Japonya’nın görüşmelere katılmasıyla birlikte İran’ı müzakere masasına çekmek için bu kez “Trump Amerika’da herkesi baypas edip İran’la anlaşma yapmak istiyor” temasıyla, yeni bir oyun başlayacaktır.

Welayet News - Aracıların peş peşe İran’a gönderilmesinin – ki Japonya Başbakanı Shinzo Abe bunların en sonucusu oluyor – geçici ve küçük de olsa her hangi bir sonuca varması uzak bir ihtimaldir. İran ve Amerika arasındaki mevcut krizin aslında bir arabulucuya ihtiyacı yoktur, çünkü esasen işin içinde yanlış bir anlaşılma söz konusu değildir.

Amerika yönetimi ne müzakereye bir yer bırakmış ne de anlaşmaya dair bir umut. Halka baskı yapma yoluyla İran’da nizamı yıkmayı kendi hedefi olarak belirlemiş ve bu yolda bugüne kadar ne hiçbir işi yapmaktan geri durmuş ne de gelecekte geri duracağına dair bir belirti bırakmıştır. İran anlaşma için ufukta bir ışık görmüyor ve müzekereyi de şantaj yapmanın bir aracı olarak görmektedir ki kendi başına, baskıların ağırlaştırılması için bir etken ve İran’ın baskılardan etkilendiğine dair bir gösterge haline gelecektir.

Amerika yönetimi onu bunu harekete geçireceğine, en iyisi İran halkına ekonomik baskı yapma alanında ilerlediği yoldan nasıl geri döneceğine kafa yormalıdır. Amerika’nın baskılarını maliyetli kılmak için İran’ın kendi güç araçlarının tamamını kullanacağı gayet tabiidir ve ne Abe ne de başka hiçkimse karşı tarafın zorbalığına, baskısına katlanmayı ve yetmemiş gibi bir de müzakere masasına oturmayı İran’dan isteyemez.

Öte yandan Abe’nin Trump’ın şahsı ile İran yetkilileri arasında aracı rolüne soyunmak istemesi mümkündür. Böyle olursa eğer, İran’ı müzakere masasına oturtmak için bu kez “Trump Amerika’da herkesi baypas edip İran’la anlaşma yapmak istiyor” temasıyla, yeni bir oyunun başlayacağı anlamına gelecektir. Trump’ın İsrail’deki sağcı kanada hayret uyandırıcı yakınlığına bakılırsa, kimsenin İran’da bu jesti ciddiye alacağı pek muhtemel değildir.

Diğer bir ihtimal, yaptırımların özellikle petrol alımı alanındaki yaptırımların bir bölümününün azaltıması sözünü İran’a vermesi ve karşılığında müzakere istemesidir. Bu, şu demektir; Amerika yaptırımı yüzde yüz uygulamış ve şimdi ise yüzde on bir azaltmayla İran’dan yüzde yüz imtiyaz koparmak istiyor. Eğer böyle olursa, bu da şunun bir göstegesi olur ki, Trump’ın ne kendisi iyi bir tacirdir ne de İranlıların her zaman usta tacirler olduklarından haberi vardır.   

Mehdi Muhammedi  

Çev: Mehmet Gönül – Welayet News