Amerikancı Arap Şeyhleri Neyi Hedefliyor?
Arap ülkeleri, Fransa, İngiltere ve Almanya'dan daha Amerikancı kesilerek, İsrail'in Suriye'ye sıklıkla düzenlediği saldırılarını ve Arap ümmetine karşı bu rejimin süregelen cinayetlerini destekliyorlar.
Welayet News - Direniş cephesi ile düşmanlık yapıp, ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesini destekleyen Fars Körfezi'nin kıyısındaki Arap ülkeleri, Fransa, İngiltere ve Almanya'dan daha Amerikancı kesilerek, İsrail'in Suriye'ye sıklıkla düzenlediği saldırılarını ve Arap ümmetine karşı bu rejimin süregelen cinayetlerini destekliyorlar.
Ray el-Yevm gazetesinin baş yazısında şöyle yazılıyor:
"Bahreyn Dışişleri Bakanı'nın İsrail'in Suriye'ye saldırısını destekleyen twiti bizi şoke etti... ve Liberman'ın Fars Körfezi'nin kıyısındaki Arap ülkelerinden kendi kabuklarından çıkarak, İsrail ile "ılımlı kamp"a girmeleri çağrısında bulunması ise daha fazla şoke etti... Tam olarak ne yaşanıyor? Bir sonraki sürpriz ne olacak?
Yazar, yazısına şöyle devam ediyor: Ulusal ve ahlaki alev toplarını kendi avuçlarına sıkıştıran Araplar, İsrail'i düşman görürken İsrail'i kendi müttefiki, dostu ve destekçisi olarak gören ve işgal devleti İsrail ile bazı Arap devletleri özellikle birçok Fars Körfezi ülkelerince normalleştirme girişimlerini kınayan ve reddeden yazılar, bu hükümetleri endişelendirmediğini itiraf ediyorum.
Bu ülkelerin İran ve direniş cephesi ile düşmanlık yapıp, ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesini ve bölgede doğuracağı tehlikeli sonuçlarını olumlu karşılayarak, Fransa, İngiltere ve Almanya'dan daha Amerikancı kesilmeleri şok edici bir konudur. Ancak daha şoke edici ve hatta tahrik edici konu, bu Arap ülkelerinin İsrail'in kardeş ülke Suriye'ye hangi bahaneyle olursa olsun düzenlediği saldırıyı doğru bulup, bu saldırıyı İsrail'in nefsi müdafaa için meşru hakkı olarak görmeleridir. Nitekim Bahreyn Dışişleri Bakanı Şeyh Halid Bin Ahmet Al-i Halife aynı şeyi yaptı.
Bahryen Dışişleri Bakanı, perşembe günü İsrail'in Suriye'ye süregelen saldırılarını teyit eden twitinde, "İran bölgedeki mevcut duruma sebebiyet verdiği ve güçleri ve füzeleriyle ülkelerin işlerine karıştığı sürece İsrail başta olmak üzere bölge devletleri tehlike kaynaklarını yok etmek suretiyle kendini savunma hakkına sahipler" iddiasında bulundu.
İsrailli Bakanı Eyüb Kare'nin "İsrail'in bir parçası olduğu ve Ortadoğu'da oluşmakta olan yeni ittifakın yansıması ve İsrail devletine tarihi destek olarak" nitelediği bu tweetli mesajı, İsrail Savaş Bakanı Avigdor Liberman da Suudi Arabistan ve Fars Körfezi'ndeki Arap ülkelerine hitap ederek, onlardan kendi kabuklarından çıkarak, İsrail ile ittifaklarından aleni şekilde söz etmelerini istemesine neden oldu. Liberman, "Şer ekseni olduğu gibi, Ortadoğu'da ılımlı ülkeler ekseninin kurulması vakti gelmiştir." açıklamasında bulundu.
Şunu hatırlatmak fayda var ki, mütecaviz İsrail, tüm Arap ümmetini hedef aldı, Filistin ve kutsallarını ve de Golan Tepeleri ve Şeba Çiftliklerini ve Kana, Gazze, listesi çok uzun olan diğer bölgelerde cinayetler işledi ve geçen 3 senede Suriye'ye attığı bombalar, 100'ü geçmiştir. Gel gelelim özelde Bahreyn genelde Arap hükümetlerinin kanısına göre, nasıl olur ki İsrail'in kendini savunma hakkına sahip olur, ancak işgalciye karşı direniş, terör ve kınanmış bir girişim olarak açıklanıyor?
Daha dün, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri, kendi bisiklet sporcularını Filistin'in gasp edilişi ve İsrail rejiminin kuruluşunun 70. yıldönümü dolaysıyla düzenlenen festivale katılmak için gönderdiler. Daha önce de Katar, İsrailli takımı bu ülkede düzenlenen voleybol yarışmalarına katılmak için karşıladı. Kuveyt ve Umman, işgal devleti ile ilişkilerini normalleştirme aşamaları kat etmeyen tek ülkeler olabilir. Ancak şimdiden şunu vurgulamalıyım ki, bu girişimler bizim için sürpriz olmadı.
Fars Körfezi'nin kıyısındaki Arap ülkeleri yöneticilerinin Liberman'ın kendi kabuklarından çıkma çağrısına "evet"leri pek gecikmeyeceğine ve tahminlerden daha hızlı şekilde ilişkilerin gizli olmaktan çıkıp aleni hal alacağına inanıyoruz.
Bu tür normalleştirme ve İsraillilerin kucağına düşme ve onları Suriye, Filistin, Lübnan ve daha önce Mısır'daki kardeşlerimize karşı işlediği cinayetler ve kanlı katliamlarından aklamalara tanıklık edeceğimizi alsa düşünmüyordum.
Son olarak şunu ifade etmeliyiz ki, "Allah bizim için yeter ve o ne güzel vekildir".
Yeni yorum ekle