Abdel Bari Atwan: İsrail rejimi Rusya’yı kızdırdı
"İsrail”in Ukrayna krizinin en büyük kaybedenlerinden biri olacağını defalarca kez söylemiş olmakla abartmış değiliz. Bunu sadece Rusya ile gergin ilişkilerini göz önüne alarak değil, aynı zamanda bu krizin Amerika’nın dünya hâkimiyeti döneminin sonunun başlangıcı oluşuna dayanarak da söylüyoruz. Günler aramızda dönüp duruyor…
Welayet News - Ukrayna'nın Orta Doğu'dan uzak olduğu ve son on yılda bölge politikalarında büyük veya küçük bir rol oynamadığı doğrudur; ancak biz Araplara istemeden de olsa paha biçilmez bir hizmette bulunmuşa benziyor.
Bunu şöyle açıklayalım. Şu anda tırmanan Ukrayna krizinin, İsrail ile “kılık değiştirmiş” müttefiki Rusya Federasyonu ve başkanı Vladimir Putin arasında büyük ve genişleyen bir çatlak yarattığını ve Moskova’daki güçlü “Yahudi lobisini” büyük bir utanca soktuğunu söylemeliyiz.
Tel Aviv, kriz tırmanırken buna eşlik eden zorunlu uyum süreci gereğince, Amerikan siperinde “zorla” durmayı seçti ve Dışişleri Bakanı Yair Lapid bunu kamuoyuna açıklamak zorunda kaldı. Lapid, resmi açıklamasında, "Biz İsrail olarak Ukrayna krizinde geleneksel müttefikimiz olan Amerika Birleşik Devletleri'nin yanında duracağız ve bu zor koşullarda onu terk edemeyiz." dedi.
İsrail gazetesi Haaretz, Perşembe günkü sayısında, Rus yetkililer tarafından İsrailli mevkidaşlarına bundan sadece üç gün sonra gönderilen ve Golan Tepeleri üzerindeki Siyonist egemenliğin tanınmadığını vurgulayan "dolaylı" bir mesajı faş etti. Rusya'nın Birleşmiş Milletler Büyükelçi Yardımcısı Dmitry Polyansky de dün (Çarşamba), İsrail'i ve rejimin Golan Tepeleri'ni işgalini eleştirdi ve ülkesinin İsrail egemenliğini tanımama yönündeki tutumunu teyit etti. Polysansky, “Tel Aviv'in açıkladığı, 1949 tarihli Cenevre Sözleşmesi hükümlerine aykırı olarak işgal altındaki platodaki yerleşim alanını genişletme planları hakkında endişeliyiz ve Rusya, Suriye'nin bir parçası olan Golan Tepeleri’ndeki İsrail egemenliğini tanımıyor” dedi.
İsrail Dışişleri Bakanlığı, "İsrail, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini destekliyor ve Ukrayna'da ikamet eden 8000 İsraillinin refahı ve Yahudi cemaatinin akıbeti için duyduğu endişeyi ifade ediyor" demişti.
Bu açıklamada Rusya’nın ismi geçmese de, ifade Rus liderliğini kızdırmaya yetti ve yayınlanmasından bir gün sonra hızlı bir şekilde yanıt vermek için inisiyatif almaya teşvik etti.
Rusya'nın bu yanıtı, Rus-İsrail ilişkilerinde, özellikle de Suriye-Rusya'nın Golan üzerindeki ortak hava ve kara harekâtlarındaki gerilimin tırmandığının işaretlerine tanıklık eden Suriye dosyasındaki hadiselerle aynı zamana denk düştü. Bu manevralara Rus Su-35 uçakları katılmış ve Rusya, kendi güçlerini Lazkiye limanına yerleştirerek, İsrail'i Rus askerlerinin hayatını tehlikeye atmaması için herhangi bir bombalama yapmaması konusunda uyarmıştı.
Rus liderliğinin İsrail hükümetine Golan Tepeleri ile ilgili bu son uyarı mesajıyla yetinip yetinmeyeceği veya Suriye Ordusunun S-300 füzelerini kullanmasına yönelik yasağın kaldırılması gibi pratik önlemlere ve diğer daha tehlikeli yollara başvurup vurmayacağı hâlâ bilinmiyor. Bu adımların yakın olabileceğine dair işaretler var ve bir sonraki aşamanın sürprizlerinden biri de bu.
Suriye liderliği, Ukrayna'nın doğusundaki Donetsk ve Luhansk'ın bağımsızlığını tanıdığını bildirmekte ve bu bağımsızlık için Rus askeri müdahalesine desteğini teyid etmekte gecikmedi. Bu konuda sadece Moskova'nın en yakın müttefiki olan “Belarus” devleti ondan önce davrandı. Ayrıca üsleri ve askerleri İsrail bombardımanı altında olan Suriye müttefiki İran, Ukrayna krizinde Rusya'nın yanında yer aldı ve Ukrayna'ya "Bayraktar" insansız hava aracı satan Türkiye gibi Ukrayna'ya füze veya insansız hava aracı satmadı. Türkiye, bundan önce Kırım’ın ilhakını kınadığı gibi, son Rus askeri müdahalesini de kınadı.
İsrail'in Ukrayna krizinde Batı-Amerikan pozisyonuna desteği Başkan Putin'e acı bir darbe olduğu gibi, İsrail'in Suriye'ye yönelik sonuncusu bugün şafak vakti gerçekleşen ve Kuneytra'da altı askerin şehit olmasına yol açan saldırıları da özellikle bu dönemde Putin için daha büyük bir mahcubiyet teşkil etmekte ve bu kritik dönemde ülkesinin Arap ve İslam dünyasındaki popülaritesini olumsuz yönde etkilemektedir
“İsrail”in Ukrayna krizinin en büyük kaybedenlerinden biri olacağını defalarca kez söylemiş olmakla abartmış değiliz. Bunu sadece Rusya ile gergin ilişkilerini göz önüne alarak değil, aynı zamanda bu krizin Amerika’nın dünya hâkimiyeti döneminin sonunun başlangıcı oluşuna dayanarak da söylüyoruz. Günler aramızda dönüp duruyor…
Medyasafak
Yeni yorum ekle