İnkılap Lideri: İsrail’in silinmesi, o dayatılmış rejimin ve Netanyahu gibi mübtezellerin silinmesi demektir
İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei, İsrail devletinin (haritadan) silinmesi, Yahudi halkının değil, o dayatılmış rejimin ve Netanyahu gibi mübtezellerin silinmesi anlamına geldiğini vurguladı.
Welayet News - İslam İnkılabı Rehberi, bugün (Cuma) devlet yetkilileriyle İslami Vahdet Konferansına katılan konukların yanı sıra İslam ülkelerinin büyükelçileri ve değişik halk kesimlerinin kabulünde yaptığı konuşmada, İslam dünyasının bugün yaşadığı felaketlerin, özellikle Filistin’in üzüntü verici durumunun İslami Vahdet’in zaafından kaynaklandığını söyledi. İmam Hamanei, İsrail’in haritandan silinmesinin yapay Siyonist rejimin silinmesi ve gerek Müslümanlar, gerekse Hiristiyan ve Yahudiler olsun Filistin’in asli sahiplerinin seçtiği hükümetin hakim olması anlamına geldiğini vurgulayarak, “Başta Amerika olmak üzere İslam düşmanları, İslam’ın özüne ve bütün İslam ülkelerine karşıdırlar ve bölgemizdeki temel silahları, ‘hassas ve karar alıcı merkezlere nufüz etmek, milletler arasında tefrika çıkarmak ve sorunların çözüm yolu olarak Amerika karşısında teslim olmayı telkin etmek’tir. Bu planlara karşı çare, hak yolda (halkı) aydınlatmak ve direnmektir” hatırlatmasında bulundu.
Görüşmede, Nebiy-i Ekrem’in (s.a.a) ve Hz. İmam Cafer Sadık’ın kutlu doğumunu teprik ederek, Aziz İslam Peygamberi’ni “mücessem Kuran”, “Rabbimizin yarattığı en yüce ve en hayırlı varlık” ve “insani toplumların nuru ve hayat ve aydınlık vesilesi” olarak niteleyen İslam İnkılabı Rehberi, “İnsanlık giderek bu hakikatleri idrak edecektir ve bu kutsal şahsiyetin viladet günlerinde İslam dünyasının tebessüm edeceği, yüzünde üzüntü ve kederin olmayacağı bir güne şahit olacağımızı umuyoruz” dedi.
İnkılap Lideri, İslami vahdetin siyasi ve taktiksel bir hareket değil, İslam ümmetinin birliğinin gerekliliğine duyulan kalbi bir iman ve inanç olduğunu belirterek, “Bu köklü inancın hatta İslam Cumhuriyeti’nin kurulmasından önce de, bütün Şii dünyasının büyük taklit mercii Ayatullah Borucerdi’nin de aralarında olduğu önemli taraftarları bulunuyordu” diye sözlerine ekledi.
Vahdetin mertbelerine işaretle, İslam dünyasının birleşmesinin en alt mertebesi ve ilk adımını “Müslüman toplumların, devletlerin, kavim ve mezheplerin birbirlerine saldırmaktan ve darbe vurmaktan sakınmaları” ve “ortak düşmana karşı birleşmeleri” olarak tanımlayan İmam Hamanei, “Daha üst mertebe ve düzeylerde ise İslam ülkeleri yeni İslam medeniyetine ulaşma yönünde bilimde, servette, güvenlikte ve siyasi olarak güçlerini birleştirmeli, sinerji yaratmalı ve bu doğrultuda çaba içinde olmalıdırlar. İslami Cumhuriyeti de zaten bu noktayı, yani yeni İslam medeniyetine ulaşmayı nihai hedefi olarak belirlemiştir” diye ifade etti.
Filistin davası, Yemen, Batı Asya ve Kuzey Afrika’daki savaşlar başta olmak üzere İslam dünyasının yaşadığı mevcut felaketlerin çekişmeden sakınma ve ortak düşmana karşı birleşme ilkesine bağlı olmamaktan kaynaklandığını savunan İslam İnkılabı Rehberi, İslam dünyasının bugün yaşadığı en büyük felaketin Filistin sorunu olduğunu, bir milleti kendi evinden ve vatanından sürüp mülteci haline getirdiklerini anımsattı.
İmam Humeyni’nin (r.a) İslam İnkılabı Hareketi’nin ilk günlerinde Siyonizm’in nufüzu, dehaleti ve zulmünün tehlikesine karşı aldığı net tutumlara değinen İnkılap Lideri, İran İslam Cumhuriyeti’nin Filistin davası konusundaki tutumunu kararlı ve ilkeli bir tutum olarak niteledi ve şöyle dedi: “İslam İnkılabı’nın başından bu güne değin bu tutumumuzu hala sürdürmekteyiz; hiçbir mülahazaya takılmadan açık bir şekilde Filistin’e, Filistinlilere yardım ettik ve edeceğiz. Bunu bütün İslam dünyasının vazifesi olak görüyoruz”.
Düşmanların, İmam Humeyni’nin ve İslami nizamın yetkililerinin “İsrail’in haritadan silinmesi” hususunda yaptıkları vurguların tahrif edilmesi yönündeki çabalarına da değinen İslam İnkılabı Rehberi, “Biz Filistin taraftarıyız, Filistin’in bağımsızlığından ve kurtuluşundan yanayız. İsrail’in yok edilmesi Yahudi halkının yok edilmesi demek değildir, zira bizim Yahudi halkıyla bir işimiz yoktur. Nitekim ülkemizde de bir Yahudi topluluğu gayet huzurlu bir şekilde yaşıyorlar” dedi.
İsrail’in yok olmasının yapay Siyonist rejimin yok olması anlamına geldiğini dile getiren İmam Hamanei, “İster Müslüman, ister Hiristiyan ve Yahudi olsun o toprakların asli sahipleri olarak Filistin halkı kendi yönetimini seçebilmeli ve Netanyahu gibi müptezelleri ve ecnebileri kapı dışarı edip kendi ülkelerini yönetebilmelidir. Zaten yaşanacak olan da budur” vurgusunda bulundu.
Konuşmasının devamında, bütün İslam ülkelerinin Amerika, Siyonist rejim ve İslami vahdete düşman olanların hedefinde olduğunu söyleyen İnkılap Lideri, “İslam’ın özünde zülme, istikbara ve sultaya karşı durmak vardır. Dolasıyla onlar İslam’ın özüne, bütün İslam ülkelerine karşıdırlar ve düşmanlıklarının sadece İslam Cumhuriyeti’ne yönelik olduğunu düşünmek doğru değildir” dedi.
İslam İnkılabı Rehberi, Amerikalıların Suudiler hakkındaki hakaretamiz ifadelerine de işaretle, “Onların açıkça, ‘Suudilerin paradan başka bir şeyleri yoktur’ demesi, ‘gidelim onları talan edelim’ demektir ve bu bir ülke ve millete düpedüz düşmanlıktır. Suudiler, Arap onurunu ve İslami şerefini hedef alan böyle hakaretler karşısında ne tür bir görevleri olduğunu anlamalıdırlar” diye kaydetti.
Amerika’nın bölgedeki varlığının kötülüğe, yolsuzluk ve istikrarsızlığa yol açtığını ve DAEŞ tipi grupları şekillendirdiğini belirten İmam Hamanei, Müslüman milletlerin Amerika’nın ikiyüzlü gerçek çehresiyle aşina kılınmasının gerektiğine dikkat çekerek, “Amerika’nın bugün bölgemizde kullandığı temel silahı, kritik ve karar alıcı merkezlere nufüz etmek, milletler arasında tefrika çıkarıp onların iradesini sarsmak, milletler ve devletler arasında güvensizlik icat etmek, karar alıcıların hesaplamalarıyla oynamak ve çözüm yolunun Amerikan bayrağının altına girip teslim olmakmış gibi lanse etmek olduğunu ve bu silahınsa askeri silahtan daha da tehlikeli olduğunu” vurguladı.
İslam İnkılabı Rehberi, düşmanlarla mücadele yolunun Rabbimizin emriyle amel etmekten, yani hak yolda direnmekten geçtiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Elbette bu direnişin bir takım zorlukları da olacaktır ama bu zorluklara katlanmak salih ameldir ve Allah katında ecri olacaktır. Ayrıca teslim olmanın daha fazla zorlukları vardır ve Allah zülme teslim olanları cezalandıracaktır”.
Konuşmasının sonunda, “Müslüman milletlerin ekonomik, kültürel ve siyasi bağımsızlığı”, “İslam ümmetinin birliği ve iktidarı”, halka ve mustazaflara yardım edilmesi”, “hakikatlerin beyanı ve kuruntularla mücadele” ve “Nükleer enerji de dahil bilimsel araştırma ve çalışamların yaygınlaşması” yönünde söylenen her sözü ve atılan her adımı hesanat ve salih amel kapsamında değerlendiren İmam Hamanei, “Barışçıl nükleer enerji milletlerin ihtiyacıdır fakat Batılı tekelciler bu enerjiyi kendi tekelinde tutma peşindeler ve milletlerin onur ve istiklali karşılığında onlara damla damla vermek istiyorlar” dedi.
Welayet News
Yeni yorum ekle