Ateşkes; Batı ve Siyonistlerin Gazze’deki Maskesi Düştü
Görünüşe göre Siyonist rejim yetkilileri, her 20 yılda bir, Gazze’nin direnişçi halkından acı bir yenilgi tatmayı tercih ediyor.
Welayet News - Görünüşe göre Siyonist rejim yetkilileri, her 20 yılda bir, Gazze’nin direnişçi halkından acı bir yenilgi tatmayı tercih ediyor. Pazar günü yürürlüğe girmesi planlanan geçici ateşkes anlaşmasıyla yaşananlar, tam olarak 20 yıl önce, Ağustos 2005’te yaşananları hatırlatıyor. 2005 yılında, Siyonistler tek taraflı bir operasyonla Gazze Şeridi’ndeki 21 İsrail yerleşim birimini boşalttılar ve Siyonist yerleşimcilerle rejim askerlerini Gazze’den çıkardılar. Bu tek taraflı çekilme operasyonu, 2003 yılında, kanlı sicili Netanyahu’dan geri kalmayan, Siyonistlerin "kan emici" başbakanı Ariel Şaron tarafından önerilmişti. Bu öneri, Haziran 2004’te hükümet tarafından kabul edildi ve Şubat 2005’te İsrail parlamentosu (Knesset) tarafından "Çekilme Planını Uygulama Yasası" olarak onaylandı. Operasyon Ağustos 2005’te uygulandı ve aynı yılın Eylül ayında tamamlandı. Şimdi, 20 yıl sonra, Siyonistler tekrar 20 yıl önce izledikleri yolu izliyorlar. Bu yüzden, bölgesel uzmanlar, İsrail’in Ekim 2024’te Gazze’ye saldırdığı ilk günden beri "Gazze, İsrail’in çıkmakta zorlanacağı bataklıktır" diyorlar. 2005’te Şaron, iktidardan ayrılarak Gazze’den çekilme "onurunu" (gerçekte: utanç verici çekilme) kendi adına kayıtlara geçirmek istiyordu. Şimdi ise yolsuzluk dosyalarıyla boğuşan ve düşüşün eşiğinde olan Netanyahu, bu "onuru" iki ABD başkanına bırakmış durumda. Her iki başkan da Gazze’deki ateşkesi ve bu dirençli bölgeden utanç verici şekilde çekilmeyi kendi adlarına kaydettirme peşindeler.
Bu bağlamda, görev süresinin son günlerini yaşayan Demokrat ABD Başkanı Joe Biden, Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve yardımcısı Kamala Harris ile birlikte Beyaz Saray’da hazır bulundu ve İsrail ile Hamas arasında ateşkes anlaşmasına varıldığını duyurdu. Biden, Trump’ın Gazze ateşkesini kendi adına kaydettirmesinden endişe duyduğu için, ateşkes haberini duyururken şöyle dedi: "Bu anlaşmanın nedeni, sadece Hamas üzerindeki yoğun baskı ve Lübnan’daki ateşkesin ardından bölgesel dengelerin değişmesi ve İran’ın zayıflatılması değil, aynı zamanda Amerika’nın sıkı ve ciddi diplomasisinin bir sonucudur." Demokrat Başkan, "Diplomasim, bir anlaşmaya varmak için çabalarını asla durdurmadı" dedi. Biden, bu konuda en azından bir kez doğru söylüyor çünkü bu geçici ateşkes için, Katar, Mısır ve ABD’nin arabuluculuğunda Hamas ile Siyonist rejim arasında 20’den fazla toplantı yapıldı ve her seferinde Hamas’ın ateşkes için şartları, ilk günden beri ısrar ettiği şartlarla aynı kaldı. İsrail ise ilk baştaki katı tutumundan geri adım atarak Hamas’ın direnişinin taleplerine boyun eğdi.
Diğer tarafta, ateşkes anlaşmasını kendi adına kaydettirmek için yarışan iki başkan arasında Trump, İsrail ile Hamas arasında yapılan ateşkes anlaşmasından dolayı heyecanlanarak sosyal medyada şu ifadeleri paylaştı: "Bu destansı ateşkes anlaşması, yalnızca Kasım’da kazandığımız tarihi zaferimizin bir sonucu olabilirdi... Bu anlaşmayı gerçekleştirerek, ulusal güvenlik ekibimiz, Orta Doğu özel elçimiz Steve Witkoff’un çabalarıyla İsrail ve müttefiklerimizle yakın iş birliğini sürdürmeye devam edecek... Beyaz Saray’da olmadan bile birçok başarıya imza attık. Sadece Beyaz Saray’a geri döndüğümde ve hükümetim tamamen onaylandığında, daha fazla zaferi ABD için garanti altına almak adına ne harika şeyler olacağını hayal edin."
Amerikalı yetkililerin kendi adlarına kaydetmeye çalıştığı geçici ateşkesin “başarı” olarak sunulması çabaları arasında, Siyonist rejim yetkililerinin bu bir yıl boyunca Gazze’ye saldırarak neyi hedeflediklerini ve bugün Gazze halkının direnişine boyun eğerek nereye geldiklerini anlamak mümkün. Siyonist yetkililerin açıklamalarına bakıldığında, İsrail’in bir yıl süren bu vahşetin ardından Gazze’de hiçbir şey elde etmediği açıkça görülüyor:
- Siyonist rejimin Ekonomi Bakanı, 19 Ekim 2023: "Birinci önceliğimiz Hamas’ı yok etmektir."
- Siyonist ordunun sözcüsü, 17 Kasım 2023: "Hamas güçlerini Gazze’nin güneyinde yok edeceğiz."
- Başbakan Netanyahu, 8 Aralık 2023: "Hamas var olmayacak, çünkü bu rejim onu yok edecek."
- Savunma Bakanı Gallant, 28 Nisan 2024: "Hamas’ı yok edeceğiz."
- Başbakan Netanyahu, 10 Haziran 2024: "Hamas yok edilmeden Gazze’de ateşkes olmayacak."
- Başbakan Netanyahu, 20 Aralık 2024: "Hamas yok edilmeden savaşın bitmesini kabul etmeyeceğim."
- Netanyahu, hatta son günlerde, 31 Aralık 2024’te şöyle dedi: "Gazze’deki savaş, Hamas yok edilmeden sona ermeyecek."
Pazar günü yürürlüğe girmesi planlanan geçici ateşkese umutla bakmıyoruz ve Siyonistlerin bunu ihlal etme ihtimali oldukça yüksek. Ancak tamamen açık olan bir şey var ki, İsrail ordusunun Gazze’ye saldırmadan önce örgütlü olarak 30 bin güce sahip olduğunu iddia ettiği Hamas’ın, bu süreçte gücünün yarısının yok edildiğini ileri sürmelerine rağmen, şu anda yok edilmesi imkânsız olan yüksek bir kapasiteye sahip olduğu gerçeğidir. Hatta, Hamas’ın şu anki liderleri, “Allah yolunda şehit olan” Yahya Sinvar’ın ardından, Hamas’ın artık 120 bin eğitimli askeri güce sahip olduğunu söylüyor. Bu sayı, Gazze’de ve işgal altındaki topraklarda Siyonist rejim için karanlık bir geleceğin işaretidir.
Bugün, Tel Aviv yetkililerini müzakere masasına oturtan ve herhangi bir taviz almadan geçici bile olsa ateşkesi kabul etmeye zorlayan şey, Hamas’ın yenilmesi değil; Netanyahu’yu Hamas ve Gazze halkının direnişi karşısında diz çökmeye zorlayan önemli faktörlerdir. Bu faktörler şunlardır:
- Gazze’nin altyapısının %70’inden fazlasının yok edilmesine ve halkın açlık, sağlık ve hijyen sıkıntıları gibi ciddi sorunlarla karşı karşıya olmasına rağmen, Hamas’ın 15 aylık savaş boyunca gösterdiği güçlü direniş ve savunma stratejileri.
- Uluslararası baskılar ve bölgesel-küresel dengeler; İsrail’i destekleyen ülkelerin başkentlerindeki büyük yürüyüşler bunun açık bir örneğidir.
- Sürekli yenilgilerden sonra Siyonist toplumun çoğunluğunun bakış açısının değişmesi; Siyonist şehirlerdeki protestolar bu gerçeğin kanıtıdır.
- Gazze’ye yönelik uluslararası hukuki sorumlulukların ve Lahey Adalet Divanı’nın Siyonist rejim başbakanı hakkında verdiği kararın boyutlarının büyümesi,
- Özellikle İsrail ordusu içerisindeki psikolojik ve sosyal etkilerin artması; intihar vakalarının yükselmesi.
- Gazze’ye saldırının önceden belirlenen hedeflerine ulaşılamaması, - Savaş sonrası ortaya çıkabilecek sonuçlardan korkulması ve mevcut Hamas’tan daha büyük Hamas’ların ve yeni direniş gruplarının ortaya çıkma endişesi.
- Savaşın kırılgan İsrail ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin artması; bu süreçte en az 3 önemli limanın kapanması ya da yarı-kapalı hale gelmesi.
- Netanyahu’yu destekleyen parti üyeleri arasında şiddetli anlaşmazlıkların ortaya çıkması.
Bu faktörler, Siyonist rejimi Gazze halkının direnişi karşısında boyun eğmeye ve Hamas’ın tüm şartlarını kabul ederek ateşkesi onaylamaya zorlamıştır.
Dolayısıyla, Trump, Biden ya da herhangi bir arabulucu devlet, geçici ateşkesi sağlama çabalarını kendi adına bir başarı olarak görebilir ve bu girişimleri, güçte kalmak ya da bölgesel olaylardaki kapasitesini göstermek için öne sürebilir. Ancak gerçek şu ki, Gazze’deki ateşkes ister geçici ister kalıcı olsun, Siyonistlerin ve Batılı destekçilerinin, özellikle de ABD’nin maskesini düşüren bir durumdur. Çünkü bu ülkeler, 16 ay boyunca, Siyonist çocuk katili rejime yüz binlerce ton bomba sağlamış ve Gazze’de güvenli bir yer bırakmamışlardır. Bu savaş sona erse bile, utanç damgası, barış iddiasında bulunanların ve Gazze’deki çocukların katledilmesini ölümcül bir sessizlikle onaylayan Müslüman devletlerin alnında kalacaktır. Siyonistlerin bu vahşeti ve İsrail’i destekleyen ülkelerin ihaneti tarihte ebediyen yer alacaktır.
(Keyhan Gazetesinden tercüme edilmiştir)
Rasthaber
Yeni yorum ekle