Siyonist Rejimden resmi bir heyetin Çad’a gerçekleştirdiği ziyaret, Tel Aviv’in ekonomik çöküş yolunda olduğunun itirafı, Siyonist Rejimin Gazze Şeridi’ne karşı yeni komplosunun ortaya çıkması ve Beşşar Esad liderliğindeki Suriye hükümetinin terörizme karşı nihai zaferinin yakın olması, İsrail basınında yer alan haber başlıklarından bazılarıydı.

Welayet News - Siyonist gazetelerden Yediot Aharonot, Suriye Cumhurbaşkanı’nın nihai zafere yakın olduğunu itiraf etti. Bu gazete, Suriye ordusunun İdlib’in güneyindeki Han Şeyhun şehrini silahlı grupların geri çekilmesinin ardından geri alma konusundaki başarısının, son dört yıl boyunca Suriye topraklarının büyük bir bölümünde kontrolü tekrar ele geçirmeyi başaran Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad için önemli bir başarı sayıldığını ve onun her zamankinden daha çok nihai zafer kazanmaya yaklaştığını yazdı.

Yediot Aharonot Gazetesi, silahlı terörist grupların Han Şeyhun’dan geri çekilişi ve Suriye ordusunun hakimiyeti hakkında yayınladığı raporda şunları yazdı: ‘Şu ana kadar sınırlı gibi görünen bu geri çekilme, Suriye ve Rus ordularının İdlib ve Hama şehirlerine düzenledikleri saldırılardan dört ay sonra silahlı grupların en son kalesinde gerçekleşti. Eğer Suriye ordusunun Han Şeyhun'daki başarısı hakkında yayınlanan raporlar doğruysa, bu durum, son dört yılda Suriye topraklarının çoğunu geri kazanmayı ve daha önce hiç olmadığı kadar nihai bir zafere yaklaşabilmiş olan Beşar Esad için çok önemli bir başarıdır.

Siyonist rejimin Gazze Şeridi'ne karşı yeni planı ortaya çıktı

İsrail’in Hayom Gazetesi, Siyonist rejimin Gazze Şeridi'ndeki insanları, bu bölgeye geri dönmeden oradan uzaklaştırmaya karar verdiğini açıkladı. Bu gazete, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun güvenlik heyetinin geçtiğimiz yıllarda Gazze Şeridi sakinlerini bir daha bu bölgeye geri dönmeksizin bu bölgeden çıkarmaya çalıştığını yazdı. Bu bilgiyi, Binyamin Netanyahu’nun Ukrayna’ya gerçekleştirdiği son ziyarette ona eşlik eden İsrailli siyasi bir kaynak ortaya çıkardı.

Bu gazete ayrıca şunları yazdı: ‘Bu plan, İsrail başbakanı tarafından onaylandı ve son yıllarda İsrail güvenlik kabinesinin toplantılarında defalarca görüşüldü.

Güvenlik kabinesi tarafından verilen bilgilere göre, 2018'de 35 bin Filistinli geri dönme kararı almadan Gazze'den ayrıldı.’ Siyonist rejimin bu gazetesi, Gazze'den göçün arttırdığını iddia etti.

Bu gazete ayrıca, İsrail’in ev sahibi ülkelerin onaylaması halinde Gazze halkının üçüncü bir ülkeye transferini finanse etmeye hazır olduğunu belirtti.

İsrail’in Hayom Gazetesi ayrıca şunları yazdı: ‘İsrail Güvenlik Konseyi, Orta Doğu'daki bazı ülkelerde Gazze sakinlerini kabul etmeyi kabul edip etmeyecekleri konusunu gündeme getirdi, ancak şu ana kadar hiçbir ülke bunu kabul etmedi.

İsrail ayrıca Gazze sakinlerini intikal ettirmek için Hava Kuvvetleri'ne bağlı Netafim üssünü kullanmayı kabul etti.’

Tel Aviv ekonomik çöküş yolunda

Siyonist Rejimin Yediot Aharonot Gazetesi, bu işgalci rejimin ekonomik çöküşünün yakın olduğunu yazdı ve bu rejimin Merkez İstatistik Bürosu da İsrail’in ekonomik büyümesinin azaldığını vurguladı.

Siyonist heyetin Çad ziyaretinin ayrıntıları

Siyonist medya kuruluşlarından Mizak Life News, Siyonist rejimden bir heyetin Afrika ülkelerinden Çad'a gittiğini bildirdi. Bu haber kanalı, İsrail hükümetini temsil etmek üzere,  İsrailli bir heyetin 5 ila 7 Ağustos tarihlerinde  Çad'a gittiğini, bu heyete Siyonist Ekonomi ve Endüstri Bakanlığı'nın ticaret müdürünün başkanlık ettiğini ve Bölgesel İşbirliği Bakanlığı Müdürünün ve bu rejimin Tarım Bakanlığı temsilcilerinin de ona eşlik ettiğini belirtti.

Yayınlanan raporlara göre, Siyonist heyet üyeleri, Çad’da, ekonomi, maliye, tarım, enerji, maden, su kaynakları, eğitim, iletişim ve sağlık bakanları ile yapacakları toplantının yanı sıra, Dünya Bankası ve ABD Büyükelçiliği gibi bazı uluslararası taraflarla da Çad'daki yatırımın artırılmasını değerlendirmek üzere bir toplantı yaptılar.

Siyonist Ekonomi ve Sanayi Bakanlığı'nın dış ticaret direktörü Itı Melchior, İsrail heyetinin, Çad hükümetinin ve özel sektörünün İsrail ile işbirliği yapma konusundaki istekliliğinden etkilendiğini belirtti. İsrail Bölgesel İş birliği Bakanlığı direktörü Yusuf Darzin, Çad ile İsrail arasındaki genişleyen ilişkilerin Tel Aviv'in bölge ülkeleriyle ilişkilerinin bir parçası olduğunu söyledi.

Mizak Life sitesi şunları yazdı: ‘Geçtiğimiz Ocak ayında yani, yaklaşık elli yıl süren kesin ilişkilerin ardından, İsrail ile Çad arasındaki ilişkileri sürdürmek için bir anlaşma imzalandı ve iki taraf arasındaki ilişkilerin yeniden başlamasının ardından, Çad Cumhurbaşkanı, İsrail hükümetini, ekonomik işbirliğini teşvik etme ve Çad'ın tarım, su ve eğitim sektörlerine bilgi aktarma yollarını araştırmak üzere temsilciler göndermeye çağırdı.

İbranice bir basının Bileşik Arap Emirlikleri ve İsrail arasındaki kapsamlı istihbarat iş birliği hakkındaki raporu

Siyonist Rejim Gazetelerinden Haaretz yayınladığı haberinde, bu rejim ve Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki kapsamlı iş birliğini açıkladı ve BAE hükümetinin İsrail’le, İsrail’e gelişmiş casusluk uçakları da dahil olmak üzere gelişmiş istihbarat ekipmanı ve tesisleri sağlayacak büyük bir anlaşma yaptığını yazdı.

Bu gazete, anlaşmanın bir süredir İsrailli iş adamı, Matti Kuchawi 'nin denetimi altında bulunduğunu söyledi. Haaretz, son günlerde ABD basınında çıkan haberlerin, İsrail ile BAE arasındaki güvenlik iş birliğine işaret ettiğini, ancak iki taraf arasında aleni ortak bir diplomatik ilişki bulunmadığını belirtti.

Haaretz Gazetesi şunları yazdı: ‘Aleni diplomatik ilişkilerin yokluğu, ticaret ve askeri ilişkiler de dahil olmak üzere ortak çıkarların varlığını engellemez ve iki tarafın tek amacı İran'a düşmanlıktır.’

Bu Siyonist gazetenin haberine göre, bu anlaşmanın hacmi, bir kısmı zaten nakit olarak ödenmiş olan yaklaşık 3 milyar dolardır.

Haaretz, bu anlaşmanın, BAE'nin yaklaşık bir yıl önce birini aldığı ve gelecek yıl da başka bir casus uçağı almayı planladığı iki casus uçağını içerdiğini söyledi.

Bu gazete ayrıca şunları yazdı: ‘Geçmişte, eğer Filistin sorunu bu ilişkileri geliştirmeyi zorlaştırdıysa, şimdi bu ilişkiler genişledi ve Filistin meselesi artık Körfez Arap ülkelerinin önceliklerinden biri değildir.’