Amerika, Donald Trump’ın başkanlık döneminde açık bir şekilde İran İslam Cumhuriyeti düzenini zayıflatmak ve devirmek siyasetini izlemektedir. Bu doğrultuda Trump Amerika’yı Bercam Nükleer Anlaşmasından çekerek İran aleyhine yeni yaptırımlar uygulamak sureti ile İran’da huzursuzluk yaratmak ve yoksulluğun arttırılması hedefi ile aslında yeni bir ekonomik savaş başlattı.

Welayet News - Bunların yanı sıra Trump hükümeti Amerika’nın 2017 Ulusal Güvenlik Stratejik Belgesi çerçevesinde İran’ı dizginlemek ve Ortadoğu’daki siyasetlerini ve girişimlerini değiştirmeye zorlamak hedefi ile bölgesel koalisyonlar oluşturmaya başladı.

Aynı zamanda Trump hükümeti İran aleyhindeki psikolojik ve propaganda savaşını da şiddetlendirdi. Bu doğrultuda Amerikan yetkililer her fırsatta İran aleyhinde yeni ithamlar ortaya atmaktadır.

Bunun bir örneği de Amerika Başkan Yardımcısı Mike Pence’in tekrar tekrar ortaya attığı ithamlardır. Bu Amerikan makamı İran’ı nükleer silah yapmaya yönelik çaba göstermek ve terörizmi desteklemek ile itham ederek Washington’un İran karşıtı girişimleri ve uygulamalarının devam edeceğini bildirdi.

Mike Pence İran’ı yeni bir Holocaust yaratmak ile itham edip Washington’un İran karşısında geri adım atmayacağını bildirdi.

Amerika’nın Maryland eyaletinde gerçekleşen “ Muhafazakarların Siyasi Hareketi” Konferansında konuşan Mike Pence, Amerika Başkanı Donald Trump’ın İran ile yapılan Bercam Nükleer Anlaşmasından çekilme kararını överek bu anlaşmayı “ facia” olarak niteledi.

Pence bu alanda şöyle bir iddiada bulundu:” Başkan Trump dünya arenasındaki liderlik gücüne dayanarak Ortadoğu’daki istikrar ve barışın en büyük tehdidine karşı çıkıp Amerika’yı İran ile yapılan bu facia nükleer anlaşmadan çekti. “

Amerika Başkan Yardımcısı Mike Pence’in iddiasına karşı Bercam Nükleer Anlaşması İran ve 5+1 Grubu ülkeleri arasında uzun ve karışık müzakereler sonucunda elde edilen bir anlaşmadır.

Amerika’nın Bercam Nükleer Anlaşmasından çekilmesinin ardından 4+1 Grubu adı altında bir araya gelen 5+1 Grubunun diğer üyeleri ise bu uluslararası anlaşma hususunda Washington’un tam zıddı bir görüşe sahiplerdi.

Rusya, Çin ve Almanya, Fransa ve Britanya’dan oluşan Avrupa Troykası, İran’ın Bercam Nükleer Anlaşmasındaki maddelere uymadığını iddia edip bu anlaşmayı İran’ın nükleer faaliyetlerini kontrol edilmesi için yetersiz ve etkisiz bir anlaşma olarak bilen  Amerika’nın aksine İran’ın bu uluslararası anlaşmadaki tüm maddeleri yerine getirdiğini ve hatta bu anlaşmanın bölgesel ve uluslararası düzeyde de çatışmalar ve gerginlikleri önlediği sürecinde başarılı ve etkin olduğunu düşünüyorlar.

İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif Cuma günü yaptığı açıklamada uluslararası bir anlaşma olan Bercam Nükleer Anlaşmasını savunarak “ Bu anlaşma 10 yıl karşılaşma ve müzakerenin sonucudur.” dedi. Zarif Donald Trump’a hitaben de “ Bu anlaşmadan daha iyi bir anlaşma sağlayamazsınız. “ hatırlatmasında bulundu.

Böylece her daim Bercam Nükleer Anlaşmasının feshedilmesi ve İran aleyhindeki baskıların artması doğrultusundaki Amerika’nın isteklerinin aksine ve Washington’un tek taraflı siyasetlerine rağmen diğer küresel güçler ve hatta Washington’un Avrupalı ortakları bile bu uluslararası anlaşmanın korumasını istiyorlar.

Amerika Başkan Yardımcısının diğer iddiası da İran’ın yeni bir Holocaust yaratma doğrultusundaki çabalarıdır.

Pence bu alanda şöyle diyor:” İran açık açık yeni bir Holocaust’tan yana olup bunu gerçekleştirmek yolunu aramaktadır.”

Sanki Amerikalılar Batılılar yani Hitler Almanyasının Holocaust’u ikinci dünya savaşında gerçekleşmesinden sorumlu olduğunu unutmuşlardır.

İşte Batılılar İkinci Dünya Savaşının ardından Holocaust bahanesi ile binlerce Yahudi’yi Filistin’e gönderip çakma siyonist rejimin kurulmasına zemin oluşturarak Siyonist Rejimin Filistinlilere ve komşu ülkelere karşı vahşi girişimlerinde bulunmasına yol açtılar. Bu yıkıcı süreç ise 70 yıl boyunca devam etmiştir.

İran ise hiçbir zaman Yahudilere karşı düşmanlık gütmemiştir. Tam tersi Yahudiler İran’ın parlamentosunda bile temsilcileri olup tüm haklara sahiplerdir.

Ancak İran İslam Cumhuriyeti Siyonizm’e en sert şekilde karşı çıkıp zalim Siyonist Rejimin Filistinlilere ve bölge ülkelerine karşı zalimane girişimlerine vurgu yapıp Filistin meselesinin çözümü için Filistin topraklarının asıl halkı arasında referandum düzenlenerek Filistin’in geleceğinin belirlenmesini önermektedir.