Afganistan'ın bir fotoğrafında yirmi yıllık ABD askeri varlığının özeti
Amerikan medya imparatorluğu her zaman dünyanın zihninde Amerikan silahlarını barış ve uzlaşma kanatlarına sahip beyaz güvercinler olarak tasvir etmeye çalıştı, ancak Afganistan görüntüleri ABD'yi "düşüş" kelimesine düğümlüyor.
Welayet News - Amerika Birleşik Devletleri, ülkenin en uzun süreli sınır ötesi savaşı olan Afganistan'daki savaşa 2001'den bu yana yaklaşık 2,26 trilyon dolar harcadı ve bu günlerde bu ülkeden çekilirken, Joe Biden, hafızalarını tazeleyip kendisine Afganistan’da verdiği “insan hakları” konusundaki sözlerine dair soru soranlara, “ABD misyonu Afganistan'da asla ‘özgürlük’ veya ‘demokrasi kurmak’ değildi” diyor.
ABD, 2001 yılında "Uzun Süreli Özgürlük" adı verilen bir operasyonla Afganistan'a girdi ve bugün, on binlerce Afgan'ın hayatını kaybettiği, hayatta kalanların da kendi hayatlarının ve ülkelerinin yirmi yılını hiçbir kazanım olmaksızın, cazip ama içi boş sloganlar atarak geçirdiğini görüp, ABD koalisyonunun ayrıca 3.000 askeri zayiatı ve gelecek nesillerin omuzlarına yüklenecek trilyonlarca dolarlık borcun altına girdiği bir ortamda bu ülkeyi terk ediyor.
Afganistan'da dökülen kanlar, "özgürlük", "demokrasi", "insan hakları" gibi fiyakalı sözler bahane edilerek meşrulaştırılan psikolojik tahribat ve can kayıpları, elbette savaşın maddi hasarlarının çok fevkinde bulunmaktadır. Bu 20 yıl boyunca, hangi nedenle olursa olsun gözlerden saklı kalmış olan acılar ve maliyetler, bu günlerde, Afganistan'da yaşanan olaylar ve ABD'nin bu ülkedeki eylemleri ile birlikte özet bir şeklinde kamuoyunun genel ekran perdesine yansımıştır taki dünya Amerika’nın siyasi dünya görüşündeki bazı şık kavramları aldatıcı demogojilerin ve jestlerin ötesinde oturup yeniden yargılasın.
Dün siber ortamdaki bazı kullanıcılar, iki Afgan vatandaşının Kabil Uluslararası Havalimanı'nda bir Amerikan uçağından acı bir şekilde düşmesi gerekçesiyle, içinden bombaların ve insanların düştüğü bir Amerikan uçağının resmini çizdi ve "Yirmi yıl tek bir görüntüde" yazdı.
Bu görüntü ve bir ABD uçağının Kabil Uluslararası Havalimanı'ndan havalanmasının ardından üç Afgan vatandaşının öldürülmesi, gerçekten, ülkelerindeki yirmi yıllık ABD askeri varlığı boyunca Afgan halkının yaşamının gerçekliğine dair katıksız bir cilename olarak kabul edilebilir. Associated Press, bugün, Afganistan'da ABD askeri varlığı boyunca yapılan operasyonlar neticesinde 47.245 Afgan sivilin öldürüldüğünü yazdı. Bu istatistik, elbette, Amerikan medyasının da kabul ettiği gibi, pek çok kısmı istatistiklerde veya medyada asla yer almayan, felaketin derinliğine ilişkin çok küçük gösterilmiş ve zayıf bir rakamdır.
İnsan Hakları İzleme Örgütü 2001 tarihli bir raporunda, Amerikalıların Afganistan'daki operasyonların başlamasından sadece altı ay sonra 232 operasyonda 1.228 misket bombası attığını, çok sayıda sivilin öldürüldüğünü ve yaralandığını belgeledi. Dönemin Genelkurmay Başkanı Richard Myers, 25 Ekim 2001'de düzenlediği bir basın toplantısında, söz konusu bombaların kullanıldığını teyit ederek "Daha önce de söylediğimiz gibi konvansiyonel silahlarımızın hepsini kullanmak niyetindeyiz. Evet, misket bombalarını da kullandık” dedi.
Bomba Düşüşü ve İnsan Düşüşü: Bu ikisi, ABD'nin ayak bastığı her yerde varlığının sonucu olarak özetlenebilir. Amerikalılar ve onlara bağlı medya imparatorluğu, her Amerikan ürününü, hatta silahlarını ve teçhizatını dünyanın zihninde barış ve uzlaşma kanatlı beyaz güvercinler gibi tasvir etmeye çalışıyorlar, ancak Afganistan'daki bu birkaç gündeki olaylar, başka görüntüleri de aktardı ki bu görüntülerin semiyolojisinin yapılması halinde Amerika'yı “düşüş” ile eşitleyecektir: Bombanın düşüşü, insanlığın düşüşü, özgürlüğün düşüşü, kelimenin düşüşü ve belki de ABD’nin düşüşü.
Welayet News
Yeni yorum ekle