Nasrullah: Siyonist Rejim Tarihi Bir Hata Yaptı
Hizbullah Genel Sekreteri, Siyonist Rejimi, Suriye’de İran kuvvetlerine karşı yaptıkları son eylemleriyle, tarihi bir hata ve büyük bir aptallık yaptıkları konusunda uyardı.
Welayet News - Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, Beyrut’ta düzenlenen “El-Vefa lil Ahd” konferansında konuştu.
Nasrallah, Hizbullah’ın Lübnan’daki parlamento seçimlerine katılmasının amacının Beyrut’un kararlarına hâkim olmak değil, nesillerdir Lübnan’da yaşayan Şiileri temsil etmek olduğunu ifade etti.
Hasan Nasrallah Lübnan’daki seçim yasasını destekleyerek, bu yasanın halkın bütün kesimlerine seçimlere katılma hakkı verdiğini söyledi.
Nasrallah şu ifadelerde bulundu: ‘Bu konferansın amacı, Hizbullah’ın “Vahdet-i Beyrut ” ve El-Vifak el-Vatani” seçim listelerini desteklediğini açıklamaktır.’
Hizbullah Genel Sekreteri, Lübnan’da bazı siyasi partilerin seçim sloganlarında İran kimliği karşısında Arap kimliğinde ısrar etmesini eleştirerek, şakayla şunları söyledi: ‘Eğer Arap kimliğinden kasıt, Arapçaya hakim olmaksa, yüksek seçim kuruluna kimin Arapçasının daha fazla olduğunun anlaşılması için bütün partileri Arapça imtihanına tabi tutması tavsiye edilmelidir.
Eğer Araplıktan kasıt, kişilerin şeceresi ise, bahsedilen kurum kimin gerçek Arap olduğunu kimin olmadığını araştırsın.
Arap kimliğini iddia edenler, Arap halkının sorunlarına ve endişelerine önem vermeli ve işgalciler karşısında teslim olmaktan sakınmalıdır.
Acaba bu Araplık Amerika hükümetine itaat etmek ve vekalet savaşlarına katılmak mı demektir? Acaba Araplık, Filistin halkını ve İslam’ın kutsallarını boş vermek anlamına mı gelmektedir?’
Seyyid Hasan Nasrallah konuşmasının başka bir bölümünde Lübnan Ulusal Anlaşmasına değindi ve Lübnan’ın gerçekten de ulusal uzlaşıya ihtiyacı olduğunu ve bu anlaşmanın sadece ortak ve geçici menfaatler esasınca şekillenmemesi gerektiğini belirtti.
Hizbullah Genel Sekreteri şu ifadelerde bulundu: ‘Lübnan Ulusal Anlaşması devam eden diyaloglara dayanarak, birbirini ve karşı tarafın hakkını ve konumunu kabul ederek ve bu konudaki ihtilaflarda anlaşmaya vararak gerçekleşmelidir.
Bazıları hatta Beyrut’un güneyinde Dahliye ismini bile kabul etmeye hazır değil, oysa ki bu isim dünyanın bütün bölgelerinde direnişle bir bütün haline geldi ve bu sadece kabul edilmekle kalınmamalı ve ona aynı zamanda saygı da duyulmalıdır.
Lübnan’da yaşanan iç savaş hatırası, bütün Lübnanlıların barışa ve barışçıl bir şekilde yaşama doğru hareket etmesi için teşvik edici olmalıdır.’
Hizbullah Genel Sekreteri, Lübnan’ın bölgesel çatışmalardan uzak kalmak istediğini belirterek şunları söyledi: ‘Lübnanlılar iç savaş istemezken dışarıda bazı kişiler bu ülkede iç savaş yaşanması için komplo kuruyorlarsa, bu kişiler Yemen ve Irak’ı da tahrip eden kişilerin aynısıdır.’
Seyyid Hasan Nasrallah, Siyonist Rejimin Suriye’nin Tifur Hava Üssüne düzenlediği saldırıya da değinerek şu ifadelerde bulundu: ‘İsrail kasıtlı olarak İran Devrim Muhafızları mensuplarını öldürmek istedi ve bu, yedi yıllık Suriye savaşında benzeri görülmemiş bir olaydı. Hatta 2015 yılı Ocak ayında bile İsrailliler Kuneytra’daki Devrim Muhafızlarını öldürmek istemediklerini açıklamışlardı ve bu konunun üzerinden rahatlıkla geçilmemelidir. Tabi bu saldırıya cevap verme konusunda İranlıların kendisi karar alacaktır ama ben İsraillilere, tarihi bir hata ve büyük bir ahmaklık yaptıklarını ve kendilerini doğrudan İran ile çatışmaya attıklarını söylüyorum.
On binlerce silahlı terör örgütü mensubu, Kuneytra’da, Dera’da ve Suriye’nin güney sınırlarında bulunurken ve bu kişilerin ellerinde birçok çeşit silah varken ve bu durum Siyonist Rejimi endişelendirmezken, İsrail rejimi, İran’ın Suriye’deki varlığına tahammül edemeyeceklerini söylüyor.’
Hizbullah Genel Sekreteri konuşmasının devamında, Şam’ın doğusundaki Duma şehrine kimyasal saldırı düzenlendiği iddialarının ardından Amerika’nın Suriye’ye karşı saldırı tehdidi konusuna değindi ve Hizbullah’ın bütün kimyasal saldırıları kınadığını ama Duma da kimyasal saldırı düzenlenmediğini ve Duma’da yaşananların bir senaryo olduğunu belirterek, “savaşı kazanan taraf neden kimyasal saldırı düzenlesin ki?” ifadesine bulundu.
Nasrallah şunları söyledi: ‘Uzun süredir Suriye’de bir senaryo kurmak istediklerin söylüyorlardı, ne zaman Suriye başarı elde etse, bunun aynısı yapıyorlar ve devamında Trump başlıyor twit atmaya! Bu twitter için bir sorun, öyle değil mi?
Şu an karşı karşıya olduğumuz şey, Amerika istikbarının açık bir örneğidir. Amerikalılar tek başlarına yargıç, jüri ve sunucu olma ve Duma’da bir kimyasal saldırı gerçekleşmesi kararı aldılar! Oysa ki Kimyasal Silahların Yasaklanması Kurumu bu konuda kesin hiçbir şey açıklamadı.
Trump’ın twitter tehditlerinden hiçbiri, İran’ı, Suriye’yi ve Hizbullah’ı korkutamaz.
Amerika hükümetinin usulsüzlüğü bir sorun ve Trump isimli varlık da ayrı bir sorun! Bu kişi duygusal biri. Twitter’a girip, başlıyor tehditler savurmaya! Kuzey Kore’ye destroyer gönderiyor, tehdit ediyor… ama sonunda hiçbir olay gerçekleşmiyor! Sonra da müzakere konusu gündeme geliyor!’
Hizbullah Genel Sekreteri, Suudilerin Suriye krizindeki rolüne de değinerek şu açıklamalarda bulundu: ‘Suudiler, Amerika hükümeti ve Trump’a, bu ülkenin kuvvetlerinin Suriye’ye girmesi için tereddüt etmeden paralarını vermeye hazır olduklarını açıkladılar. Gerçek şu ki, bölge halkının Trump’ın Beyaz Saray’da olduğu sürece endişe duymaya hakkı vardır. Sadece bölgenin değil, aynı zamanda bütün dünyanın da endişe duymaya hakkı var. Neden mi? Çünkü dünyanın en büyük gücü olan Amerika hükümeti kafa karışıklığı içerisinde ve stratejik bir bakış açısından yoksun. Amerika Birleşik Devletleri’nin bölge halklarıyla bütün savaşları yenilgiye mahkumdur.’
Seyyid Hasan Nasrallah konuşmasının sonunda Hizbullah’ı ve direnişi destekleyenlerden 6 Mayıs’taki seçimlere etkili ve yoğun bir katılım göstermelerini istedi.
Yeni yorum ekle