Yemen’de kullanılan Fransa yapımı silahları ortaya çıkaran gazetecilerin İç Güvenlik Genel Yönetimi (DGSİ) tarafından soruşturulmasına dair tartışmalar sürerken, Suudi Arabistan’a ait bir geminin daha cephane almak için ülkeye geleceği yönündeki haber tepkileri artırdı.

Welayet News - Silah sevkiyatına dair skandalı ifşa eden Disclose tarafından duyurulan habere göre yeni yükleme Marsilya yakınlarındaki Fos-sur-Mer limanında yapılacak ve Fransa’nın Caesar topuna uygun mühimmatların da dahil olduğu pek çok parçayı içerecek.
Bölgeyi temsil eden komünist meclis üyesi Pierre Dharreville, “Bahri Tabuk adlı kargo gemisinin yakında Fransa’ya varacağını bu sabah öğrendim” dedi.

Dharreville, Suudi Arabistan’a silah satışı konusunda ‘moratoryum’ düzenlenmesi gerektiğini de söyledi.

İnsan hakları örgütleri Fransa yapımı silahların Yemen’de sivillere karşı kullanıldığını ve savaş suçu işlendiğini söylüyor. Fransız yetkililerse silahların sadece savunma amacıyla kullanıldığını öne sürüyor, sivil ölümlerine yol açması halinde satışın durdurulacağını savunuyor.

BAKAN: EVET BU KİRLİ BİR SAVAŞ

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, “Evet bu kirli bir savaş ve evet durmalı, Suudia Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri buna son vermeli” dedi.

France Inter radyosuna konuşan Bakan, “Bu iki ülkeyle silah ticareti konusunda aşırı dikkatli olmak zorundayız, ki yaptığımız da bu” ifadelerini kullandı.

NE OLMUŞTU?

Ancak ortaya dökülen belgeler Bakan’ın bahsettiği kadar ‘dikkatli’ olunmadığını gösteriyor.

Disclose kanalından Geoffrey Livolsi ve Mathias Destal ile Radio France’ın araştırma biriminden Benoit Collombat, Fransa’nın Suudi Arabistan’a sattığı silahların Yemen’de kullanıldığını ortaya çıkarmıştı.

Gazeteciler bir Suudi kargo gemisinin Fransa yapımı askeri ekipmanı yüklemesi için Le Havre limanına vardığını duyurmuştu. Haberin gündem yaratması üzerine Suudi gemisi planlanan yüklemeyi yapamadan Fransa’dan ayrılmıştı.

‘Ulusal güvenliğin gizliliğine zarar vermek’ ve ‘gizli belgeleri paylaşmak’la suçlanan gazeteciler ifadeye çağrılmıştı.

Olay kamuoyunda tepki çekmiş, 17 sivil toplum örgütü ortak bir açıklama yayımlayarak basın özgürlüğüne yönelik tehditleri kınamıştı.