Şeyh Naim Kasım, direniş eksenin bölgedeki Amerika-Siyonizm-Suudi koalisyonu karşısındaki caydırıcılık denkleminin başarısını vurguladı.

Welayet News - Hizbullah Genel Sekreteri Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, Washington liderliğindeki Siyonist Rejim ve bazı Körfez ülkeleri ekseni ve İran liderliğindeki Suriye, Hizbullah, Filistin, Irak ve Yemen direnişi arasındaki savaşın tarihi hakkında konuştu ve şu ifadelerde bulundu: ‘Her iki eksenin etik bağlamlarına bakacak olursak, içlerinden birinin topraklarını ve haklarını savunmaya çalıştığını, diğerinin de kendi isteklerini ve işgallerini empoze etmeye çalıştığını görüyoruz.
İki eksen arasındaki bu temel fark, direniş eksenin üstün olmasını ve eşit olmayan bir savaştan birçok başarıyla çıkmasını sağlar. Suriye sahnesi şimdi bu mücadelenin bir sonucudur, Suriye hükümeti, yıllarca süren mücadele ve savaştan sonra Suriye topraklarının çoğunun kontrolünü yeniden ele geçirmeyi başardı.’

Şeyh Naim Kasım, Amerika uçağının İran İslam Cumhuriyeti tarafından düşürüldüğünü hatırlatarak şunları söyledi: ‘Direniş ekseni, Amerika-Siyonizm-Suudi saldırısına karşı caydırıcılık denkleminde başarılı bir şekilde hareket etti.’

Hizbullah Genel Sekreteri Yardımcısı Lübnan’ın durumu hakkında ise şu ifadelerde bulundu: ‘Amerika’nın Hizbullah’a karşı yaptırımlarının ciddiyetine rağmen, Lübnan’ın yıkılmasını önlemeye yönelik uluslararası karar hala sürüyor. Bütün dünya, özellikle Suriyeli mülteciler konusunun ve bu konunun Avrupa’ya sonuçlarının yanı sıra terörizmin yeniden dönmesinin ve Lübnan veya diğer ülkelerde tekrar varlık göstermesinin tehlikeleri olmak üzere bu çöküşün tehlikelerinin farkındadır.’ Naim Kasım ayrıca, krizin temelde siyasi ve ekonomik sisteme ve bir plan ve beklenti olmadan faaliyet gösteren üretim sektörlerinin, yasal denetim olmadan, düzensiz ve hesapsız kitapsız bir şekilde harcama yapmalarına ve istihdamın yetersizliğine bağlı olduğuna inandığını belirleyerek, Lübnan’ın ekonomik sorunlarında, iç ekonomik komplo fikrini reddetti.’

Şeyh Maim Kasım şu ifadelerde bulundu: ‘Hizbullah bu krizin etkilerini derinlemesine inceledikten sonra, bu krizin temel nedenlerinin yaptırımlar olmadığı sonucuna vardı ve dürüst olmak gerekirse, Hizbullah kendisini bu krizin bir nedeni olarak görmüyor, aksine, kendisini, hükümet ve parlamentoya katılım sağlayan siyasi ve halk desteği olarak görüyor. Hizbullah karamsarlık veya iyimserlikle bir çözüm aramaz, bunu dikkat ve özenle yapar ve Hizbullah, siyasi güçlerin çalışmaları konusunda ciddi olduğu ve gerçek çözümler bulma konusunda çaba harcadıkları takdirde, ekonomik durumdan ümitsiz olunmayacağına ve ekonomik durumun düzeltileceğine inanıyor.’

Hizbullah Genel Sekreteri Yardımcısı aynı zamanda hükümetin durumu hakkında ise şunları söyledi: ‘Hizbullah'ın mevcut hükümet denklemine karşı yeni bir pozisyon aldığı yönündeki söylemler doğru değildir. Aslında Hizbullah, hiçbir temel denklemi ve hükümet denklemini değiştirmek istemiyor, Hizbullah’ın asıl çabası, Lübnan halkına baskı yapan zorluklarla mücadele etmek için politikalar geliştirmek adına birlikte çalışmaktır.’