Batı İnsan Haklarını Araç Olarak Kullanıyor
Suriye Dışişleri Bakanı, Batılı ülkelerin içişlerine müdahale etmek için İnsan Hakları Konseyi'ni bir bahane olarak kullandıklarını vurguladı.
Welayet News - Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdat şu ifadelerde bulundu: ‘Batılı ülkeler İnsan Hakları Konseyi'ni ülkeleri suçlamak ve ülkelerin iç işlerine karışmak için bir bahane olarak kullanmaya devam ediyor.
Suriye'yi hedef alan siyasi kararların asıl amacı, saldırı ve işgalde bulunan ve terörü destekleyen ülkeleri korumaktır.
Suriye, ülkelerin kültürel çeşitliliğine ve özelliklerine dikkat eden yapıcı bir diyaloğun yanı sıra İnsan Hakları Konseyi'nin insan hakları konularında yapıcı bir diyalog kurmadaki rolünü vurgulamaktadır.
İnsan Hakları Konseyi'nde Suriye için planlar yürüten İngiltere, İngiliz basınında çıkan haberlere göre Suriye'ye yönelik yanıltıcı saldırılara 4 milyar dolar harcamıştır.’
Faysal Mikdat, BM İnsan Hakları Konseyi'ni siyasi eylemden kaçınmaya çağırdı.
Suriye Dışişleri Bakanı sözlerine şöyle devam etti: ‘Suriye 2011'den beri terörle mücadele ediyor ve bu saldırılar Suriye’nin toprak bütünlüğünü bozmak amacıyla dışarıdan yapılmıştır.
ABD ve Türk işgali gölgesi altında, terör örgütleri ve milisler suç ve cinayet işliyor, insan hakları ihlallerinde bulunuyor ve destekçilerinin menfaatlerine hizmet etme doğrultusunda hareket ediyor.’
Faysal Mikdat ayrıca, Türkiye'nin işgali altındaki topraklarda Suriye topraklarının demografik yapısını değiştirme politikasına ve Ankara’nın su silahını kullanmasına ve Suriye halkına yönelik siyasi şantaj ve toplu cezalandırma politikasına değindi.
Faysal Mikdat şunları söyledi: ‘Bu zorluklar, ABD ve Avrupa Birliği'nin baskıcı eylemleri ve yaptırımları, doğal ve ekonomik kaynakların çalınması ve Suriye halkının doğal zenginliklerinden yoksun bırakılmasıyla daha da kötüleşen birçok insan hakları sonucu doğurdu.
Bu eylemlerin kapsamının artırılması ve genişletilmesi, Suriye halkının gücünü ve gıdasını hedef almış ve Suriye halkını yaşam, sağlık, gıda, eğitim ve kalkınma hakkından mahrum bırakmıştır. Bu ahlaksız eylemler ekonomik terörizme dönüşmüştür.’
Suriye Dışişleri Bakanı konuşmasının başka bir bölümünde, Batı'nın ve bölgesel müttefiklerinin Suriye krizini uzatmak, Suriye'nin yeniden inşasını ve Suriyeli mültecilerin geri dönüşünü engellemek için yaptıkları eylemlere değindi.
Faysal Mikdat şu ifadelerde bulundu: ‘Bu büyük zorluklar gölgesinde Suriye hükümeti, ulusal egemenliği korumak ve Suriye topraklarını işgalden ve teröristlerle savaştan kurtarmak ve Suriye halkının güvenliğini sağlamak için sorumluluk ve görevini yerine getiriyor.’
Suriye Dışişleri Bakanı, ABD’nin bahanelerine değindi ve şunları söyledi: ‘Suriye, topraklarını terörist kalıntılarından ve yabancı işgalinden temizlemeye kararlıdır.
Şam, ayrılıkçı Kassad milislerinin eylemleriyle mücadele edecektir. Suriye bu milislerin eylemlerini Suriye'nin birliğini bozmak için ABD'nin desteğiyle gerçekleşen eylemler olarak görmektedir.’
Faysal Mikdat ayrıca, Suriye'nin bu ülkedeki krize siyasi bir çözüm bulma ve dış müdahale olmaksızın bir anayasa taslağı hazırlama konusunda kararlı olduğuna değindi.
Suriye Dışişleri Bakanı aynı zamanda Suriye'nin işgal altındaki Golan'ı geri alma ve Siyonist rejimin tek taraflı eylemlerine karşı çıkma hakkını vurguladı ve şunları söyledi: ‘Suriye, Siyonist rejimin işgal altındaki Filistin ve Golan Tepeleri'ndeki eylemlerini kınamakta ve 1967 topraklarında başkenti Kudüs olan bağımsız bir devletin kurulması ve mültecilerin dönüşü için Filistin halkının güçlü bir şekilde desteklenmesini vurgulamaktadır.’
Beşşar Esad’ın Danışmanı: Rusya, siyasi fırsatlar kaybolduktan sonra askeri operasyonlara yöneldi
Suriye cumhurbaşkanının özel danışmanı Luna el-Şibil, Suriye'nin Rusya'nın Donbas'taki özel askeri operasyonunu desteklediğini vurguladı.
Luna el-Şibil, Rusya'nın Sputnik haber ajansına verdiği röportajda şunları söyledi: ‘Rusya, Ukrayna krizine siyasi çözüm için tüm imkânlar kaybolduktan ve Rusya'ya yönelik askeri tehditler tehlikeli boyutlara ulaştıktan sonra askeri operasyonlara başvurdu.
Ukrayna'daki Rus askeri operasyonlarını destekliyoruz ve önündeki tüm siyasi ve diplomatik eylemleri gözlemlemeden Rus askeri harekât sürecinden bahsetmek mümkün değildir.
Batı'nın Nazizm düşmanlığı iddiaları koca bir yalandır ve Batı, Rusya'ya dayattığı yaptırımlarından Rusya'dan daha fazla zarar görecektir.
Suriye, Donetsk ve Luhansk cumhuriyetlerini tanımaya hazırdır ve Suriye, Batı’nın yaptırımlarından korkmuyor.
Suriye hükümeti iki cumhuriyetin temsilcileriyle temasa geçti ve bölgedeki gerilimin azalması durumunda çeşitli alanlarda işbirliği yapmaya hazırdır.
Suriye, Rusya'nın Suriye'de yaptığı gibi, Rusya'ya yaptırımların üstesinden gelmesi için destek verecektir ve bizim, aşırılık yanlısı silahlı unsurların Orta Doğu'dan Ukrayna ve Kazakistan'a gittiği konusunda bilgimiz var.’
Sabbah: Batı sözlerini tutmadı
Suriye'nin Birleşmiş Milletler temsilcisi Bessam Sabbah, Ukrayna krizi konusundaki tutuma değindi.
Bessam Sabbah şu ifadelerde bulundu: ‘Batılı ülkeler, onlarca yıl önce Rusya'ya verdikleri sözleri tutmadılar ve Moskova'nın meşru endişelerini görmezden geldiler ve bölgesel güvenlik ve istikrar için sonuçlarının ne olacağını dikkate almadan Ukrayna'ya silah ve füze göndermeye devam ettiler.
Suriye, Batı ve Batı medyasının yalan haber ve suçlamaları yaymak için Rusya'ya karşı yürüttüğü kampanyayı kınamaktadır.
Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimin artması, Batılı ülkelerin Rusya'ya olan taahhütlerine saygı göstermemesinden kaynaklanıyor ve bu onlarca yıldır devam ediyor.
İlginçtir ki, uluslararası toplumun çeşitli krizlerine ve Güvenlik Konseyi'nin bu krizleri çözme konusundaki sorumluluklarını yerine getirmemesine rağmen, Batılı ülkeler hiçbir zaman olağanüstü Genel Kurul çağrısında bulunmamışlardır. Bu, ilkelere değil, çıkarlara dayalı bir ikiyüzlülük politikasını yansıtmaktadır.
BM belgeleri Batı’nın yasa dışı müdahaleleri ve Amerika ve onun NATO’daki müttefiklerinin düşmanca eylemleriyle doludur ve bu eylem ve müdahaleler, Kore, Vietnam, Afganistan, Irak ve Suriye'de milyonlarca kişinin ölümüne neden olmuştur. Latin ülkelerine ve diğer ülkelere uygulanan yaptırımlardan da bahsetmeliyim.
Suriye, bölgesel anlaşmazlıkların diyalog ve diplomasi yoluyla çözülmesini vurguluyor ve dünya çapında güvenlik ve istikrarı koruma çabalarını destekliyor. Biz, BM Kararlarının ilkelerine saygı duyuyoruz.’
Yeni yorum ekle