Nasrallah: İsrail Ordusu her an her yerde bizim cevabımızı beklesin (Konuşmanın Tam Metni)
Lübnan’ın doğusunda yer alan yüksek bölgelerinin teröristlerden kurtarılmasının ikinci yıldönümü vesilesiyle düzenlenen törende konuşan Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, Siyonist'lerin saldırılarına tepki göstererek şöyle dedi: "İsrail'in her İHA'sını yok edeceğiz."
Welayet News - El-Menar haber ajansının bildirdiğine göre, Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah gerçekleşen törende yaptığı konuşmada şunları belirtti: "Öncelikle sizlere hoşgeldiniz diyorum ve geçtiğimiz gece gerçekleşen İsrail saldırganlığına ilk tepki olarak bu geniş katılımınızdan dolayı sizlere teşekkür ederim."
Seyyid Hasan Nasrallah, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
Bekaa (Suriye'nin Lübnan sınırında yer alan şehri) ve Lübnan sakinlerini kazandıkları başarılardan dolayı tebrik ediyoruz. Suriye halkını tebrik ediyoruz; çünkü bu, Suriye'de 2011 yılından bu yana yaşanan savaşın önemli bir parçasıydı.
Birkaç gün sonra İmam Musa Sadr ile arkadaşlarının Muhammed Yakup ve Abbas Bedreddin'in 31 Ağustos'ta kaçırılmasının yıldönümüne şahit olacağız ve Nebih Berri, Nebatiye'de düzenlenecek Emel Hareketi'nin töreninde bir konuşma yapacak.
Bugün sahip olduklarımız, izzetli ruhumuz ve sahadaki varlığımız ile kendimize güvenimiz ve bugün kutladığımız direniş ve başarılar, zafer ve zaferlerin büyük kısmı Lübnan’da İmam Musa Sadr’ın bereketli varlığından ve onun İslamî ve ulusal planından kaynaklandığını belirtmek istiyorum. Bizler ve Emel Hareketi'ndeki kardeşlerimiz bu meseleyi araştırıyorum ve Allah'tan, bu imamı bize geri döndürmesini ve kurucusu olduğu zaferlere tanıklık etmesini istiyoruz.
33 Gün Savaşı'nda kazanılan zaferin kutlanmasında olduğu gibi, konuşmalarımın tamamında ve kardeşlerimin yaptığı konuşmalarda belirtildiği gibi; bu zaferin herkese ait olduğunu ve Lübnan ile Suriye ordularına ve tüm direniş gruplarına ait olduğunu vurguluyoruz.
İkinci yıldönümün gerçekleşen doğudaki yüksek bölgesilerin kurtuluşunda gerçekleşenler büyük ve önemliydi. Tehdit aslında hayati bir tehditti ve plan son derece tehlikeliydi ve tüm köy ve kasaba sakinleri cinayete, sınır dışı edilmeye ve köleleştirmeye maruz kalmışlardı. Olanlar, geçici bir olaya tebdil edilmemeli ve bu plan ve aşamayı göz önünde bulundurmalıyız ve 2011 yılında Suriye'yi hedef alan planın demokrasi ve iç değişime yönelik olmadığı, aksine direnişi gücünü hedefleyen ve bölgeye hakim olma ve bölmeyi yeniden bölme planı olduğu unutulmamalıdır. Bizim mücadele ve savaşımız bölünmeyi önledi ve tüm Arap ve İslam ülkelerinde bölünmeyi önleyecektir.
Olaylara dikkat etmeliyiz, zira tarihte sahtecilik baş gösterir. Savaş başlangıçta Suriye ordusu, direniş ve Lübnan Ordusunun omuzlarındaydı. Cerud Ersal’daki savaş ilk olarak Suriye ordusunun ve Lübnan direnişinin rol oynadığı Nusra Cephesinin dışa çıkarılmasını içeriyordu ve IŞİD’i topraklarımızdan çıkarma mücadelesinde, Lübnan ordusu için cesur bir karardı. Bu noktada Lübnan ordusu ve subayları, Suriye ordusuyla ve direnişle birlikteydi. Bazıları bunun hakkında konuşuyor. Direniş ve Suriye ordusunu görmezden geliyorlar ve bu güneşin parlamasını inkar etmektir. Bu, direnişin ve Suriye ordusunun önemini azaltmıyor ve bir tür ahlaki ve politik gerilemedir bu.
IŞİD, ABD Birliklerinin Irak'a Geri Dönmesi İçin Bir Bahaneydi
Bugün hak ve hakikat ehli olanlar, hakikatin ne olduğunu biliyorlar. Lübnan hükümetine Cerud Ersal savaşına girmemesi gerektiğini ilan eden Amerikan, Hizbullah’ın savaşa girmesini engellenmesini istediğini hatırlayalım. Ancak resmi karar, savaşa girmek ve katılmak oldu. Bu, Amerikalıların IŞİD'i ortaya çıkaran ve hala destekçisi olduğunun kanıtıdır. ABD, IŞİD'den yarar sağlıyor ve tehlike aynı şekilde devam ediyor. Amerikalılar, ABD birliklerinin Irak'tan çekilmesini öngören bir yasa teklifi nedeniyle, IŞİD'i Irak'ta tekrar canlandırmak için harekete geçti. Çünkü IŞİD, Amerikan birliklerinin Irak'a geri dönmesi için bir bahanedir.
ABD'nin, IŞİD'in Suriye ve Irak'a Dönüşü Konusundaki Pozisyonu, Çok Tehlikelidir
IŞİD'in Suriye ve Irak'a dönüşü konusundaki ABD pozisyonu çok tehlikelidir ve ABD’nin tehditleri her daim var ve ABD, bazı IŞİD liderlerini Afganistan'a gönderiyor ve Amerikan uçaklarında Iraklılar ve Afganlar tarafından teyit edilen resimleri var. Bu, gelecekteki ABD’nin Afganistan’daki iç savaşın dönüşüne dayanan Afganistan’a bakışı ile paraleldir. Bugün, keramet ve izzet zaferiyle gurur duymalıyız; lakin yara hala orada olduğu için dikkatli olmalıyız. Cerud Ersal savaşı ve silahlı grupların Suriye ordusu ve müttefikleri ile çekilmesinden sonra savaşı tamamladık ve bugün IŞİD, ülkemizden her zamankinden daha da uzak ve Nusra Cephesi'nin de Lübnan'dan uzak olduğunu söyleyebilirim. Hama ve Han Şeyhun’un kuzey banliyölerinin özgürleştirilmesi ve yapılan ilerlemelerden sonra, bu tehlikeler Lübnan’dan uzak olacak ve bu durum Suriye’nin zafere doğru istikrarlı bir yolda ilerlemesinde önemli sonuçlar doğuracaktır. Tehlike Lübnan'dan uzaklaştı ve şehit ya da yaralanan olmasaydı olmazdı ve fedakarlıkları için Suriye'ye ve İran İslam Cumhuriyeti'ne teşekkür etmeliyiz. Şimdi tehlike çok uzaktadır, fakat tehlikenin bittiğini düşünmemeli.
Halkın Güvenliği İçin Fedakârlık Etmeyi Ve Halkın Can Güvenliğini Korumayı Reddeden Herkes Özür Dilemeli Ve İstifa Etmelidir
Cerud Ersal savaşından sonra sınırlardan ayrıldığımızı ve bunun Lübnan hükümetinin sorumluluğunda olduğunu söylediğimizi açıkladık; ancak Suriye’de kaldık ve Suriye ordusu teröristlerin sınırlarımıza sızmasını önlemek için sınırlar boyunca isteğimiz üzerine konuşlandırıldı. Birkaç ay sonra, büyük bir varlığa gerek olmadığına karar verdik ve Suriye sınırlarından Lübnan'a girilmesini önlemek için az bir sayının yeterli olacağı sonucuna vardık; ama biz hala varız ve gerektiğinde binlerce birlikle orada bulunacağız. Lübnan hükümetinden bu bölgedeki sorumluluklarını yerine getirmelerini istiyoruz. Lübnan hükümetinin, el-Kuseyr köylerinde yaşayan binlerce Lübnanlıdan sorumlu olduğunu hatırlatılmalıdır. Sakinlerin üzüntüsü bir güvenlik kaygısıdır ve güvenlik sorumluluğunun orduya ve güvenlik unusrlarına ait olduğunu vurgulamalıyız. Tekrar tekrar söyledim; kimsenin Hizbullah'ı veya herhangi bir siyasi grubu sorumlu tutmasına izin verilmemesi gerekiyor ve bu, içine düşmememiz gereken bir tuzaktır ve bölge sakinleri de bizi buna itmemelidir. Bu hükümetin sorumluluğudur. Cerud Ersal bölgesi özgürleştirildiğinde, acaba konuşma ve açıklamalar mı vardı yoksa fedakârlık ve kan vermek mi? Halkın güvenliği için fedakârlık etmeyi ve halkın can güvenliğini korumayı reddeden herkes özür dilemeli ve istifa etmelidir. Bölge sakinleri, evlatlarını kontrol ederek sorumluluğun bir kısmını kabul etmelidir. Ordunun durumunu da anlamak zorundayız, masum değiller ve yanlış yapabilirler; ancak bir olay meydana geldiğinde dünyayı ordunun üzerine yıkmamalıyız. Hata baş göstermemelidir, ancak bir şeyler ters giderse halkın desteğinin ordudan geri çekmesi doğru değildir; çünkü suçlular bunu istiyorlar. Ordu ve güvenlik güçleri konusunda bir alternatifimiz yoktur. Sorumluluğu ihmal ve yoksulluğun boynuna yüklememeliyiz. Bazı suçlar zenginler tarafından işleniyor ve bazıları cehalet ve nefretle ilgilidir ve bölgenin ahlaki ve kültürüyle hiçbir ilgisi yoktur. Bu nedenle her şeyi cehalet ve yoksunluk ile ilişkilendirmemeliyiz.
Meseleler, ek politik çaba gerektiriyor. Bizim çabamız gelişmedir. Elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız; ancak yolsuzluk ve sınırlılık sebebiyle önümüzde birçok engelin olduğunu bilmeliyiz. Biz çabalarımızı sürdürüyor ve başarılar elde ediyoruz. Bazıları Bekaa, Baalbek ve Hermel bölgelerinin imajını zedelemek istiyor. Biz, bölgenin imajına zarar vermeye karşıyız ve bu bölgelerin sakinleri; onurlu, kerem sahibi, şerefli ve fedakâr insanlardır.
Dün gece olanlar çok tehlikeliydi ve küçük bir mesele sayılmamalıdır ve konumlandırma seviyesi düşük olmamalıdır. Dahieh semalarında olanlar, şimdi bizim elimizde olan insansız hava aracı ve askeri İHA’lardı ve onları medyada yayınlayacağız. İHA ilk önce bölgeye giriş yaptı ve uçakları tanıma sistemli ve silahsızdı. Alçaktan uçtu ve bu da, belli hedeflerin resimlerini çekmeye yönelik olduğunu gösteriyor ve biz onu yok ettik. Ama bölge gençleri ona taş attı ve belki de teknik bir arıza ya da taş yüzünden düştü. Bir müddet sonra ikinci İHA geldi ve saldırarak belli bir yere çarptı. Dün gece olan şey, Beyrut'un güneyindeki Dahieh’de bir hedefi vuran bir intihar İHA’sıydı ve bu dakik bir bilgidir.
Bunun tehlikeli olduğunu neden söylüyoruz? Ölüm ve yaralanmanın olmaması tehlike riskini azaltmaz. Allah’a şükürler olsun ki pazar sabahı sivillerin çoğunun güneyde ve Bekaa'da olduğu bir zamandı; yoksa şehit ve yaralananlar olacaktı. Bu intihar İHA’sı 14 Ağustos 2006'dan bu yana ilk saldırıdır. İsrail resmi olarak saldırıyı gerçekleştirdiğini ve 33 günlük savaştan sonra oluşturulan çatışma kurallarının ihlal edildiğini resmen onayladı ve bu çok büyük ve tehlikeli bir ihlaldir. Bu ihlal, sessiz kalınması durumunda Lübnan için tehlikeli bir süreç olacak ve her iki günde bir intihar İHA’sı bu şu binayı, mekânı havaya uçuracak ve bu, mevcut Irak senaryosunu tekrarlamak anlamına geliyor.
Irak'taki Senaryo Haftalar Önce Başladı
Irak'taki senaryo haftalar önce başladı ve Haşdi Şabi’nin cephanelikleri insansız hava araçlarıyla hedef alınıyor ve İsrail dolaylı olarak sorumluluğu üstlenmiş durumda. Bununla başa çıkmak Iraklıların kendilerine aittir; lakin biz, Lübnan’da buna izin vermeyeceğiz. Bu süreci durdurmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Hükümet ve yetkililer, bu durumu kınadı ve Güvenlik Konseyi'ne şikâyette bulundular. Bu iyi bir şeydir, ancak süreci durdurmayacaktır. Biz direniş içinde, bu sürecin her hangi bir ölçüde ilerlemesine izin vermeyeceğiz. İsrail uçaklarının Lübnan’da istedikleri herhangi bir yeri bombaladıkları ve gasib ve mütecaviz rejimin Filistin’de güven için kaldığı zaman geride kaldı. İsrail ordusunun kuzeydeki sakinlere bunun hiçbir şey olmadığını söylediğini anladım; ancak bugün kuzey halkının sakinlerine söylüyorum ve işgal altındaki Filistin sakinleri de, Hizbullah'ın bu tür bir tacize izin vermeyeceğinden emin olsunlar.
İsrail İHA’larını, Lübnan Hava Sahasında Karşılaşacağız
Şimdi açıkça söylüyoruz; İsrail İHA’larını, Lübnan hava sahasında karşılaşacağız ve Lübnan'a girdiklerinde onları düşürüp yok edeceğiz. İsrail, bundan böyle var olan birini beklemeyeceğimizi bilmelidir. Lübnan'da sorun aramayan birisi varsa, Amerikalılara İsraillilere el çekmelerini söylemelerini, söylesin.
Suriye Ordusu En İyi Durumda
Suriye ordusu en iyi konumda ve İdlib ve Fırat’ın doğusu Suriye'ye geri dönecek. Dün gece Suriye'de, Şam'ın eteklerindeki Akraba kasabasında bir eve hava saldırısına tanık olduk. Netanyahu, yaptıklarından gurur duyuyor ve Kudüs Gücü'nü hedefe aldıklarını açıklıyor ve hedef alınan İranlılardır ve Netanyahu kendisini milli kahraman olarak nitelendiriyor. Netanyahu, Siyonistlere yalan söylüyor ve onlara boş sözler sunuyor; olaylara ve ilkelere karşı konuşuyor.
Dün gece, İsrail ordusu Hizbullah'ın merkezine saldırdı; burada Lübnanlı Hizbullahî gençlerden başka hiçbir yoktu ve Yasir Zahir ve Hasan Zebib adında iki genç şehit oldu.
Biz Şaka Ehli Değildik ve Değiliz
Biz şaka yapmıyoruz ve geçen yıllar için hiçbir zaman şaka ehli değildik ve dedik ki; Lübnan’daki Hizbullah kardeşlerimizden her hangi birini şehit ederseniz ve İsrail’in Suriye’deki kardeşlerimizden herhangi birini şehit etmesi durumunda, Şebaa arazilerinde değil Lübnan’da cevap vereceğiz ve bunu tüm dünyaya tekrar hatırlatıyorum. İsrail ordusuna sınırda bir gün, iki gün, üç veya dört gün kalmasını söylüyorum. İsraillilere, dün gece olanların bitmeyeceğini söylüyorum.
Netanyahu seçimde ve her zamanki gibi, İsrail partileri bölge milletlerinin kanlarıyla seçimler yapıyorlar; ancak bu kez, seçimler kanınızla yapılacak ve ateş her taraftan başınıza yağacak. Bu ateş Iraklıların, Suriyelilerin ve Lübnanlıların ateşidir. Bu korkak adam, bu seçimlerde kaderini belirleyecektir; ya başbakandır ya da hapishanededir. Ey İsrail halkı! Netanyahu sizi cehenneme götürüyor ve sizi ateşe atıyor.
Biz, artık saatin akrebinin geri dönmesine izin vermiyoruz ve Lübnan’ın hedef alınmasına artık müsaade etmeyeceğiz. Bu bizim kırmızı çizgimizdir. Umarız milletimiz, tek parça haline gelir ve bilinmelidir ki, ikilik sorunları çözmez.
Ülkemizi tüm sınırları ile savunacağız ve hava sahamızı tüm gücümüzle savunacağız ve bu, düşmanın yarattığı yeni bir aşamadır. Biz aç kalmaya hazırız ama başımız hep yukarıda olmalıdır. Biz yeni bir aşamadayız ve herkes bunun için sorumluluk almalıdır.
Yeni yorum ekle