YPG Genel Komutanı Sipan Hemo: Bölgeyi DAİŞ'ten temizlediğimiz gibi, Erdoğan belasından da temizleyeceğiz
Halk Savunma Birlikleri (YPG) Genel Komutanı Sîpan Hemo, Türk devletinin Efrîn ve Minbic'ı işgal girişimi hazırlıklarına ilişkin ANF'ye konuştu.
Welayet News - Kürt ve Suriye halklarının kazanımlarını korumaya devam edeceklerini ve bunun içi de hazırlıklarının olduğunu kaydeden Hemo, "Efrin ya da Rojava'nın başka yeri, neresi olursa olsun savunma stratejimiz doğrultusunda bu Erdoğan olur başkası olur, saldıran ve kazanımlarımızı tehdit eden kim olursa olsun YPG olarak ağır bir cevap vereceğiz. Bunun için herhangi bir söze de gerek yok" dedi.
Rusya, ABD ve İran'ın işgal girişimi karşısındaki tutumunu da yakında göreceklerini ifade eden Hemo, "Öyle görünüyor ki YPG ve YPJ güçlerimiz nasıl ki bölgeyi teröristlerden, DAİŞ'ten temizlediyse, sanki bizim için bölgeyi Erdoğan belasından da temizlemek bir kader olmuş" diye konuştu.
'KAZANIMLARIMIZI KORUMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Efrîn'in için "Bir gece ansızın gelebiliriz. Bir haftada tepelerine bineceğiz" sözlerini değerlendiren Hemo, Kürt halkının ve bölge halklarının kazanımlarını korumaya devam edeceklerini kaydetti. Hemo, "Rojava Kürdistanı’nda 6 yıldır süren mücadele içerisinde güçlerimizin belirlediği hedeflerinin dışına çıkma durumu olmamıştır. Kürt halkının Rojava’daki kazanımlarını koruyacağımızı da açıkça söylemiştik. Bu temelde Rojava Kürdistan üzerine gelişen saldırılara cevap verildi ve savunma yapıldı. Terörist güçlere karşı içinde büyük kahramanlıkların yaşandığı savaşlar yürütüldü ve tarihi adımlar atıldı" dedi.
'ERDOĞAN İLK GÜNDEN BERİ DÜŞMANLIK YAPIYOR'
Türk devletinin zaten 6 yıldır her fırsatta Rojava'ya saldırdığını ve tehditlerin kendileri için yeni olmadığını hatırlatan Hemo, şunları söyledi: "Daha Rojava Kürdistan’da bir hareketten bahsedildiği ilk gün Türk devleti ve başkanı Erdoğan Kürt halkına karşı düşmanca bir tavır aldı ve hep saldırı geliştirdi. Tayyip Erdoğan’ın şu anda geliştirdiği saldırı ve tehditler yeni ve bizim yabancı olduğumuz şeyler değil. Zaten 6 yıldır birçok değişik şekilde Rojava Kürdistan’a karşı bir savaş yürütüyorlar. Ama tüm saldırıları başarısız oldu, bir tanesi bile başarılı olamadı."
DAHA ÖNCE DE SALDIRDILAR
Türk devletinin daha önce Halep ve Efrîn'de de birçok çete grubunu kendilerine ve Kürt halkına saldırttığını ve bunların kayıtlarının arşivlerde mevcut olduğunu dile getiren Hemo, temel amaçlarının da Kürt halkı ile bölge halkları arasında çatışma çıkarmak olduğunu kaydetti. Hemo, "Bunu başaramayıp, halklar arasında bir fitne çıkaramayınca bu planda bir kırılma oldu. Bunun ardından 19 Temmuz Devriminin başlamasından hemen sonra aynı yöntemle Serêkaniyê’de Cephet El Nusra yardımıyla güçlerimiz üzerine saldırı geliştirdiler. Güçlerimiz direnerek, Serêkaniyê’yi çete gruplarından temizlediler" diye kaydetti.
'TÜM PLANLARI DEŞİFRE OLDU, BOZGUNA UĞRADI'
Hemo, Serêkaniyê zaferinin Rojava için sembol, çeteler ve destekçileri için ise bozgun olmasıyla Türk devletinin 2014 yılında birçok çete grubunu Suriye'ye geçirdiğini ve yıl sonunda da DAİŞ adıyla Kobanê'ye saldırttığını hatırlattı. Castek Cindo'dan Serêkaniyê'ye ve Kobanê'ye kadar tüm planların boşa çıktığını belirten Hemo, "Şu anda bizim yüz yüze kaldığımız şeyler ise farklı bir anlam taşıyor. Artık tümden açığa çıktı ki Erdoğan ve MİT’in tüm oyunları, kirli savaşı, planları başarısız oldu ve yenildi. Deşifre oldular, herkes onların kim olduğunu anladı. Artık dünyada Erdoğan’ın teröristlerin ve halk düşmanlarının ortağı olduğunu bilmeyen kimse kalmadı. Artık ellerinde oynayabilecekleri başka bir senaryo kalmadığından ve çaresiz olduklarından dolayı bu şekilde bir çıkış geliştirmek istiyorlar. Açık bir şekilde Efrîn'i tehdit ediyorlar" dedi.
'CEVABIMIZ AĞIR OLACAK'
"Biz sadece şunu söylüyoruz: savunma stratejimiz doğrultusunda özelde Efrin olmak üzere Rojava’nın hangi alanına, bu Erdoğan olur başkası olur, saldıran ve kazanımlarımızı tehdit eden kim olursa olsun YPG olarak ağır bir cevap vereceğiz. Bunun için herhangi bir söze de gerek yok" diyen Hemo, şöyle devam etti: "Bu meşru bir haktır ve görevimizdir. Bu görevi layıkıyla yerine getireceğiz. Erdoğan’ın kirli planlarını nasıl ki daha önce boşa düşürdük, Kürtler ve halklarımız için kazanıma dönüştürdüysek şimdi de öyle yapacağız. Erdoğan’ın kirli planlarını bir kez daha yenilgiye uğratacağız. Nasıl ki daha önce ki planlarını yenilgiye uğratarak Rojava halkları ve Kürtler için kazanıma dönüştürdüysek şu anda da Erdoğan’ın Efrin üzerine geliştirdiği oyunları, kirli planları boşa çıkarıp Rojava halkları, Suriye halkları, Kürt halkı, hatta Türkiye halkları için bile önlerini açacak büyük bir kazanıma dönüştüreceğiz."
'HAZIRLIKLARIMIZ ESKİDEN BERİ VARDI'
Türk devletinin olası bir işgal durumu karşısında hazırlık düzeylerini sorduğumuz Hemo, hazırlıklarının yeni olmadığını ve eskiden beri hazırlıklı olduklarını kaydetti. Hemo, "Efrin’e geliştirilecek olası bir saldırı noktasında güçlü bir hazırlık düzeyimiz var. Savunma düzeyimiz güçlüdür. Efrin halkı da bu gerçeği biliyor. Bizim de Efrin halkına eskiden olduğu gibi şimdi de Efrin toprağını korumak için güçlü bir direniş geliştireceği konusunda güvenimiz var" dedi.
ABD, RUSYA VE İRAN'IN TAVRINI DA GÖRECEĞİZ
Sîpan Hemo, Türk devletinin Efrîn saldırısı için Rusya ya da ABD'den izin alıp almadığı yönündeki soruyu da şu yanıtı verdi: "Bu konuda herhangi bir resmi bilgimiz yok. Ama Türk devleti Efrin’e böyle bir işgal saldırısı gerçekleştirme cesaretini bulursa bunda herkesin sorumluluğu vardır. Eğer İran, Rusya, Suriye hatta ABD bunu bir şekilde onaylamazsa Türkiye böyle bir saldırıyı gerçekleştiremez. Çünkü uluslararası hukuk buna izin vermez. Sonuçta farklı bir ülke ve bu konuda devletlerin birçok kural ve hükmü bunu engelliyor. Eğer Türkiye böyle bir saldırı gerçekleştirirse demek ki işin içinde Rusya, İran, Suriye ve ABD’nin göz yumması durumu var. Tabi şu anda bunu bilmiyoruz, gelişebilecek durumlara göre konuşuyoruz. Eğer bu şekilde bir saldırı olursa onlarda ciddi bir tavır göstermezse, Kürt halkı hepsini sorumlu görecektir."
'SURİYE HALKLARININ KANI ÜZERİNDEN PAZARLIK YAPMAYIN'
Kürt halkının da olası işgal girişimlerine karşı planları olduğunu ifade eden Hemo, kimsenin Suriye halklarının kanı üzerinden pazarlık yapmaması gerektiğine vurguda bulundu. Hemo, "Eğer Efrin’e saldırı noktasında Erdoğan’a karşı ciddi bir tavır almazlarsa demek ki Kürt halkına karşı bir konsept var ve Erdoğan’a Kürtlere saldırması için görev vermişler. Şu ana kadar bu devletlerin ciddi bir tavrını görmedik. Erdoğan çok açık bir biçimde tehdit ediyor. Ama eğer bu güçlerin bir göz yumması olmasa Erdoğan böyle bir şey yapamazdı. Eğer bu işgal saldırısı pratikleşirse demek ki bu güçler Erdoğan’a destek veriyorlar. Bu güçler kendi çıkarları için hesap yapabilirler ama bizde hiçbir gücün Kürt halkı ve Kuzey Suriye Halklarının kanı üzerine pazarlık yapmasını, böyle bir saldırı üzerinden çıkarlarını gerçekleştirmesini kabul etmiyoruz" diye konuştu.
'EĞER SESLERİNİ ÇIKARMAZLARSA ONLARI DA AYNI CEPHEDE SAYARIZ'
Sîpan Hemo, son bir haftadır Efrîn'e çok yoğun saldırılar olmasına rağmen kimseden ciddi bir tepki görmediklerini de belirterek, "Son bir haftadır Efrin’de durum çok gergin, zaman zaman saldırı ve savaş oluyor. Kimsenin herhangi bir tavrı yok. Hatta bu toprakların kendi toprağı olduğunu iddia eden Suriye devletinin bile bir açıklaması yok. Rusya’nın da resmi bir açıklaması olmadı. Tabi bunları yakından takip edeceğiz, eğer ciddi bir tavırları olmazsa hangi biçimde olursa olsun onların da bu saldırıların ortağı olduğu ve bu cephede yer aldığı kanaatine ulaşacağız. Halkımız da onlardan bu savaşın sorumlusu olarak hesap isteyecek" dedi.
SURİYE HALKLARINA ÇAĞRI
Hemo, Türk devletinin Suriye'deki planları için çabalayanlar ve Suriye halklarına da seslenerek, "Artık bazı şeyleri Suriye halklarına açıkça söylemenin zamanı gelmiştir. Suriye Devrimi 2011 yılında çok kutsal sloganlar ve halkı özgürlüğüne kavuşturmak amacıyla başladı. Biz o zamanda tavrımızı açık bir biçimde ortaya koymuş, 'Suriye’de gerçekleşen serhildanlarla birlikteyiz' demiştik. Ama maalesef, Erdoğan gibi kirli taraflar, Suriye halklarının temiz hedefler için başlattığı devrim sürecini, kullanmak istediler. Suriye’de oyun oynadılar. Önce Suriye halklarına umut verdiler, sonra kendilerine bağlamaya çalıştılar. Erdoğan Suriye devrimini yoldan çıkardı, kirletti, kararttı. Suriye Devrimi’ni Cephet El Nusra ve DAİŞ’in hizmetine koydu, böylelikle Suriye devrimine dünyanın yardımlarının azalttı ve Suriye halklarını kendine bağladı" diye belirtti.
'ERDOĞAN ONLARI KULLANDI VE SATTI'
Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) adını verilen gruplar için de "ÖSO devlete karşı savaşacaktı, fakat hedefini şaşırtarak Erdoğan’ın korucuları olarak Suriye halkları ve Kürt halkına karşı savaştılar" tespitinde bulunan Hemo, bunun nedeninin de bu grupların başta Türk istihbaratı olmak üzere farklı yabancı istihbaratların hizmetine girmeleri olarak yorumladı. "Erdoğan, Suriye devrimini kullandı ve açık bir biçimde de sattı" diyen Hemo, şöyle devam etti: "Acaba insan Suriye halkının bir ferdi olarak hiç düşünmüyor mu, Erdoğan Dêra’yı sattı, Humus’da pazarlık yaptı, Guta’da yine öyle. Hele Halep'i herkesin gözü önünde kendi çıkarları sattı. Suriye devrimini pazara çıkardı. Bunun için Suriye’nin demokratik, özgürlükçü, fedakar Arap halkı ve diğer halkları bu durumu görmeli ve bilmelidir. Erdoğan'ın Suriye devrimine yardım etme gibi derdi yok. Artık Suriye halklarının da bu gerçeği görüp Kürt halkının yanında bu faşist ve tüccar zihniyetine tavır takınması gerekiyor."
'İDLİB'TE İTTİFAK SÜRÜYOR'
İdlib'teki çatışmaları da Astana'da yapılan ittifakın bir parçası olarak değerlendiren Hemo, "Türkiye, İran, Rusya arasında Astana çerçevesinde gelişen ittifaktan bahsediliyor. Şimdi birçok kişi de sanki şu anda İdlib’de gelişen savaşın bu ittifakın dışında olduğu değerlendirmesini yapıyor. Bu yanlıştır. Tam tersine İdlib’de şu ana kadar gelişen savaş yapılan ittifakta olduğu gibidir. Geliştirilen Astana toplantısında Türkiye’nin rejimin gelip bazı yerleri alması için bazı noktaları tutması ve rejime yol açması çerçevesinde ittifaka varıldı. Şu ana kadar İdlib’de gelişen savaş bu çerçevenin dışına çıkmamıştır" diye kaydetti. Türk devletinin Humus, Hama, Halep ve Suriye'nin diğer yerlerinde muhalefeti sattığı gibi İdlib'te de aynı satışı yaptığını kaydetti.
'İDLİB ÜZERİNE GELİŞEN BİR PAZARLIK YOK'
"Acaba Rusya ve Türkiye arasında Halep’e karşı Bab anlaşmasında olduğu gibi İdlib’e karşı Efrin gibi bir anlaşma olması mümkün mü?" gibi soruların ve yorumların gündemde olduğunu sorduğumuz Hemo, şu yanıtı verdi: "Aslında böyle bir soru çok fazla konjektüre uygun değil. Savaşta tabi ki herkes çıkarlarını düşünüyor. Eğer böyle bir pazarlık olursa Suriye devleti buna hayır demez. Suriye devletinin de temelden politikasını esası Kürt inkarı ve imhası üzerine kurulu. Yani onlarda Erdoğan’la aynı zihniyetteler. Fakat şunu söylemek istiyorum şu anda İdlib üzerine geliştirilen bir pazarlık yok. Yani öyle gidip savaşarak İdlib’in tümünü kurtaracakları bir plan yok ve gündemde böyle bir şey yok."
'EFRÎN İLE MINBIC'I DEĞİL CERABLUS VE BAB'I TARTIŞALIM'
Erdoğan'ın Efrîn'le eş zamanlı olarak Minbic'ı da tehdit ettiğini belirten Hemo, "Efrin’e saldırmak istemesiyle Minbic’ı gündemleştirmesinin nedeni aynıdır. Türkiye Rojava Devrimi ve Kürtlerin kazanımlarının gelişimini engellemek için bu hareketleri yapıyor. Esasta Minbic üzerine söylediği bu sözlerde kast ettiği Amerika’dır. Bu güçler arasında ne tür sözler verilmiş bunu bilemeyiz. Bu soruyu Amerika’ya sormak lazım. Rojava Kürdistan’ın bir parça toprağını özgürleştirmek temel bir görevdir ve bu görevi yerine getireceğiz. Biz Efrin, Minbic üzerine tartışmıyoruz zaten halen Cerablus, Bab gibi Rojava Kürdistan toprakları işgal altındadır. Esasta bu bölgeleri özgürleştirmek için tartışmamız gerekiyor" diye konuştu.
'TARİHİ BİR SAVAŞ OLACAK, FİNAL OLACAK'
YPG Genel Komutanı Sîpan Hemo, son olarak da Kürt halkına seslenerek, "gelişecek savaş tarihi bir savaştır ve beraberinde finali getirecektir" dedi. Hemo, "Bu final hem Rojava Kürdistan, hem tüm Kürdistan’daki Kürtler hem de böylelikle tüm Ortadoğu halkları için olacak. Çünkü Türk devletinin psikolojik sorunları olan Cumhurbaşkanı tüm bölge için bela olmuş durumda. Kürtler, Araplar, Asuriler, Türkler vb. tüm halklar üzerine bela olmuş. Öyle görünüyor ki YPG ve YPJ güçlerimiz nasıl ki bölgeyi teröristlerden, DAİŞ'ten temizlediyse, sanki bizim için bölgeyi Erdoğan belasından da temizlemek bir kader olmuş. Efrin savaşı böyle bir savaş olacak. Kürdistan halkının, Arap halkının, tüm Suriye, bölge ve dünya halklarının Rojava Kürdistan’daki halkımızın haklı ve meşru mücadelesi yanında duracağına, Kürt halkına saldırıp ondan haklarını almak isteyen faşistlere karşı tavır koyacağına inanıyoruz" diye kaydetti.
Yeni yorum ekle