İran İslam Cumhuriyeti Meclisi son günlerde “yasadışı mülklerin iadesi” kanununu tartışmakta. Çoğu milletvekilinin olumlu karşıladığı bu yeni tasarı, siyasilerin ve üst düzey devlet yetkililerinin 40 yılı kapsayacak şekilde sahip oldukları mal varlıklarını inceleme altına alacak. Söz konusu tasarı ülkede yolsuzluk ile mücadele ve adaletin tesisi adına önemli bir adım olarak görülmekte.

Welayet News - Şuana kadar 102 milletvekilinin imzaladığı “yasadışı mülklerin iadesi” tasarısı yargı ve emniyet güçlerinin nezaretinde uygulamaya girecek. Büyük bir titizlikle yapılacak olan incelemeler sonrasında tespit edilen yasa dışı mal varlıklarının sahiplerinden geri alınarak devlet hazinesine devredileceği ifade edilmekte.

İran İslam İnkılabından bugüne kadarki zaman aralığının esas alınarak yürürlüğe girecek olan yasa gereğince siyasilerin ve devlet adamlarının aldıkları maaşlar ile sahip oldukları mal varlıkları karşılaştırılacak ve gelir düzeyleri ile mal varlıkları arasında tespit edilen fark devlet hazinesine devredilecek.

Adaletin tesisi ve yolsuzluk ile mücadelenin gündeme geldiği bugünlerde İslam Cumhuriyeti Meclisinde milletvekilleri tarafından ele alınan bu konuya dair, İslam İnkılabı Rehberinin milletvekillerine hitaben yaptığı konuşmayı tekrar hatırlatma gereği duyduk.

İslam İnkılabı Rehberinin Yolsuzluk İle Mücadele Hakkında Milletvekillerine Hitaben Yaptığı Konuşma

Yapılması gereken en önemli işlerden bir tanesi de yolsuzluk ve fesat ile mücadeledir. Yolsuzluk ile mücadelede sadece ahlaki bir vazife değil aynı zamanda devletin varlığını sürdürebilme ve idare edilebilme garantisidir. Ben iki yıl önce hükumete yolsuzluk ile mücadele hakkında yazdığım mektupta bunun uzun ve hassas bir konu olduğunu söylemiştim. Yolsuzluk ile mücadele edilmez ve görmezden gelinir ise bu bütün işlerin yarım ve topal kalacağı anlamına gelir. Yapılan yolsuzluklar ve fesat ülkede yapılan iyi işleri de yok eder.

Derin bir kuyudan birkaç inç boru ile havuza su doldurulduğunu ancak havuzun dolmadığını düşünün. Böyle bir durumda havuzu incelediğimizde alt zemininin çürüdüğünü ve hatta altında bir delik olduğuna şahit oluyoruz. Yukarıdan ne kadar su boşaltılıyorsa bir o kadarı da diğer taraftan akmaktadır. Fesat ve yolsuzluk da bir toplumda aynen bu şekildedir.

Yolsuzluk cüzzam, AİDS ve kanser gibi tehlikelidir ve onunla mücadele zaruridir. Bununla birlikte yolsuzluğun kanser gibi tüm ülkeyi sardığını söylemek haksızlık olacaktır ve bu kadar fazla büyütülmemelidir. Devlet içerisinde elleri temiz ve görevini layıkıyla yerine getiren önemli isimler mevcuttur. Ve çoğunluğu da bu şekildedir. Lakin küçük bir yolsuzluk dahi tüm bir bedeni kirletebilmekte. Bazen küçük bir diş ağrısı gece uykularımızı kaçırabilir. Basit bir diş ağrısı vücudunda hiçbir sorun ve hastalık olmayan sağlıklı bir insanı sağlığından edebilir.

Yolsuzluk da bu şekildedir. Yolsuzluk ile mücadele ciddiye alınmalıdır. Bu mücadelenin bir ayağını sizler oluşturuyorsunuz. Ben yolsuzluk ile mücadeleyi gündeme aldığımda gönlümden geçen bize hiçbir ihtiyaç olmadan meclisin bu konuyu ciddiyetle takip etmesi ve kendisini öne atarak bu mücadeleye göğsünü siper etmesi oldu. Maalesef gönlümüzden geçen hayat bulmadı. Onlar bu meseleyi ciddiye almadılar lakin siz ciddiye alın. Tabi Sayın Cevat Zarif’in ifadesi ile camı kirli bez ile temizlememiz de mümkün değil. Eğer insan yolsuzluk ile mücadele ediyor ise dikkatli olmalıdır ki mücadele ettiği o yolsuzluğa önce kendi ayağını kaptırmasın. Kendinize ve meclise dikkat edin ve ülkeyi bu kirden temizleyiniz”