ABD, İngiltere, Fransa, BAE ve Suudi Arabistan’ın El Hadide sahilinde başlattıkları ortak operasyonun hedefleri

Sa, 12/06/2018 - 21:52

Batılılar, yaklaşık iki ay önceye kadar Suudi Arabistan’ın Yemen savaşını bir sonuca erdiremeyeceğini söyledikleri halde, bir kez daha Yemen karşıtı operasyonda yer almaya ikna oldular.

Welayet News - El Hadide’ye yönelik yoğun baskı Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri için bir sınav sayılıyor. Diğer yandan ise, bu eyaletteki direniş ve buranın korunması Yemen halkı için önemli bir siyasi başlık sayılmaktadır. Bu çerçevede, Arabistan ve BAE ordularının vahşi saldırılarının sonuç vermesi için ve Suudi rejiminin çıkmazdan kurtarılması adına Amerika’dan İngiltere’ye, Fransa’ya hatta BM Genel Sekreteri  Yemen Özel Temsilcisine kadar hepsi işe soyundular. Ensarullah ise bu arada El Hadide’de bir takım operasyonlar başlatarak, Yemen aleyhindeki Batı-Arap oyununu bozmaya çalıştı. Bu hususla ilgili kayde değer noktaları sıralayacak olursak:

1. Yemen karşıtı savaşın Suudi rejimin omuzlarında ağır bir yük olduğu konusunda kimsenin bir şüphesi bulunmadığı gibi Sana’ya galip gelmek için de Riyad’ın önünde hiçbir yolun olmadığına nerdeyse herkes kesin gözle bakıyor. Buna rağmen, Suudiler savaşı sonlandırmaya dönük her çözüm planına olumsuz yanıt verdiler, Kuveytliler, Ummanlılar ve BM Yemen Özel Temsilcisinin çözüme yönelik çabalarını sebote ettiler.

Tüm bu başvurlarda Suudilerin söylemi, Ensarullah’ın tamamen sılahsızlaştırılması, başkentin ve diğer eyalet merkezlerinin devredilmesi üzerinde odaklanmıştı ki aslında, “Ensarullah” adı altında bir gerçekliğin kabul edilmeyişi anlamında telakki edilmelidir. Suudi Arabistan siyasi kapıları kapatmıştır fakat aynı zamanda sorunu da çözememiştir. Son bir ay boyunca, şu anki barikatı kırıp Ensarullah’ın iktidarına son verme çabası içinde oldular. Bu doğrultuda, son bir ay içinde Arabistan, BAE, Amerika, İngiltere ve Fransa’nın safları daha ciddi sıklaştırdıkları, çetelerin daha kapsamlı şekilde öne sürülmelerine ve operasyonun aynı nokta da yoğunlaştırılmasına şahit olduk.

Bu arada Suudi Arabistan ve BAE askerleri yanında, Sudanlı paralı askerlerden bir tugay, Ali Muhsin El Ahmer’e (Ali Abdullah Salih döneminin ordu komutanı) bağlı ordu güçlerinden beş tugay, ihvancı-vahhabi ıslah hareketinden bir tugay, ABD Donanmasının bir birimi, yine İngiliz ve Fransız askeri kuvvetlerinden oluşan benzeri birimler, (Ensaru’s-Sened adıyla bilinen) El Kaide güçlerinden bir tabur ve Avrupalı, Afrikalı bazı ülkelerden gelen dağınık güçler, stratejik konundaki El Hadide eyaletini Ensarullah’a bağlı yerel güçlerin elinden çıkarmak için harekete geçtiler.

Amerikalılar şimdiye kadar Yemen’deki operasyonel röllerini gizliyorlardı ancak, yaklaşık iki hafta önce Suudi mütecavizlere verdikleri askeri desteği alenileştirmeye başladılar. Örneğin, üç gün önce Pentagon’daki bir yetkili Amerikan el-Hurra televizyon kanalına sarahaten, “Amerikan güçlerinin Yemen’de konuşlandığını, Arabistan ve BAE güçlerine istihbarat alanında yardımcı olduklarını” demişti. ABD Savunma Bakanı James Mattis ise geçtiğimiz Çarşamba günü yaptığı açıklamada, “Amerika’nın El Hadide operasyonunda yer alarak Ensarullah mevzilerine saldırması gerektiğini” belirtmişti.

Yine bu arada, BM’nin İngiltereli Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths’in daha önce görülmemiş şekilde harekete geçtiğine tanık oldu. Griffiths, BAE ve Suudi güçlerin Yemen halkına karşı yoğun saldırılarının keşmekeşli ortamında, başta Ensarullah olmak üzere çeşitli gruplarla temasa geçip istişare yapıyor ve görüşmelerin görülmemiş şekilde ilerlediğinden söz ediyordu. Fakat onun açıklamalarını incelediğimizde, Ensarullah’ın silahsızlaştırılması üzerinde yoğunlaştığını görüyoruz, ki kendi konteksti içinde eyalet merkezileri ve başketin devredilmesi anlamına da geliyor, yani aynı anda hem askeri hem de siyasi olarak silahsızlaştırmak, devre dışı bırakmak! Yine de Suudi-Amerikan koalisyonunun, bir ay yoğun savaşa rağmen, kayde değer bir kazanımı olmadı. Hala da Hadide eyaletinin merkezini ele geçirebilmiş değil ve şehrin güneyindeki bazı bölgeleri ele geçirmekle sınırlı kalmış durumda.

2. Ensarullah, hiçbir zaman ,Yemenli muhaliflerini resmi olarak tanımaya dayalı siyasi çözüme soğuk yaklaşmamış ve Yemen’in izzetini, bağımsızlığını garantileyen hiçbir barış planını reddetmemiştir. Bu temelde, Ensarullah yetkilileri (Mehdi Maşşat ve Muhammed Ali El Husi) ile BM Yemen Özel Temsilcisi arasında yapılan görüşmelerde müzekere ve anlaşmaların tertibi ve tevalisi şöyle gündeme getirilmiştir: Seçimlerin düzenlenmesi, milli birlik hükümetinin kurulması, Ensarullah silahının karara bağlanması ve her çözüm planının girişinde Arabistan’ın Yemen aleyhindeki savaşını durdurma şatının yer alması. Ama hem Suudi tarafı hem de Mensur Hadi güçlerinin seçim eksenli bir planın hayata geçmesine fırsat verme yetkilerinin olmadığı elbette ki açıktır.

3.  Amerika, İngiltere, Fransa, BAE, Arabistan ve kendilerine bağlı Yemenlilerle birlikte El Hadide sahilinde başlattıkları geniş kapsamlı ortak operasyonun dört hedefi bulunuyor:

Birinci hedef, ülkenin Batı sahillerini kontrol altına alarak Yemen halkına karşı insanlık dışı kuşatmanın ağırlaştırılması. El Hadide limanı şimdiye kadar Ensarullah’ın nefes alma borusu olmuştur. Ensarullah yönetimi, kuşatmaya rağmen, ihtiyaçlarını karşılamak için sınırlı bir şekilde denizden yararlanmış ve direnişini sürdürmüştür. Suudiler ve piyonları El Hadide’yi kontrol altına alarak Ensarullah taraftarı halkın besin yolunu kesmeyi ve Muhammed Ali el-Husi ile Mehdi el-Maşşat liderliğindeki yönetimi dize getirmeyi amaçlamaktadırlar.

İkinci hedef; Suudiler ve onlara destek veren güçler El Hadide’yi ele geçirerek Ensarullah yönetimine etnik bir renk vermeyi ve diğer bir etknik grubu –Sünniler – bilfiil Ensarullah’a karşı sahnaye sürmeyi istiyorlar. Bildiğiniz üzere, Yemen’nin 18 eyaletinden 12 eyaleti Ensarullah’ın yönettiği bölgede yer alıyor  ve bu arada Sana, Sa’da, el-Hucce ve İmran eyaletlerinde nufüsün ekseriyetini Zeydiler oluştururken El Hadide ve diğer bölgelerde ise Sünniler –Şafiiler – çoğunluktadır. Ensarullah Şafiilerin müşfik yardımından istifade ederek Suudilerin müşrik koalisyonuna karşı direnmekte ve bu, şu anki savaşın iç savaşa ya da mezhebi savaşa dönüşmesine engel olmuştur. Al-i Suud’un şeytani mantığında, El Hadide’nin Ensarullah’tan koparılması ve sahillerin Fransız, İngiliz, Amerikan, BAE ve Suudi müşrik güçler tarafından kontrol edilmesi sonucunda Ensarullah’ın yönettiği bölgelerdeki halkın daha yoğun baskılara maruz kalması, diğer Sünni eyaletlerde itirazların şekillenmesine yol açarak Yemen savaşını bir mezhebi savaşa dönüştürecektir.

Üçüncü hedef, Suudilerin Ehli Sünneti Ensarullah’la çatıştırmasıdır. Şöyle ki, Suudilerin El hadide eyaletini kontrol altına aldıktan sonra Ensarullah’ın zayıfladığını ve dönemlerinin sonuna doğru geldiğini gören Sünni eyaletlerdeki halk, Ensarullah’la çatışacak ve kontrol ettiği eyatleri elinden çıkaracaklardır.

Dördüncü hedef; El Hadide eyaletinin ele geçirilmesiyle birlikte Ensarullah’ın konumu zayıflatmak ve Suudilerin şartlarını kabul etme ve tutumlarından geri adım atma mecburiyetinde bırakmaktır. Özetleyecek olursak, Suudiler cinayet işlemede deneyimli olmakla birlikte El Hadide eyaletinin merkezini ve ilçelerini –bir iki istisna dışında – hala ele geçirebilmiş değiller. Son haftalarda ise Ensarullah güçleri ile Sünniler arasında ve diğer yerlerde çatışmaya dair bir belirti müşahade edilmemiştir ancak bununla birlikte Suudilerin başarıya ulaşmamaları uzak bir ihtimal olarak görünmüyor.

4. Yemenlilerin Kudüs Günü yürüşüne geniş katılımı, Seyit Abdulmelik Bedruddin’in stratejik açıklamaları ve işgalci İsrail rejiminin kökünün kazınması gerektiğini vurgulaması gösteriyor ki Suudilerin yaptığı analizlerin aksine, Ensarullah’ın ne bir iç sorunu ne de yorgun düşmüş gibi bir durumu var. Ensarullah’ın orta menzilli füzelerinin Suudilerin Yemen’le sınır şehirlerdeki mevzilerini ardarda hedef alması, Suudilerin, Birleşik Emirliklerin ve... His, el-Huha, Nehim ve Halid şehirlerine yönelik saldırılarının boşa çıkarılması ve bu şehirlerin son günlerde Ensarullah tarafından geri alınması, Abdulmelik Bedruddin’in mücahit erlerinin bir sorunlarının bulunmadığını gösterdi. Nitekim, eşzamanlı olarak Suudilerin El Cuf eyaletinde hezimete uğratılması ve geniş bir bölgenin geri alınması da Ensarullah’ın ne denli hazırlıklı olduğunu gözler önüne seriyor.

5. Yemen’de alanda yaşanan gelişmelerin seyri, zamanın Suudilerin lehine olmadığını söylüyor ve El Hadide eyaletine görülmemiş şekilde yoğunlaşmaları da zamansal olarak zor durumda olduklarını gösteriyor. El Hadide eyaletinde, bir hafta içinde, aralarında Suudi bir tuğgeneralin de bulunduğu yaklaşık 500 askerin öldürülmesi Suudilerin zamansal olarak yaşadıkları zor duruma işaret ediyor. Şu anda temel mesele şudur; Suudi, BAE, Amerikan, İngiliz ve Fransız ortak operasyonun varacağı yer bellidir ve dolaysıyla, Suudiler alandaki denklemi değiştirecek güçte değiller, denilebilir ama soru şu: Bundan sonra ne olacak?

Her ne kadar bu soruyu yanıtlamak kolay değilse de ancak Suudiler ve Amerikalılardan edindiğimiz tecrübe ışığında bakacak olursak, baskıların boşa çıkarılmasından sonra pasifleşme başlarlar ve bir süre yeni bir girişim başlatmadan, önceki durumu sürdürmeye bakarlar. Ancak, El Hadide’ye karşı geniş kapsamlı Batı-Arap  ortak operasyonun boşa çıkmasından sonra, Suudi rejime yönelik içerde ve dışarda baskıların artacağı kesindir.

Batılılar, yaklaşık iki ay önceye kadar Suudi Arabistan’ın Yemen savaşını bir sonuca erdiremeyeceğini söyledikleri halde, bir kez daha Yemen karşıtı operasyonda yer almaya ikna oldular. Son bir aydaki operasyonun boşa çıkarılması, doğal olarak, onları önceki ana başlıklar üzerinde daha da sabitleştirecektir. Öte yandan, Yemen halkını kısıtlayacak her türlü çaba Ensarullah ekseninde birleşmeyi pekiştirecektir.   

Saadullah Zarii

Çev: Mehmet Gönül

Welayet News



Yeni yorum ekle