Suudi hükümetinin dışişleri danışmanı, ABD Kongresi'nin Suudi Arabistan'a silah ihracatını durdurma tehdidine tepki gösterdi.

Welayet News  - Suudi hükümetinin dışişleri danışmanı Adil El-Cubeyr, ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Bob Robert Menendez’in Suudi Arabistan'a silah ihracatını durdurma tehdidine tepki gösterdi ve silah ihracatının Amerika'nın güvenliğinin lehine olduğunu söyledi.

Bob Menendez, OPEC+'ın petrol üretimini kısıtlama kararına tepki göstererek, ABD'nin Suudi Arabistan'a silah ihracatını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini söylemişti. OPEC+'ın bu girişimi, Joe Biden dahil olmak üzere diğer Amerikalı yetkililerin de öfkeli tepkisini beraberinde getirmişti.

Adil El-Cubeyr CNN'e yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan'ın her zaman petrol piyasasının istikrarını garantilemeye çalıştığını ve bunun üreticilerin ve tüketicilerin çıkarına olduğunu söyledi. El-Cubeyr, Suudi Arabistan'ın bu kararı tek başına almadığını ve petrol üretiminin azaltılmasının 22 üye ülkenin mutabakatı ile yapıldığını vurguladı.

Suudi yetkili, piyasanın OPEC+ kararına olumlu tepki verdiğini ve geçtiğimiz haftalarda petrol fiyatının düştüğünü ve artmadığını belirterek, “Suudi Arabistan petrolü siyasallaştırmıyor ve onu bir silah olarak görmüyor. Amacımız sadece piyasa istikrarı. OPEC+'ın kararı siyasi değil ve üye ülkeleri piyasayı istikrara kavuşturmaya ve üreticilerin ve tüketicilerin çıkarlarını gerçekleştirmeye çalışıyor” dedi.

Adil El-Cubeyr, Suudi Arabistan'a silah ihracatını durdurma tehdidi hakkında da şunları söyledi: Suudi Arabistan'a savunma silahlarının satışı, Amerika'nın kendi çıkarları ve bölgenin güvenlik ve istikrarının lehinedir. Amerikan kuvvetleri, bölgenin ve Amerika'nın istikrarı ve güvenliği için on yıllardır bölgede bulunmaktadır.

ABD Başkanı Joe Biden da dün CNN ile yaptığı röportajda, OPEC+’nın aldığı kararın Washington ve Riyad arasındaki ilişkiler için sonuçları olacağını söyledi.

Suudi Arabistan ile ilişkileri gözden geçirmek isteyip istemediği sorusuna olumlu yanıt veren Biden, Suudi Arabistan gezisini gerekçelendirirken bu gezinin petrol için yapılmadığını öne sürerek, “Bırakın, neden gittiğimi netleştireyim. Petrol için gitmedim. Ortadoğu'dan uzaklaşmak niyetinde olmadığımızdan emin olmak için gittim” şeklinde konuştu.

Suudi Dışişleri Bakanlığı da bu açıklamalara yanıt olarak yazılı bir açıklama yaptı ve OPEC+'nın petrol üretimini kısıtlama kararının ardından Riyad'ın uluslararası anlaşmazlıklarda tarafgir davrandığına dair her türlü açıklamayı reddettiğini duyurdu.

Suudi Dışişleri Bakanlığı, bu açıklamaların gerçeğe dayanmadığını ve OPEC+ kararı, bir ülkenin değil, bu grubun tüm üye ülkelerinin mutabakatı ile alınan bir karar olduğunu belirtti.

Wall Street Journal gazetesi de, Amerikalı yetkililerin OPEC+ petrol üretimini günde iki milyon varil azaltma kararı almadan önce Suudi Arabistan ve diğer Arap müttefikleriyle temasa geçtiğini ve onlardan bu konudaki kararı sadece bir ay daha ertelemelerini istediğini ancak bu ülkelerin Amerika'ya olumsuz yanıt verdiğini aktarmıştı.

Amerikalı yetkililer Suudilere, petrol üretimindeki kısıtlamanın Suudi Arabistan'ın Ukrayna savaşında Rusya ile ittifak kararı olarak görüleceğini ve böyle bir adımın Washington'un Riyad'a verdiği desteği azaltacağını açıklamıştı.

al alam / Çev.: Mehmet Gönül - Welayet News