NATO’nun Afrika’daki teröristlerin güçlenmesindeki rolü
Afrika’nın farklı bölgelerinde başta da sahil bölgesindeki aktif terörist grupların varlığı bölge ülkelerinin tamamının huzuru ve güvenliğini tehlikeye atmakla beraber yabancıların Afrika ülkelerinin içişlerine müdahale etmesi için de bir bahane haline gelmiştir.
Welayet News - Mali Dışişleri Bakanı Abdallah Diyob konuyla ilgili olarak “NATO’nun müdahalesi bu ülkede ve tüm Afrika’da kıyısı olan ülkelerde teröristleri güçlendirdi.” dedi.
Afrika ülkeleri çeşitli siyasi, ekonomik, sosyal ve güvenlik alanlarında pek çok zorlukla karşı karşıya kalsa da terör gruplarının bu kıtadaki varlığı ve teröristlerin faaliyetlerini farklı ülkelere yayma korkusu artık bu ülkelerin en ciddi endişelerinden biri haline geldi. Bu bağlamda Boko Haram terör örgütünün Nijerya ve komşu ülkeler başta olmak üzere Batı Afrika’daki varlığı, El-Şebab grubunun Doğu’da özellikle Somali’deki faaliyetleri ve komşu ülkelerdeki varlığı ayrıca IŞİD’in faaliyetleri, Afrika kıtasının güvenliğini daha da bozdu. Bu durum, son yıllarda çeşitli batılı ülkelerin terörle mücadele bahanesiyle Afrika’nın farklı ülkelerinde bulunmasına ve bu ülkelere yardım sözü vermesine rağmen yaşanıyor.
Fransa bu alandaki ana müdahalecilerden biridir. Başta Mali olmak üzere farklı Sahil ülkelerindeki yüzlerce Fransız askeri gücü, güvenliği sağlamak ve terörle mücadele etmek iddiasında bulunsa da, Fransız ordusunun performansı, Mali ve Burkina Faso hükümetlerinin son aylarda onları resmi olarak sınır dışı etmesine neden oldu.
Aslında terörle mücadele, Batılı ülkeler için güçlü ve zengin Afrika ülkelerinde ordunun varlığını haklı çıkarmak için bir bahanedir. Bu, Afrika ülkelerinin mevcut sorunlarının birçoğunun Batılı ülkelerin müdahaleci performansına bağlı olduğu bir sırada gerçekleştirilmektedir.
Örneğin, NATO’nun Libya’ya müdahalesi ve bu ülkede güçlü bir merkezi hükümetin yok olmasının ardından Libya, terör gruplarının Afrika düzeyindeki faaliyetlerinin gelişmesi için bir üs haline geldi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, müdahalenin haksız olduğunu belirterek şöyle dedi: “Fransa, Libya halkının fikrini dikkate almadan bu ülkenin içişlerine müdahale etti, bu da sonuçta Kaddafi rejiminin devrilmesiyle sonuçlandı ve hiçbir ülkenin egemenliğine saygı duymadığımızı gösterdi.”
Bu bağlamda BM uzmanlarının yakın zamanda yayınladığı raporlar, son yıllarda IŞİD ve El Kaide gibi terör örgütlerinin ve alt gruplarının etkisinin artmasıyla birlikte, Afrika’nın terörden en çok zarar gören kıta olduğunu gösteriyor. Tahminler, Ocak-Haziran 2022 arasında IŞİD’in Batı Afrika’da 305 saldırı düzenlediğini ve çeşitli Afrika ülkelerinde terör saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısının arttığını gösteriyor. Mali Dışişleri Bakanı “Diyob” bu bağlamda şunları vurguladı: “Terör kaynaklı istikrarsızlık, artık Mali’nin kuzeyi ile sınırlı kalmayıp bu ülkenin hemen hemen tüm bölgelerini içine almış ve bu ülkenin sınırlarını aşarak komşu ülkelere kadar uzanmıştır.”
BM Genel Sekreteri’nin Terörle Mücadele Danışmanı Vladimir Voronkov, “IŞİD terör örgütünün Libya’daki mevcut durumdan yararlanarak Libya’da paralı askerler ve yabancı savaşçılar toplamasından endişe ediliyor.” dedi.
Her ne kadar Afrika ülkelerinin bu kıtada terörle mücadele planında yoksulluk, yeterli mali kaynakların bulunmaması ve bazı terör gruplarının Batılı ülkeler tarafından örtülü ve dolaylı olarak desteklenmesi ciddi sorunlar arasında yer alsa da, öyle görünüyor ki Afrika ülkeleri bölgesel iş birliğini artırarak terörle mücadeleye öncülük etmek istiyor.
Yeni yorum ekle