Refah: Soykırımın Final Sahnesi!
Netanyahu çok iyi biliyor ki alnına yapışan ‘soykırımcı’ damgasından başka elde ettiği hiçbir şey olmayacak. Filistinlilerin yitirdikleri, onun kariyerine ‘zafer’ olarak girmeyecek. “Soykırımcı” lekesi alın derisinin derinliklerine işlenecek.
Welayet News - Gazze’deki soykırım savaşının beşinci ayında ateşkes trafiği biraz daha ciddiyet kazanırken İsrail, Filistinlilere yaşattığı cehennem için korkunç bir final sahnesi hazırlıyor. Yeni hedef Mısır sınırındaki Refah. Yerle bir edilen kuzeyden sürülen insanların son sığınağı. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu dört koldan gelen “Felaket olur” uyarılarıyla dalga geçiyor; önce sivilleri tahliye edeceklerini söylüyor. Çok insancıl, pek dokunaklı! Tahliye edile edile 1.4 milyon insan 28 bin canını toprağa gömerek, 7 bin ferdini enkazın altında bırakarak, 68 bin yaralıyı sırtlanarak Refah’a sığındı. Açıkta ya da çadırda aç, biilaç İsrail’in kana doymasını bekliyor.
Netanyahu çok iyi biliyor ki alnına yapışan ‘soykırımcı’ damgasından başka elde ettiği hiçbir şey olmayacak. Filistinlilerin yitirdikleri, onun kariyerine ‘zafer’ olarak girmeyecek. Geçen hafta ateşkes önerisini reddederken aylar içinde tam zafer sözü verdi. 7 Ekim’den bu yana beşinci bölge turuna çıkan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’a, Hamas’ın devrilmesinden sonra Gazze’nin sonsuza kadar silahsızlandırılmasını sağlayacaklarını söylemiş. Soykırımın suç ortağı Biden yönetimi bile Netanyahu’nun deklare ettiği hedeflerin çok uzağında olduğuna ikna olmuş durumda. New York Times’a göre Amerikan istihbarat yetkilileri, Kongre üyelerine İsrail’in savaş yeteneklerini zayıflatsa bile Hamas'ı yenmenin yanına bile yaklaşamadığını söyledi. Netanyahu Hamas'ın üçte ikisini yok ettiklerini öne sürerken Amerikalı yetkililer, 20-25 bin savaşçıdan sadece üçte birinin öldüğünü tahmin ediyor. Yerin altının üstüne getirildiği kuzeyde de direniş hala işgal güçlerini vuruyor.
***
İkinci nokta; İsrail pazarlık masasında Filistin tarafına geri adım attırmak için baskı yapabileceği bir pozisyonda olmak istiyor. Mossad Şefi David Barnea, CIA Direktörü William Burns, Mısır İstihbarat Direktörü Abbas Kâmil, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed El Sani’nin 28 Ocak’taki Paris buluşmasında müzakereler için bir çerçeve çizilmişti. El Ahbar’ın aktardığı bilgilere bakılırsa bunun ana hatları kabaca şöyle:
İkinci aşamada İsrailli kadın askerler bırakılacak. İsrail bu aşamanın askeri tutukluları da kapsamasını istiyor. Buna mukabil belli miktarda Filistinli tutuklu bırakılıyor. (Filistin tarafı bir askere karşı 150 Filistinlinin bırakılması, daha fazla insani yardım, sağlık kuruluşları, fırınlar ve su hizmetlerinin operasyonel hale getirilmesini istiyordu.)
Üçüncü aşamada cesetler teslim edilecek. İsrail de hapishanelerdeki tutukluların çoğunu serbest bırakacak. Ayrıca Batı Şeria'daki operasyonlar ve 7 Ekim Aksa Tufanı sırasında ölen Filistinlilerin cesetleri verilecek.
Bu taslak Kahire’de Hamas’a sunuldu. Hamas da diğer direniş örgütleriyle müzakere edip yanıtını verdi. Toplam 135 günlük ateşkes sürecinde rehinelere karşın en az 1500 tutuklunun bırakılmasını hedefleyen Filistin tarafı anlaşmanın saldırıların tamamen sona erdirilmesi, işgal ordusunun Gazze Şeridi'nden çekilmesi, kuşatmanın kaldırılması ve yeniden inşayı içermesi gerektiğini bildirdi. Operasyonları tamamen durdurma koşuluna yanaşmayan İsrail öneriyi reddetti. Fakat Mısır ve Katar’ın dolaylı arabuluculuğunda ilk ciddi görüşmeler için Hamas heyeti geçen Cuma Kahire’ye gitti. İsrail heyetinin de ulaşması bekleniyordu. Müzakerelerin birkaç haftaya yayılabileceği öngörülüyor. Bu süreçte İsrail de Refah’ı yerle bir ederek baskıyı tırmandırmayı umuyor.
***
- İsrail’in orduyu Refah’a sokma planında üçüncü hedef Mısır’la bağlantılı. Abdulfettah el Sisi yönetimi İsrail’in plan ve niyetlerine karşı caydırıcı olmaya çalışıyor. Mısır, Filistinlileri Sina’ya sürme girişimini savaş nedeni sayacağını ilan edip sınırlara asker yığdı. Daha sonra Netanyahu; Sisi ile telefonla görüşmeye çalıştı, yüz göremedi. Netanyahu’nun derdi sadece Filistinlileri sürmek değil Philadelphia (Selahaddin) Koridoru’nda statükoyu değiştirecek bir planı kabul ettirmekti. Şin-Bet Direktörü Ronen Bar'ın Kahire'de Mısır İstihbarat Direktörü Abbas Kâmil ile görüşmesi de sonuç vermedi. 1979'daki Camp David Anlaşması ile Mısır-Filistin toprakları arasında ağır silahlardan arındırılan 14.5 kilometre uzunluğundaki Philadelphia Koridoru, Akdeniz kıyılarından Kerem Ebu Salim Kapısı’na kadar uzanıyor. İsrail 2005’deki çekilme sırasında Kahire ile anlaşmasını güncelledi ve koridorda kontrolü Filistin yönetimine bıraktı. 2005’te koridorun Mısır tarafında 750 muhafızın yer alması öngörülmüştü. İsrail şimdi Filistinlilerin Mısır’la bağlantısını koparmak için askerlerini koridora sokmak istiyor. İsrailli kaynaklar bu konuda uzlaşmaya varıldığını iddia etmiş, Mısır yalanlamıştı. Sisi’nin görüşmeyi reddetmesi Netanyahu’ya pazarlık kapısını açmayacağı anlamına geliyor. Netanyahu, Mısır’ın Gazzelilerin Refah’tan çıkmasını ve Gazze’ye insani yardımları engellediği suçlamasıyla Sisi’yi zor duruma sokmaya çalıştı ama daha fazla öfkeyle karşılaştı. Son olarak Mısır, Refah işgal edilirse İsrail’le barış anlaşmasını askıya alacağı uyarısını iletti. İsrail Refah’ı işgal ederse koridora yerleşmek için de oldubittiye kalkışabilir.
***
Yeni yorum ekle