Direniş Ekseni stratejik sabırdan karşı saldırı aşamasına geçti
Direniş Ekseninin stratejik sabır aşamasından karşı saldırı aşamasına geçme kararı etkinleştirildi ve artık ABD ve dostlarının başlattığı askeri ve ekonomik savaş durmadığı sürece bu saldırılar da durdurulamaz.
Welayet News - Suudi Arabistan, Yemen'in son girişimine olumlu bir cevap vermezse bu operasyon diğer hedeflere karşı tekrarlanacaktır. Bu, aşılabilecek geçici bir durum değil, Yemen'e karşı açıkça saldıran Suudi Arabistan ile BAE'nin yanında duran tüm dünya ordularının karşısında, profesyonelce hazırlanmış bir meydan okuma unsurudur. Bu noktada, ARAMCO'yu vuran insansız uçaklar ve füzelerin nereden fırlatıldığı ise hala cevaplanamayan en önemli sorudur.
Cevap bugün kusursuz bir politikada gizlidir. Aslına bakarsanız, Suudi Arabistan'ın Yemen savaşındaki başarısızlığının gerekçesi olan İran silahları ve İran'ın saldırıdaki rolü ile desteği hakkında uzun cümleler kurmaya gerek yok. Ancak politik cevap, iki yıl önce Suudi Arabistan, İsrail, BAE ve diğer Arap tarafların koalisyonu kapsamında kurulan ve Amerikan yönetimini yan savaşların gereksiz olduğu konusunda ikna etmeye çalışan bir stratejiye bir kez daha geri dönmeyi hedefliyor. Bu ekip Gazze, Lübnan, Suriye, Yemen ve Irak'taki savaşların yan savaşlar olduğunu, çözümün tüm bu ülkelerin kendini savunmasında elebaşı ülkeye yani İran'a tek ve kararlı bir darbe indirmek olduğu konusunda ABD'yi ikna etmeye çalışıyor.
Amerikalılar, İran'ı vurmak için bu topluluktan daha az istekli değiller. Ancak gerçekçi hesaplar, varsayımlarının aksini söylüyor. “Önce Amerika” sloganını yükselten Başkan Trump, ülkesinin temel çıkarlarından başka bir şey düşünmüyor ve ülkesini korumanın bugün, İran'a karşı Irak ve Afganistan'daki gibi bir savaşı gerektirdiği fikrinde değil. Bunun yerine güçlü bir alternatif olarak yaptırım programları, abluka ve dışlayıcı politikalara yer veriyor. Bu politikaların aktif sonuçlarından bağımsız olarak düşünüldüğünde, kapsamlı bir savaş seçeneğinin yokluğunda bu politika tek alternatiftir. İsrail'in Lübnan, Suriye ve Irak'ta düzenlediği saldırılar gibi bir çatışma ise, seçenek dışıdır. Sebebi ise çok basit, çünkü İran bunu kabul etmez. İran, bu konuyu çok basit bir bakış açısı ile değerlendiriyor: İran'a karşı saldırı, kapsamlı bir savaş, hatta son nokta demektir.
Bazı durumlarda, düşmanının, konumunun ve pozisyonunun gerçeğini açıklamasına yardım etmek gereklidir. Çünkü yaşadığı tökezleme durumu, doğru yola dönmeyi daha çok engeller. Bu, tıpkı ağaçtan inmesini sağlamak için merdiven getirmek gibidir. Ancak inkâr politikası konum ve gidişatı belirleyen bir esas haline geldiyse karşı tarafı birazcık sarsacak uyarılar yapmak gerekir. Bunu da anlamazsa, aklını kaybettirecek bir tokat atmak gerekebilir. İşte bu, bugün Suudi Arabistan, İsrail ve BAE ile yaşanan durumun özetidir.
ARAMCO operasyonu hakkındaki birçok önemli ayrıntı hala örtbas ediliyor. Suudilerin Yemenlilerin girişimlerine olumlu bir cevap vermemesi durumunda, operasyon diğer hedeflere karşı tekrarlanacaktır. Bu durum, teknik ve operasyonel konular hakkında gizliliği gerektiriyor. Ancak, buradaki kördüğüm, saldırı ekseninin Ensarullah'ın bu operasyonu yürütebilme yeteneğini kabul etmemesi açısından istihbarat başarısızlığı değil, bu büyüklükteki bir operasyonun hazırlığına dair herhangi bir gösterge bulamamasıdır. Teknik başarısızlık ise, Suudi Arabistan ve Yemen sınırlarında konuşlandırılan hava savunma sistemlerinin bu füzelere karşı koyma başarısızlığı ile sınırlı değil, daha çok bugün hala bu füzelerin nereden fırlatıldığının belirlenememesidir. Bilindiği üzere Yemenliler füzeler ve uçakların fırlatılması hakkında tek bir nokta değil üç noktaya işaret ederek işi kolaylaştırmaya çalışıyor.
Lübnan'da, geçtiğimiz günlerde İsrail tarafından güney banliyölerine düzenlenen saldırının tüm ayrıntıları belirlendi. Detayların söylenmesi elbette, tüm ayrıntıların açıklandığı anlamına gelmiyor. Zira halkın, uçakların fırlatılma kaynağına ve nasıl hazırlandığına dair her şeyi öğrenmesi gerekmiyor.
Hizbullah ve Lübnan Ordusu bilimsel, istihbari ve askeri açıdan son derece kritik olan bu sonuçlara ulaşabilecek yeterliliğe sahipse; Amerika, İsrail, İngiltere, Fransa, Almanya, Mısır, Sudan, Suudi Arabistan ve BAE'nin orduları ARAMCO operasyonun nasıl yürütüldüğü hakkında ayrıntıları nasıl elde edemez? Bu durum, sadece gelecek zorlukların Amerika ve toplumunun Direniş Ekseni ile nasıl başa çıkacağına dair politik seviyede alması gereken kararın niteliği ile ilintili değildir. Aksine Direniş Ekseninin sahip olduğunu gösterdiği teknik, askeri ve operasyonel unsurları ile nasıl başa çıkacağı ile ilgilidir. Kaldı ki Direniş Ekseni ülkelerinin gösterdiği güç, sahip olduklarının yanında buz dağının görünen kısmı kadardır.
Direniş Ekseninin stratejisi
Son yaşanan gelişmelerle, Direniş Ekseninin düşman ile savaşında yeni bir stratejiye sahip olduğu netleşti. Buradaki durum, diğerleri olmadan tek bir saha ile sınırlı değildir. Ancak Yemen cephesi ile ilgili olarak, birkaç noktadan bahsedebiliriz:
Birincisi: Direniş Ekseninin stratejik sabır aşamasından karşı saldırı aşamasına geçme kararı etkinleştirildi ve artık ABD ve dostlarının başlattığı askeri ve ekonomik savaş durmadığı sürece bu saldırılar da durdurulamaz.
İkincisi: Bu karar, gerektiği takdirde ya da düşmanın bir savaşa girmesi halinde, kapsamlı ve açık bir savaşa geçiş için tam hazırlık kararı ile eşgüdümlüdür.
Üçüncüsü: Cezalandırma saldırısının hedefinin Yemen'e yapılan saldırıları durdurmak olduğu açıktır. Bu hedef ne zaman gerçekleşirse bu saldırılar da o zaman kesilecektir. Ancak düşman bu uyarıya olumlu bir cevap vermezse bu, hâlihazırdaki askeri, siyasi ve hatta ekonomik denklemleri tamamıyla değiştirmeyi amaçlayan stratejik saldırılara geçileceği anlamına geliyor.
Dördüncüsü: Bu cezalandırma saldırısı, kendi içerisinde bir zaman ya da hedef ile kısıtlanamaz, istisnasız olarak Direniş Eksenine karşı girilen bu savaşlar ile bağlantılı olan her yöne doğru genişleyebilir.
Beşincisi: Bu saldırı aşaması, bugün doğrudan, saldırı ülkelerine daha çok acı verici bir darbe indirmeyi gerektirebilir. ARAMCO saldırısının belirli bir hedefe bağlı olarak yapılabileceklerin öncesindeki bir alıştırma eylemi olduğu bile söylenebilir.
Altıncısı: Birleşik Arap Emirlikleri'ne üçüncü bir taraf aracılığı ile açık bir uyarı mesajı verildi: Ya şimdi mevcut girişiminden vazgeçer, saldırı koalisyonunda çıkar ve Yemen'den tamamen çekilir, ya da bu saldırılardan payına düşeni alır. Bu mesajın cevabı için çok beklenmeyecektir.
Saldırı ekseni şunu iyi bilmelidir ki, Ensarullah liderliği askeri güçlerinin düşmanın hassas yerlerde faaliyet göstermesini engelleyecek kurgu yeteneği, kurallar, caydırıcı güç ve hesaplamalara sahiptir. Ancak bu kurallar, yasakları mubah kılan bir zaruret halinde art arda düşer. O zaman ne kırmızıçizgiler kalır ne de üzüntü verecek bir şey!
Medyaşafak
Yeni yorum ekle