Uluslararası medya Albayrak'ın ABD temaslarını eleştirmeye devam ederken, iddialara göre Albayrak’ın Dışişleri Bakanlığı’na kaydırılma olasılığı artıyor.

Welayet News - Alman medyası Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın ABD'deki temaslarıyla ilgili eleştirel haberlere yer vermeye devam ediyor.

Dün Alman medyasının önde gelen yayınlarından Die Welt gazetesinde Albayrak'ın yatırımcılarla yaptığı görüşmenin son derece başarısız geçtiğine yönelik ifadeler yer alırken, Sabah gazetesi uluslararası medya kuruluşlarının Türkiye'ye karşı propaganda haberleri yapmaya devam ettiğini, ağustos ayında Türkiye ekonomisine yönelik operasyon başlatan uluslararası medya kuruluşlarının 31 Mart seçimlerinin hemen ardından yine saldırıya geçtiklerini yazmıştı.

Geçtiğimiz günlerde, Reuters da, ABD'de yüzlerce yatırımcıya sunum yapan Albayrak'ın reform paketinin ikna edici bulunmadığını dile getirerek, haberde, "Bakanın Türkiye'nin resesyondan hızla çıkacağı yönündeki beklentileri, toplantıya katılanlar arasında fazla karşılık bulmadı" ifadelerini kullanmıştı. 

Frankfurter Allgemeine Zeitung, Albayrak'ın IMF ve Dünya Bankası Bahar Toplantıları için gittiği Washinghton'daki temaslarını değerlendirerek, "Cazibesi olmayan damat" başlığıyla yayımladığı yorumunda, "Türkiye Hazine ve Maliye Bakanı ABD ziyaretinde yatırımcılarda kafa karışıklığına yol açtı oysa ihtiyaç duyduğu şey acilen iyi haberler" denildi.

TÜRKİYE'DEN GELEN VERİLER OLUMSUZ

Deutsche Welle Türkçe'nin Frankfurter Allgemeine Zeitung'dan derlediği haber şöyle devam etti:

"Erdoğan ve damadı çıkar optimizmini yeğliyor. Uzun süre iktidara yakın Çalık Holding'i yöneten ve sonrasında Enerji Bakanlığı da yapan Albayrak pazartesi günü yaptığı açıklamada, Türkiye'nin 2018 sonundan beri içinde bulunduğu resesyonun muhtemelen aşılmış olduğunu söyledi. 2019'un ilk çeyreğine dair rakamların toparlanmaya işaret ettiğini belirtti: 'Zor bir dönem minimum hasarla atlatıldı' dedi. Şimdiki hedefin planlanan mali hedeflere ulaşmak olduğunu söyledi. Bu hedeflerden bir tanesi bu yılki yüzde 2,3'lük büyüme hedefine ulaşmak. Önceki yıl bu oran yüzde 2,6 idi. Birçok ekonomist bu hedefi ütopik buluyor.

Örneğin IMF'in beklentisi daha ziyade yüzde 2,5'lik bir küçülme yaşanacağı yönünde. İyileşmeye dair işaretler de var. Örneğin şubat ayı sanayi üretimindeki kayıplar korkulan seviyenin altında kaldı. Ayrıca kur nedeniyle sert bir bir biçimde düşen ithalatla cari açık da küçüldü. Ancak diğer göstergeler zayıf. Enflasyon oranı son olarak neredyse yüzde 20'ler düzeyine ulaştı. Toplumda artan işsizlik karşısında da tedirginlik hâkim. Şubat ayında işsizlik oranı son 10 yılın en yükseği olan yüzde 14,7 düzeyindeydi. Genç işsizlerin oranıysa yüzde 27'yi buluyor. Toplamda 4,7 milyon kişi işsiz."

HUKUK GÜVENLİĞİ GARANTİSİ VERİLMEDİ

Almanya'nın bir diğer prestijli ekonomi gazetelerinden Handelsblatt'ta yayımlanan yorumda da, Türkiye'nin reformlardan daha fazlasına ihtiyaç duyduğu belirtilerek, Hazine ve Maliye Bakanı'nın yaptığı konuşmada hukuk güvenliği garantisi vermesi gerektiği belirtildi:

"Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu yegane şey mali reformlar değil. Güveni de geri kazanmalı. [...] Hazine ve Maliye Bakanı hukuk güvenliği garantisini net bir biçimde vermeliydi. Türkiye'ye yatırım yapanlar siyasi yargıya takılmayacakları konusunda emin olmalılar. Albayrak ülkenin geçen yıllardaki katı tutumunu -burada anahtar kelime terör- açıklamalı ve iyileşme sözü vermeliydi. Aynı oranda önemli olan mali reformlar ancak bu durumda ışıltılı bir görünüm kazanabilirdi."

Uluslararası medyaya yansıyan eleştirilerin yanı sıra ekonominin yönetiminde istenen başarıyı sağlayamayan ve uluslararası yatırımcılarla konuşmalarında özelikle açıklanan "reform" programı sonrası piyasaların tepkisi ile karşılaşan Albayrak'ın Dışişleri Bakanlığı'na kaydırılması ihtimalinden bahsediliyor.

ALBAYRAK DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI'NA MI GETİRİLECEK?

Ahval’den İlhan Tanır’ın yazısına göre, yerel seçimler sonrası büyük şehirleri kaybeden AKP içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabine değişikliğine gidilecek. Sorunlu Türkiye ekonomisinin hem hazinesi hem de maliyesini yöneten Berat Albayrak’ın konumunun ne olacağı önemli bir konu.

Tanır’a göre, hem  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı, hem de bakanlık konumu ile Türkiye'de ikinci en güçlü yetkili olan Berat Albayrak’ın Oval Ofis’de ABD Başkanı Trump ile fotoğraf çektirmesi önemli mesajlar içeriyor. “Erdoğan’ın varisiyim” bunlardan en önemlileri.

Tanır’ın yazısında vurguladığı, fotoğrafla beraber, Washington’a adım attığından beri Dünya Bankası, IMF ve JP Morgan gibi finans çevrelerinde performansı nedeniyle aldığı çok ağır eleştirilerle kötü günler yaşayan Albayrak’ın, Trump’tan büyük bir moral kazandığı.

Duyumlara göre, ekonominin yönetiminde istenen başarıyı sağlayamayan ve uluslararası yatırımcılarla konuşmalarında özelikle açıklanan “reform” programı sonrası piyasaların tepkisi ile karşılaşan Albayrak’ın Dışişleri Bakanlığı’na kaydırılması olasılığı artıyor. Bu dedikodular gerçekleşirse bir taraftan durumu giderek kötüleşen ekonominin IMF kapısına olan yolculuğunda Albayrak görünmeyecek ve acı reçeteleri halka bir teknokrat anlatacak.

Diğer taraftan Dışişleri Bakanlığı’ndan alınması düşünülen Mevlüt Çavuşoğlu’nun, kendi şehri Antalya’yı seçimlerde kaybetmiş olmasının bu gelişmeyi hızlandıracağı söyleniyor.

IMF ve kabine revizyonu derken, ABD ile ilişkilerinde iyileşmeye ihtiyaç duyan Erdoğan’ın “veliahtı” olarak konumladığı Albayrak üzerinden bu temasları gerçekleştirmesi kayda değer bir olasılık.

WSJ: ALBAYRAK'IN TRUMP'LA GÖRÜŞMESİNDE AÇMAZDAN ÇIKILAMADI

ABD’de yayınlanan Wall Street Journal gazetesi de, Türkiye’nin, kendi topraklarına Rusya yapımı S-400 hava savunma sistemi konuşlandırma planları hakkında Washington’da yapılan görüşmelerde ‘açmazdan çıkılamadığını’ yazdı.

Wall Street Journal’da Jessica Donati imzasıyla yayınlanan yazıda, ABD ve Türkiye arasında S-400 hava savunma sistemleri nedeniyle yaşanan açmazın üstesinden gelinemediği belirtildi. İsmi verilmeyen kaynaklara dayandırılan yazıda, Türkiye Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Beyaz Saray’da bu hafta ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşmenin, ’S-400 kördüğümünden çıkılmasını sağlayamadığı’ kaydedildi.

ABD, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 satın almasını istemiyor. Buna gerekçe olarak, Rusya yapımı bir savunma sisteminin NATO’nunkilere entegre edilemeyeceğini ve Türkiye’ye konuşlandırılacak bu sistemler üzerinden, F-35 jetleri de dahil olmak üzere NATO’nun silahları hakkında Rusya’ya bilgi sızabileceği endişesini gösteriyor.