İran İslam Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri, Devrim Muhafızları eski komutanı Hacı Kasım Süleymani’nin şehadetinin üçüncü yıldönümü münasebetiyle yayınladığı mesajda şunları söyledi: ‘General Süleymani suikastının komutan ve yöneticilerine ve faillerine yönelik intikam, dünyanın dört bir köşesindeki İslam dünyası gençliğinin ve onu sevenlerin gündeminden asla silinmeyecek ve teröristler, intikam alınacak gününe kadar utanç verici hayatlarını bu kâbusla geçirmek zorunda kalacaklardır.’

Welayet News  - Tümgeneral Muhammed Bakıri’nin mesajında şu ifadeler yer aldı:

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

اِنَّ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَيَجْعَلُ لَهُمُ الرَّحْمٰنُ وُدًّا

(Şüphe yok ki inanan ve iyi işlerde bulunanlara karşı rahman, gönüllere bir sevgidir verir.) (Meryem/96)

Kasım Süleymani suikastının failleri ve liderleri, hain planlarını gerçekleştirdikleri gün belki de onu fiziki olarak ortadan kaldırarak işin bittiğini ve İslam Dünyası coğrafyasındaki müstekbir ve yayılmacı hedeflerinin önündeki en büyük engeli kaldırdıklarını düşündüler. Ancak aradan geçen zaman başka bir gerçeği anlatıyor.

Bugünkü direnişin kahramanı aramızda olmasa da şehadeti ile dünyanın özgür düşünürlerine ve hak arayışı içinde olanlara bir yol açmıştır ve hiçbir şey onu durduramaz.

General Süleymani düşüncesi bugün İslam toplumlarının gençleri ve dünyanın özgürlük arayanları arasında yayılmıştır ve onun adı özgüvenin ve düşmanı yenmenin kod adıdır. Bu nedenle onun düşmanları, sosyal medyada bile onun adından korkmaktadır.

Milli kahramanımızın adı sonsuza kadar tarihte yaşayacaktır ama onun katilleri, dünyanın adalet arayıcıları tarafından hala lanetletmektedir ve bu cinayetin intikamı alındıktan sonra sonsuza dek tarihin çöplüğüne atılacaklardır.

General Süleymani suikastının komutan ve yöneticilerine ve faillerine yönelik intikam, dünyanın dört bir köşesindeki İslam dünyası gençliğinin ve onu sevenlerin gündeminden asla silinmeyecek ve teröristler, intikam alınacak gününe kadar utanç verici hayatlarını bu kâbusla geçirmek zorunda kalacaklardır.’