Cazayir’de itiraz kültürü; halk karar aldı, ordu destekledi ve Cumhurbaşkanı uyguladı
Abdülaziz Bouteflika’nın Cazayir Cumhurbaşkanlığı görevinden istifa etme deneyimi Arap dünyasında kendi türünde benzersiz bir deneyim olarak ele alınabilir. Bouteflika’nın istifasını Mısır Cumhurbaşkanı Hüsni Mübarek’in 2011’de azledilmesiyle karşılaştırcak olursak, eylem makanizması ve kendisinde barındırdığı anlamlarda bir takım farklılıklar göze çarpıyor.
Welayet News - 20 yıldır Cazayir Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Bouteflika, Salı günü resmen istifasını açıkladı. Daha önce de bu ülkenin cumhurbaşkanlığı seçimleri adaylığından istifasını vermişti.
2013 yılında beyin kanamasından sonra sağlık durumu kötüleşen Bouteflika, 2019’da beşin kez cumhubaşkanlığı seçimlerinde aday olmuştu ve Cazayir’de kaç hafta süren genel protestoların ardından, en sonunda seçimlerde aday olmaktan çekildiğini açıkladı.
Bouteflika (82), nihayetinde Cazayir’in Fransa’dan bağımsızlaşmasıyla sonuçlanacak olan bağımsızlık savaşı döneminde (1954-1962) mücadele etmiş seçkin isimlerden biriydi. Cazayir’in bağımsızlaşması sonrasında bu ülkenin ilk dışişleri bakanı ve Bağlantısızlar Hareketi’nin önde gelen çehrelerden olmuştu.
Bouteflika, 1999 yılında ilk kez Cazayir halkının seçilmiş cumhurbaşkanı oldu ve iktidara gelmesindan sonra en önemli kazanımı, iç savaş nedeniyle yıllarca gerginlik ve istikrarsızlıkla boğuşan ülkesinde barışın yeniden sağlanmasıydı. Ayrıca, ordunun yönetimdeki nüfuzunu azalttı ve ondan sonra sırayla, 2004, 2009 yılarında ardarda Cazayir’in Cumhurbaşkanı olarak seçildi ve geçen 30 yıl zarfında bu ülkenin en güçlü siyasi şahsiyeti haline geldi.
Şubat ayından itibaren Cazayir’de başlayan genel gösteri ve protestoların, hakeza son haftalar boyunca halkın bu itiraz ve taleplerine gösterilen yaklaşım biçiminin belirgin bir farklılığı vardı ve dünyada benzer şartlardaki bakış ve uygarca teamül bakımından enderdi. 90’lı yıllarda 200 bin kişinin katledilmesiyle sonuçlanan ve bu ülke vatandaşlarına acı günler yaşatmış korkunç hadiselerin bir daha yaşanmaması için ve ülke uçuruma doğru yol almasın diye bütün taraflar (halk, partiler, ordu ve cumhurbaşkanı) uyanık ve teyakkuz halindeydi. Ancak Cazayir’deki genel atmosfer, Bouteflika’nın istifası sonrasındaki olaylarla ilgili olarak hala alarm halinde olup bu hususla ilgili bazı kaygılar hala devam ediyor.
Ordunun bildirisi her ne kadar sert tonluydu ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini daha önce erteleyen ve bazı reforların yapılması için mühlet isteyen Bouteflika’nın istifasında önemli bir etkisi olsa da halk hiçbir şart altında ordunun Bouteflika yönetiminin alternafi haline gelmesine hazır değil, aksine ordunun kendi görevini yerine getirerek hükümetin ve kurucular meclisinin kurulmasına ilişkin verdiği sözleri hayata geçirmesi beklentisi içindeler.
Şu anda öne çıkan önemli soru şu; Bouteflika’nın istifası ve ardından iktidardan çekilmesiyle birlikte şimdi Cazayir’de ne olacak, ne tür bir gelişme yaşanacak?
Cazayir anayasasına göre, Cazayir’in (77 yaşındaki) Meclis Başkanı Abdülkadir bin Salih 90 günlük bir süreyle Cumhurbaşkanın yerine gelecek ve bu süre zarfında cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak. Kuşkusuz, Cazayir, halihazırda hükümet sistemini yeniden kurmanın yeni bir aşamasına girmiş bulunuyor ve önünde iki seçenek var; birincisi, zayıf bir hükümet kalıbında gevşek ve kırılgan bir istikrarın sağlanması ve ikincisi ise ordunun perde arkasından yöneteceği güçlü bir hükümet.
Buna rağmen, hiç kuşku yok ki Cazayir halkının bu hususta doğru karar alma gücü vardır; ayrıyeten, Cazayir’de çeşitli güç odakları var ve şu anki merhalede bunların bu ülkenin siyasi arenasındaki etkileri görmezden gelinemez. Nitekim Cazayir muhalefetinin en son iptal edilen seçimlerde tek aday çıkarmada başarısız kaldıklarını gördük ve buna karşın, aralarında eski askeri ve siyasi yetkililerin, tacir ve nüfuz sahibi olan isimlerin bulunduğu geniş bir adaylar listesine şahit olduk. Askeri arenada en etkili isimler arasında, geçen Mart ayının 26’sında Cazayir’deki krizin çözümü için anayasanın 102’nci maddesinin uygulanmasını talep eden ve bu yöndeki açıklamalarından sonra adı dillere düşen bu ülkenin Genelkurmay Başkanı Ahmed Kaid Salih’e işaret edilebilir.
Geçmişte başbakanlık görevi yapmış olan Mevlut Hamruş ve Ali Benflis de Cazayir Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin adaylığı için adı gündeme gelen önemli siyasi figürler sayılıyor.
Başbakanlık görevinden istifa eden Ahmed Yahya ve Cazayirli üst düzey diplomat Ahdar İbrahimi de bu ülkenin cumhurbaşlanlığı seçimlerinin adaylığı için gündeme gelen diğer seçenekler arasında bulunuyorlar. Ancak yaşlı olması nedeniyle İbrahimi’nin adaylık şansı daha düşük görünüyor.
Ümlü tacirler arasından ise, Bouteflika’nın aralıksız beşinci kez aday olmasını kabul edilemez diyerek karşı çıkan Cazayir’in en büyük zenginlerinden İssad Rebrab’ın adına işaret edilebilir. Hakeza, Bouteflika’nın kardeşi Said Bouteflika’nın yakınlarından olduğu söylenen Ali Haddad’ın adı da muhtemel adaylar arasında zikredilebilir.
Son olarak, Cazayir halkının başlattıkları merhaleyi en iyi şekilde sonuca götürecek ve kimseye müdahale izni vermeyecek güçte olduklarını vurgulamak gerekir. Bu bağlamda, Cazayir halkının Bouteflika’nın istifası sonrasında dile getirdikleri ve bizim de şahit olduğumuz sloganlardan biri, ‘bu ülke bizimdir ve onu kendi irademize göre yöneteceğiz’ şeklindeydi ve Cazayir için bizim de canı gönülden gerçekleşmesini arzuladığımız diğer sloganları da aynı mana va içeriği barındıyordu.
Ala el-Halebi - Al Alam
Çev: Mehmet Gönül - Welayet News
Yeni yorum ekle