söyledi ve İran tarafının iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirme çabalarını takdir etti.
Papikian'ı yeni görevinden dolayı tebrik eden Badahşan Zohuri, iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesindeki değerli rolünü anımsatarak, Bölgesel Yönetim ve Altyapı Bakanı olarak görev yaptığı dönemde, iki ülkenin Ekonomik İşbirliği Komisyonu'na eşbaşkan olarak, Erivan-Tahran ilişkilerini güçlendirmek için önemli adımlar attığını ve şimdi de Başbakan Yardımcısı olurken iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da gelişeceğini açıkladı.
Sınırın tıkanması ve İran kamyonlarının geçişinde yaşanan sorunlarla ilgili olarak Papikian, Kapan'dan Goris'e giden yolda Ermeni hükümetinin Kapan-Tatu projesini tamamlamayı planladığını söyledi.
Latsen'e Giden Tatu Yolu ve Alternatif Yol inşaatının hızlandırılması, iki ülke arasındaki ulaşımı hızlandırıyor. Bu toplantıda, Sisian’a giden Kacaran yol yapım projesi de masaya yatırıldı ve ihalesi yakında açıklanacak. Ermenistan Savunma Bakanı Arshak Karapetyan ile İran'ın Olağanüstü ve Tam Yetkili Büyükelçisi arasındaki görüşmede de iki taraf bölgedeki son gelişmeleri ele aldı.
İran'ın Nahçıvan'a bakışı
Son günlerde Türkiye'de iktidardaki partiye bağlı bazı medya organları, Azerbaycan Cumhuriyeti yetkililerini İran'a karşı kışkırtmaya ve İran'ın Azerbaycan Cumhuriyeti'ne düşmanca bir bakış açısına sahip olduğunu iddia etmeye çalıştı.
Hatta bazı gülünç iddialarda, İran'ın Azerbaycan'ın daha da güçlenmesine dayanamadığını bile öne sürdüler. Ancak İran, son gelişmelerle ilgili görüşlerini resmen açıkladı ve hiçbirinde düşmanlık belirtisi yok. Tam aksine, dönemin İran Dışişleri Bakanı, Şubat 2016'da Nahçıvan'ı ziyaret ettikten sonra, Azerbaycan'a ait toprakların kurtarılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve bölgesel işbirliği için yeni zeminlerin yaratılmasını umdu.
Ayrıca, Nahçıvan'ın İran'ın kuzeybatı sınırının köşesinde yalnız kaldığı uzun süre boyunca, bu bölgeye takas şeklinde gaz transferi de dahil olmak üzere Azerbaycan Cumhuriyeti'nin tüm yardımlarının İran'ın çabalarıyla yapıldığını belirtmek gerekir.
Welayet News
Yeni yorum ekle