Arap Koalisyonu İran’a Engel Olamadı
Carnegie, Arap koalisyonunun Yemen’deki politikasının İran’ın buradaki siyasi nüfuzunu arttırdığını vurguladı.
Welayet News - Amerika Birleşik Devletleri’nin önemli düşünce kuruluşlarından Carnegie Vakfı, “Arap koalisyonu İran’ın Yemen’deki nüfuzuna gerçekten de engel olmayı başardı mı.?” başlığıyla yayınladığı yazıda, Arap koalisyonunun Yemen’deki politikasının İran’ın bu ülkedeki siyasi nüfuzunu arttırdığını vurguladı.
Bu yazıda şu ifadeler yer aldı: ‘Husiler eski rakipleri Ali Abdullah Salih ile birlikte 2014 yılında Sana’ya saldırdıklarında İran, Yemen’e insani yardım yüklü olduğunu söylediği uçuşlarını arttırdı.
Bu uçuşlar Riyad’ın sinirlenmesine neden oldu. Çünkü Tahran’ın Arap Yarımadasında bir yere sahip olmasından korkuyordu. Bu nedenle Sana havaalanını bombaladı ve bu olay, Yemen’in birçok noktasına İran’ın ve aslında yabancıların müdahalesini önlendi.
Ama Suudilerin İran’ın müdahalesi konusundaki bu kuşkuları ve Suudi koalisyonunun Kızıl Denizdeki Yemen limanlarında uyguladığı ağır kuşatmanın yanı sıra Suudi koalisyonun körü körüne yaptığı bombardımanın da tam tersi sonuçları oldu. Daha önce Yemen’deki Zeydiler Şiileri tanımıyorlardı ve İranlılar da Yemen’e gitmiyordu. Birçok Yemenli İran’ı görmemişti ve hatta onlar arasındaki telefon, internet ve diğer irtibatlar da sınırlıydı ve hala da öyle. Ama Arabistan liderliğindeki Arap koalisyonunun İran’la mücadele bahanesiyle düzenlediği saldırılar, birçok Yemenliyi İranlıları müttefikleri olarak saymaya teşvik etti.
Arabistan’ın muhafazakarlığı işe yaramadı. Bu yani şu demek; İran’ın Yemen’e nüfuzu önceden de çok azdı şimdi de az ama Amerika Birleşik Devletleri ve Ortadoğu’daki müttefikleri için İran’ı bölgede yaşanan her şey için suçlamak zaruridir.
Aslında 2015 yılında Arap koalisyonunun düzenlediği saldırılarla, İran’ın Yemen’e olan nüfuzunu arttırdılar ve birçok efsane kabul edilen gerçeğe dönüştü.
Bununla birlikte, İran Şii grupları ve hatta Hamas gibi Sünni grupları ulusal ve yabancı politikasında desteklemesine rağmen, geleneksel olarak Yemen'de çok az etkiye sahip; çünkü İranlılar için Yemen’in, Irak, Suriye ve Lübnan kadar önemli yok, Tahran’ın Husilerle ilişkisi de derin değil ve ideolojik ve inanç olarak ta bir bağları yok ve Zeydilerin ve Husilerin hurafe olduğunu söylüyorlar.
Aslında Yemen savaşı, İran’ın iki zorlu rakibi olan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne karşı düşük maliyetli bir savaşta başarılı olmasını sağlamıştır. Husiler zorlu savaşçılardır. Onlar kuzeyde Suudileri çok yordular ve İranlılar asla Yemen’i bölgedeki ulusal güvenlikleri için bir test malzemesi yapmıyorlar ve Suudilerin ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin bu maceralarından bir fayda sağlayacağını düşünmeseler bile Yemen’in stratejik konumunu da unutmuyorlar. Çünkü Yemen, milislerle, aşırılık yanlılarıyla, rakip ve muhalif bölgesel gruplarla dolu yenilmiş bir ülke olarak kalacak.
Özetle şunu söylemek gerekir ki, İran’ın Yemen savaşına müdahalesi, masrafı az faydası çok bir projedir ve bölgesel rakiplerini hırslandırmanın kolay bir yolu sayılmaktadır. Tahran’ın, Yemen savaşının başında Husilerle sınırlı bir ilişkisi vardı ve aralarında gerçek bir hoşnutsuzluk hakimdi ama çatışmaların ilerlemesiyle birlikte İranlıların Husilere yardımı arttı ama İran’ın uzman kuvvetleri Irak ve Suriye’de yaşanan olayın tam aksine, Yemen’e konuşlanmadı.
Çünkü Yemen İran için stratejik öncelik sayılmıyor. Irak, ekonomik kaynaklar, siyasi, dini ve iki ülke arasındaki uzun sınırlar nedeniyle Tahran’ın önceliğidir ve Suriye ve Lübnan da İran’a nüfuzunu Akdeniz’e kadar yaymasına ve bölgesel müttefiklerine ulaşmasını sağlamasına izin vermektedir. Bununla birlikte İran, Suriye’deki savaşa çok yatırım yaptı ve Suriye’nin yeniden yapılandırılmasının bir parçası olmadan kolayca oradan çıkamaz.
Diğer bir tabirle Yemen, İran için kenar bir konu, oysa bu konu Körfez’deki Arap komşuları için ilk sırada sayılıyor. İran çok kolay bir şekilde Yemen olayından bölgesel rakiplerine baskı kurmak için yararlanıyor. Suudi koalisyonunun Yemen’deki çabaları arttıkça İran’ın da oradaki nüfuzu artıyor ve İran kazandığın hissediyor.
Aslında Suudi koalisyonu İran’ın Yemen’deki nüfuzunu engelleyemedi. Evet, koalisyon İran’ın Husilere olan askeri desteğini engelledi ama Arap koalisyonunun Yemen’deki politikası İran’ın bu ülkedeki nüfuzunu üç açıdan arttırdı. Bunlardan ilki şudur, Arabistan İran’ın artan nüfuzuna engel olamadı. Çünkü önceliğini Yemen krizinin kökünü çözmek yerine İran’ın nüfuzunu ortadan kaldırmaya verdi ve bu konu Husilerin ilk aşamada zafer kazanmasını sağladı.
İkinci konu ise şudur, Arap koalisyonu Husilerle İran’ın ve diğer Şii Arap yanlılarının ilişkilerinin güçlenmesine yardımcı oldu. Çünkü onlar askeri ve güçlü bir koalisyon yerine siyasi ve stratejik bir koalisyon oluşturdular. Üçüncü konu ise şudur, Suudi Koalisyonunun Yemen’e düzenlediği saldırılarda sivillerin öldürmesi ve aynı zamanda Suudi Gazeteci Cemal Kaşıkçı olayı, Arabistan’a karşı uluslararası kınama dalgasını yükseltti ama İran, Yemen’deki belirsiz politikaları nedeniyle huzurlu bir durumdaydı.’
Yeni yorum ekle