Lübnan ile Suriye sınırı açılırsa ve Tahran insani yardım göndermek için Lübnan'a bir hava köprüsü kurmaya karar verirse ne olur?

Welayet News - Rey el-Yevm Gazetesi, Lübnan Hizbullah'ının ABD'nin yaptırımlarıyla mücadele etmek için birçok seçeneği bulunduğunu ve Temmuz 2006'daki savaşın, direnişin ABD planı üzerindeki zaferinin ve Arap devletlerinin ahlaki çöküşünün bir kanıtı olduğunu belirterek, “Direniş Ekseni Amerika ve İsrail’in baskılarıyla mücadelede yeni bir aşamadadır ve düşmana karşı yeni bir kampanya başlatmaya hazırdır” diye yazdı.

Rey el-Yevm’de yer alan ifadelere göre, Lübnan'da barışa giden yol Şam'dan geçiyor ve rehinelerin serbest bırakılmasına dair ipuçları da Şam'da başlıyor ve orada bitiyor. Bu nedenle Suriye dünyaya açılan bir doğu kapısı haline geldi. Bunun nedeni, Suriye'nin stratejik coğrafi konumu ya da bölge ülkeleri üzerindeki üstün gücü ya da Suriye'nin küresel siyasi çizgilerin bir kavşağı olması değil, Hafız Esad’ın kararlı politikalarının sonucudur ve bugün de oğlu Beşşar Esad’ın, siyasi ilkeler ve değişkenlerle nasıl etkileşim kuracağını iyi bilmesidir.

Suriye bölgede küresel bir güvenlik supapı olduğundan, ABD ve İsrail'in direniş üzerindeki baskısı, Suriye ve Lübnan'ın bir ulus olduğunu belirten merhum Hafız Esad’ın söylemini değiştirmek için arttı. Onlar, Hizbullah'ın silahlarını da kapsayan yaptırım savaşıyla Suriye ve Lübnan'a karşı yeni bir savaşın davullarını çalarak bunu yapmaya çalışıyorlar. ABD ve İsrail rejimi, Amerika’nın planı olan Sezar Yasası ile, Suriye ve Lübnan'ın birliğini yok etmeye, mezhepsel ve siyasi ayaklanmayı ve fitneyi alevlendirmeye ve iki ülke arasındaki ilişkileri kesmeye çalışıyor ve onların bir numaralı hedefi Hizbullah’tır ve bu konu, Hizbullah Genel Sekreteri’nin son konuşmasında gündeme gelmiş ve Hizbullah Genel Sekreteri, kaos ve iç savaşı canlandırmak için komplo ve fitnelerin olduğundan bahsetmiştir.
 
Siyonist yaptırımlar ve tahakküm yeni bir şey değil, ama Amerika Birleşik Devletleri'nde olup bitenlerin, ABD’nin heybetini nasıl kırdığına bir bakın. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ırkçılık ABD ile ilgilidir ve Amerika ekonomisi kararmış durumdadır ve koronavirüs salgınıyla birlikte tüm gerçekler ortaya çıkmış, siyasi, askeri ve güvenlik açısından bu imparatorluk çökmüştür.

Bu yüzden ABD, kriz halindeki iç durumda başarılı olmak için en son araçlarını kullandı. ABD hükümeti hata yapmasına ve siyasi huzursuzluk yaşamasına rağmen, tüm bunları bırakarak kendini siyasi sıkıntılardan kurtaracağını düşünerek, alanı onlara dar etmek için Suriye ve müttefiklerine odaklandı. Fakat Washington onu neyin beklediğini bilmiyor. Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah çok şeffaf bir şekilde “Kim bizi açlıkla öldürmekle tehdit ediyor, silahlarımız baki kalacaktır ve seni öldüreceğiz ve Suriye müttefikleri Suriye'den vazgeçmeyecek ve ABD planı Suriye'yi deviremeyecektir” dedi. Bu mesajların siyasi ve askerî açıdan stratejik anlamları vardır.

Birincisi, eğer ABD sınırlarını aşarsa, çatışma kurallarında caydırıcılık denklemlerine yönelik seçenekler ve alternatifler vardır ve belki de askeri bir çatışma meydana gelir ve eğer böyle bir olay gerçekleşirse, bu kimseye fayda sağlamaz ve eğer Lübnan'da ABD için çalışan biri varsa, o da siyasi bir çözümü önleyemez ve durumu ve ortamı yeniden düzenlemek için pek çok çaba gösterilecektir, ancak bu, direnişin zararına olmayacaktır.

İkincisi, sürekli bir özgüvenin olmasıdır ve Nasrallah her zaman bu özgüvenle konuşmaktadır. Seyyid Hasan Nasrallah, İsrail ve araçlarının direniş eksenini deviremeyeceklerini söyledi, bu da direniş ekseninin ABD ve İsrail baskısına karşı yeni bir aşamada olduğu ve Yeni Ortadoğu’nun liderlerinin ortamını ve durumunu devirme pahasına olsa bile, düşmanla yeni bir kampanyaya girmeye hazır olduğu anlamına gelmektedir.

Üçüncüsü, direnişin daha büyük ve önemli denklemlerindeki seçenekler ve alternatifler ve Sezar Yasasına saldırı denklemlerindeki tepki sınırları olacaktır. Suriye’nin Lübnan ile sınırı açılırsa ve Tahran insani yardım göndermek için Lübnan'a bir hava köprüsü kurmaya karar verirse ne olur? Hizbullah'ın ABD yaptırımlarıyla mücadele etmek için birçok yolu var.

Temmuz savaşı, direnişin ABD planı üzerindeki zaferinin ve Arap devletlerinin ahlaki çöküşünün kanıtıdır. Ancak bugün siyasi kriterler farklıdır, çünkü çatışma seviyesi yüksektir ve direniş ekseniyle doğrudan temas hattından, etnik ve mezhepsel fitneye, çatışma ve kaosa sürüklenmiştir.  Şimdi soru, bu ayaklanma ve fitneye karşı koymak ve direniş eksenini hedefleyen siyasi, medya ve askeri çatışmayı engellemek için daha büyük ve daha riskli denklemlerin ne olacağıdır.