Nasrallah’tan Golan için direniş çağrısı

Çar, 27/03/2019 - 08:50

Hizbullah Genel Sekreteri Seyit Hasan Nasrullah, Amerika Cumhurbaşkanı Donald Trump’ın Siyonist rejimin Suriye’nin Golan Tepeleri üzerinde devan eden işgalciliğini resmen tanıma girişimini mahkum ederek, İsrail’in saldırganlığı karşısında direnişin kendi caydırıcılığını kanıtladığını vurguladı. 

Welayet News - Seyit Hasan Nasrullah’ın konuşmasından öne çıkan satırbaşlıkları şöyle:
Mütecavizlere karşı direnen Gazze halkını ve bütün direniş gruplarını selamlıyorum. 
Amerika Cumhurbaşkanı Trump’ın işgal altındaki Golan üzerinde İsrail’in egemenliğini resmen tanıma girişimi, İslam ve Arap dünyasına yönelik bir ihanet ve aşağılma girişimidir. 
Dünya Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak açıklamasına sessiz kaldı, bu ise Amerika’nın saldırganlaşmasının önünü açtı. Dolaysıyla, bir süre sonra Trump’ın kalkıp İsrail’in Batı Şeria üzerindeki egemenliğini itiraf ediyorum diyene kadar beklemeliyiz. 

Kendi topraklarını ve haklarını geri almak için Süriyelilerin, Lübnanlıların ve Filistinlilerin önündeki yegane seçenek direniştir. 
Nasrullah, Lübnan’ı ziyaret eden Mike Pompeo’nun açıklamalarına da tepki gösterek şöyle konuştu: Hizbullah, Lübnanlıların rüyalarına engel mi yoksa bu rüyaları gerçekleştirecek Lübnanlı güçlerin bir parçası mı?  Lübnanlıların rüyalarına, isteklerine mani olanlardan bazıları, İsrail ve İsrail’in hamileridir; bunların başında ise Mike Pompeo ve Lübnan’a yaptımları dayatan, Filistinli ve Suriyeli mültecilerin geri dönüşünü engelleyen kimseler geliyor. 

Lübnan halkını 1948 yılından bu yana tehlikeye atan taraf, Amerika’nın desteklediği İsrail’dir. Lübnanlılardan tehlikeyi defeden, topraklarını geri alıp işgale son veren direniştir. Siz ise Lüban’ı işgal etmenin temelini atmak istiyordunuz. 

Hizbullah Lübnan’ın neresinde yıkımı yaymıştır? Bölgede her tarafı yakıp yıkanlar sizlersiniz. 
Biz Suriye ve Lübnan’ı savunmak için Suriye’ye gittik. Eğer DAEŞ Suriye’ye hakim olsaydı Lübnan’ın başına ne gelirdi, bu gerçeği bütün Lübnanlılar da biliyor. 
Biz her kesten daha çok Lübnan’ın istikrarına düşkünüz ve bağlıyız, çünkü Lübnan milletinin oluşturduğu dokunun bir parçasıyız. Bu milletin çıkarı da barıştadır, kalıkınmadadır ve İran bu yolda bizimle birliktedir. 

Amerika Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun son Lübnan ziyaretinin gerçek amacı, Lübnanlıları birbirine karşı kışkırtarak aramızda çatışma çıkarmak ve birbirimizin kanına girmekti. Böylece  Trump ve Pompeo da sevinip mutlu olacaklardı. 

ABD’nin Suriyeli mültecilerin geri dönüşüne yardımcı olmaya hazır olduğuna ilişkin Pompeo’nun söyledikleri, yalandır. 
Pompeo’nun İran ve Hizbullah’la sorunu, “yüzyıl anlaşması” ve Filistin meselesinin tasfiyesi karşında ciddi bir angel teşkil eden bir tarafla karşıkarşıya olmasında yatıyor. 
İsrail’i savaş çıkarmaktan alıkoyan şey, Lübnanlıların birliği ve direnişin bu rejimle başı çıkma gücüdür. 

Aldıkları tutumlardan dolayı Cumhurbaşkanı Mişel Avn’a ve sayın Nebih Birri’ye teşekkür ediyorum. Aynı şekilde, Dışişleri Bakanı Cibran Basil’in (direnişten yana) aldığı tutum ve duruşu takdir ediyorum, (Amerika’nın Hizbullah’a yönelik hasmane girişimlerine karşı) kendi muhalefetini açıklayan siyasi gruplara, basın mensupşarına, elitlere ve gençlere şükranlarımı belirtiyorum. 

Amerika için Lübnan çıkarlarının hiçbir önemi yoktur, Lübnanlı hiçbir grubun çıkarları Amerika için önemli değildir. Amerika’nın bütün derdi ve kaygısı, İsrail’in çıkarlarıdır. 
Amerikalılar hiçbir Lübnanlı için kendilerini üzmezler, hiçbir Lübnanlı kendileri için önemli değildir. Amerika için önemli olan tek şey, İsrail’dir çünkü İsrail Amerikan hegemonyasının bir parçasıdır. 

Güçlü ve muktedir bir hükümet kurmak için birbirimizle işbirliği yapmalıyız. Çıkarlarımızı gözetip ülkemizin istikrarını korumalı ve ihtilaflarımızı geride bırakmalıyız. 
Bizim tercihlerimize olan inancımız tamdır ve farklılıklarımıza rağmen iç barışımıza, devlet kurumlarına, ulusal birliğe ve deyanışmaya verdiğimiz desteğe son dere bağlıyız. Bu barış, güvenlik ve büyüme düzeyine daha çok önem vereceğiz ve Lübnan’ın pahasına değil, Lübnan’ın yararına bütün arkadaşlarımızı görevlendireceğiz. 

Yaptırımları tekmil ediyolarsa etsinler, zulüm bize yönelik olduğu sürece bu zulümle yüzleşiriz ve kendi durumuzu bizi güçlü ve dayanıklı kılan şeyle idare ederiz. Ama bu zulüm bütün halkımıza yönenilirse o zaman başka bir tutum düşünmek zorunda kalırız...       
 

Çev: Mehmet Gönül
Welayet News



Yeni yorum ekle