Irak: ABD ile İran Arasında Arabuluculuk Yapmamız Mümkün Değil
Irak Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Tahran'ın IŞİD’le mücadelede Irak'a verdiği desteğe değinerek -medyanın gündeme getirdiği gibi- Irak'ın İran ile ABD arasında arabuluculuk yaptığına dair herhangi bir konudan bahsetmedi.
Welayet News - Irak Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ahmed el Sahaf, ABD ile İran İslam Cumhuriyeti arasındaki gerilimin gölgesinde (Washington ile Tahran arasında) açık bir arabuluculuk kavramından bahsetmenin mümkün olmadığını söyledi.
Ahmed el-Sahaf Sputnik Haber Ajansına verdiği röportajda şu ifadelerde bulundu: ‘Irak - basında çıkan haberlerde olduğu gibi - arabuluculuk kavramını gündeme getirmedi, sadece bölgedeki ateşkes, denge ve istikrarı güçlendirme konusundaki görüşlerini Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla dile getirdi.
Dünyanın bu hassas durumunda, istikrarlı bir bölgenin, kapsayıcı bir güvenlik sistemi üzerinde etkisi olabilir. Irak'ın İran ve ABD ile stratejik ilişkileri vardır ve aynı zamanda Arap ülkeleriyle de irtibatı bulunmaktadır. Aslında, bu koordinasyon ve ilişki, bölgenin karşı karşıya olduğu en önemli tehdit ve zorluklarla mücadele etmek için, ortak bir alan oluşturmaya doğru hareket etmeye neden olabilir. Dolayısıyla medyada aleni bir şekilde arabuluculuk hakkında konuşamayız.’
Irak Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Tahran ile Washington arasındaki gerginlik konusunda Bağdat’ın “olumlu tarafsızlığa” bağlı olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: ‘Bu tarafsızlık, Irak'ın etkin bir rol oynaması anlamına geliyor ve ülke, çok kutuplu politikaya girmeyecek, yani Irak, bütün taraflarla çok paydalı katılım ve ekonomik ilişkiler oluşturulması ilkesine dayalı olarak kendisini güçlendirmeyi amaçlamaktadır.’
Ahmed el-Sahaf, Amerika’nın İran konusundaki eski duruşundan geri adım atması ve bu ülkenin koşulsuz olarak Tahran’la müzakereye hazır olduğunu açıklaması hakkında şu ifadelerde bulundu: ‘Benim kişisel olarak bu konu hakkındaki görüşüm, medyada olup bitenlerle gerçekte olanları birbirinden ayırmaktır. Medyada yer alan şey, çatışmanın yakın olduğudur ancak gerçekte olan şey, kuralların gereklerine göre, ilgili tarafların yani Tahran ve Washington’un çıkarlarının kurallarıdır.’
Irak Dışişleri Bakanlığı sözcüsü röportajının başka bir bölümünde Irak’ın Mekke Zirvesinde, İran İslam Cumhuriyeti’nin Irak’ın düşmanı olmadığını açıkladığına değinerek şunları söyledi: ‘Cumhurbaşkanı bu konuyu Olağanüstü Arap ülkeleri liderleri zirvesinde açıkladı. Bu yüzden kapanış bildirisi formunun son şeklinin oluşturulmasına katılmadık.’
İran'ın IŞİD’le mücadelede Irak’a olan lojistik ve rehberlik desteğine değinen Ahmed el-Sahaf, Türkiye’nin Irak’ın kuzeyindeki operasyonu hakkında şu hatırlatmalarda bulundu: ‘Bütün askeri operasyonlar, Irak tarafıyla koordineli olarak yürütülüyor. Tabii ki, Ortak Operasyonlar Komutanlığının temsilcisi olarak askeri komutanlık, bu konuda her zaman koordinasyon halindedir.
Olağanüstü Arap Liderleri Zirvesi, Suudi Kralı Salman bin Abdülaziz'in davetiyle 10 Mayıs'ta Mekke'de düzenlendi.
Suudi Kralı, Yemen ordusu uçaklarının Suudi petrol tesislerine gerçekleştirdiği saldırıların ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki el-Fuceyra olayının "sonuçlarının araştırılmasının” Olağanüstü Arap ve Körfez İş Birliği Konseyi Liderleri Zirvesine davetin nedeni olduğunu açıkladı.
Bu zirvenin ardından büyük çoğunluğu, Tahran’a yönelik asılsız ve boş suçlamalarla dolu ve bu ülkeyle mücadelenin istendiği 10 maddelik bir bildiri yayınlandı.
Bu bildirinin yayınlanmasının ardından Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih, İran’a yapılan suçlamalar nedeniyle bu bildiriye itiraz etti ve bu bildiri hazırlanırken Irak’ın görüşlerinin alınmadığını ve ülkesinin bu bildiriye itiraz ettiğini söyledi.
Berhem Salih şu ifadelerde bulundu: ‘Irak’ın, Suudilerin ve Körfez’deki kardeşlerimizin güvenliğini hedef alan tüm eylemleri bir kez daha kınadığını belirtmekle birlikte aynı zamanda şu konuyu da açıklamalıyım ki, bizim kapanış bildirisinin içeriğinde hiçbir katılımımız yoktur ve Irak, mevcut içeriği ile bu kapanış bildirisine itiraz etmektedir.
Irak’la birlikte, zirveden iki gün sonra Katar da kapanış bildirisinde ayrılmaların ve ihtilafların bulunduğunu ve Katar’ın bu konuda çekinceleri olduğunu açıkladı.
Katar Emiri adına bu zirveye katılan Muhammed bin Abdurrahman Al-i Sani, “Umarım, Mekke Zirveleri, İran’la gerginlikleri arttırmak için değil azaltmak için yapılır” dedi.
Yeni yorum ekle