İsrail’in Türkiye ile olası geriliminin tartışıldığı bir dönemde, Suriye’nin askerden arındırılmış bölgesine gerçekleştirilen operasyonların, İsrail için beklenmedik bir stratejik adım olduğu öne sürülerek Türkiye’nin bölgedeki boşluğu doldurmasının İsrail'e yönelik tehlikeleri değerlendiriliyor.

Welayet News - 36. İsrail hükümetinde Kamu Güvenliği Bakanı olan Amar Bar-Lev, İbranice yayın yapan Haaretz'de İsrail ordusunun birkaç ay önce Suriye'deki tampon bölgeye girerek Hermon Dağı zirvesini ele geçirmesinin operasyonel amacını sorguladı.

Amar Bar-Lev, İsrail'in şu anki Suriye politikalarını şekillendiren faktörlerin stratejik düşünce eksikliklerinden, iç politik baskılar ve güç sarhoşluğundan kaynaklanabileceğini öne sürdü.

İsrail, sekiz yılı aşkın bir süredir Suriye'de "savaşlar arasındaki mücadele"yi (MABAM) sürdürmekteydi.

Bu operasyonel kampanyanın başlıca hedefleri, İran'ın Suriye üzerinden Lübnan İslami Direnişi – Hizbullah’a gelişmiş silah transferinin engellenmesi, İran’ın Suriye’deki askeri varlığının azaltılması ve Hizbullah’ın Şam’ın güneyinde konuşlanmasının engellenmesi olarak belirlenmişti. Ancak son dönemdeki gelişmeler, İsrail’in Suriye’deki stratejisinde önemli bir değişiklik gösteriyor.

Amar Bar Lev, 1974 yılında İsrail ile Suriye arasında imzalanan kuvvetlerin ayrılması anlaşmasının yaklaşık 50 yıldır neredeyse eksiksiz bir şekilde uygulanmış olmasına rağmen, bu anlaşmanın şimdi neden ihlal edildiğini sorguluyor.

Amar Bar-Lev’e göre, İsrail'in Türkiye ile olan ilişkilerindeki gerilim mantıksız olabilir ve İsrail'in, Türkiye ile işbirliği yaparak daha büyük bir stratejik güvenlik kazanabilir.

Suriye'nin bölgedeki jeopolitik boşluğunun, Rusya ve İran'ın ardından, büyük bir hızla Türkiye tarafından doldurulmaya çalışıldığına dikkat çeken Amar Bar Lev’e göre, Türkiye'nin Suriye'deki artan etkisi, İsrail’in güvenliği açısından İran’ın varlığından daha az tehdit oluşturuyor.

Bu bağlamda Bar-Lev, Türkiye'nin Suriye'deki yükselen gücünün İsrail için önümüzdeki dönemde daha fazla sorun yaratabileceği uyarısını yaptı.

Ona göre, Esed sonrası Suriye’de bir güç boşluğu oluştuğu doğru olsa da bu boşluğu Türkiye gibi bir aktörün doldurması, her şeyden önce İsrail’in güvenliğini zedeleyebilir.

Bar Lev, İsrail’in bu dönemdeki dış politikasını şu üç temel sebeple açıklıyor: Birincisi, stratejik ve siyasi düşüncenin eksikliği; ikincisi, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun Gazze’deki Hamas tünellerindeki İsrailli tutukluların ölmesinin ardından halkın dikkatini başka bir yöne çekme arzusu; ve üçüncüsü, güç sarhoşluğu.

Bar Lev, bu unsurların birleşerek İsrail’in dış politikasında hatalı kararlar alınmasına neden olabileceği uyarısında bulunuyor. (YDH)