Kürtler ile Şam anlaşabilir mi?
Şam–Kürt anlaşması sadece ABD’nin değil “Kürtlerin kontrol altına alınacağı sonucunu doğuracağı için” Ankara’nın da Suriye sahasındaki argümanlarını ve varlık sebebini büyük ölçüde ortadan kaldırır.
Welayet News - 11 maddelik bir liste basında Kürtlerin talepleriymiş gibi sunuldu. Oysa Şarkülavsat gazetesinde yer alan iki haber habere göre bu listenin bir kısmı Kürtlerin, bir kısmı Şam’ın taleplerini içeriyor.
Listedeki maddeler gazete tarafından şu şekilde sıralanmış:
– Suriye uluslararası sınırları ile tarif edilen tek devlettir. Devlet merkezidir ve başkenti Şam’dır.
– Seçilmiş başkan yani Beşşar El Esad tüm Suriyelilerin cumhurbaşkanıdır.
– Doğal zenginlikler ulusaldır ve tüm Suriyelilere aittir.
– Anayasada kabul edilen genel politika tanınır, buna dış politika ve Şam’da alınan kararlar da dahildir.
– Devletin tek bayrağı tanınır ve bu bayrak BM’de bulunan Suriye Arap Cumhuriyeti’nin bayrağıdır.
– Kürt tarafı ülkenin tek ordusunu kabul eder. (SDG’nin ulusal ordu içinde yer alması konusunda pazarlıklar sürüyor)
– Anayasa ıslah edilerek olağanüstü hal kaldırılır ve herkesin onaylayacağı, siyasi partiler yasası ve bağımsız yargıyı getiren anayasa değişikliği yapılır.
– Şam idari özerkliği kabul eder.
– Kürtler ile ilgili ayrımcı bütün uygulamalar sona erdirilir.
– Kürtler Suriye halkları arasında resmi unsur olarak kabul edilir.
– Kürt bölgesi de dahil her bölge için mali bütçe düzenlenir.
Habere göre YPG Komutanı Sipan Hemo geçtiğimiz aralık ayının sonlarında Rus üssü Hmeymim’e giderek Rus komutanların bulunduğu toplantıda Suriye Ulusal Güvenlik birimi başkanı Ali Memluk, Savunma Bakanı Ali Eyyub ve askeri istihbaratın başkanı ile buluştu ve ardından 29 Aralık’ta da Moskova’yı ziyaret ederek Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Genelkurmay Başkanı Valeri Gerasimov ve Operasyon Odası Başkanı Sergey Rotzkoy ile buluştu.
Şarkulavsat’a bilgi veren Kürt yetkiliye göre 11 maddelik listede yer alan maddelerin altısı Şam’ın kalan beşi de Kürt tarafının istekleri. Bazı maddelerin üzerinde durmak lazım:
İlk madde uluslararası (olarak tanınmış) sınırları ile tek devlettir ifadesi Şam’ın “bölünme” endişesini gidermeye yönelik. İkinci madde ise seçilmiş başkan olan Esad’ın tüm Suriyelilerin başkanı olduğunun kabul edilmesine yönelik. Esad 2014 seçimlerinde seçilmişti. Bu kabul, birçok ülkenin meşru görmediği bu seçimleri Kürtlerin meşru kabul ettiği anlamına geliyor. Diğer yandan Kürtlerin Esad ya da seçilmiş olan bir başkası ile sorununun olmadığı/olmayacağı ifade edilmiş oluyor ki Suriye’de bugüne kadar devam eden savaşın dahili ve harici taraflarının üzerinde anlaşamadığı en önemli noktalardan biri buydu. Kürtlerin Esad’ı cumhurbaşkanı olarak kabul etmeleri, devrim değil ıslah isteyen iç siyasi muhaliflerin dışında bir ilk.
Üçüncü madde “doğal zenginliklerin” ulusal ve tüm Suriyelilere ait olmasını öngören madde. Suriye’nin savaş öncesi yaklaşık 4 milyar dolarlık yıllık petrol geliri vardı ve petrol kaynaklarının hemen hepsi şu anda Kürtlerin hakim olduğu bölgelerde kalıyor. Yeraltı servetlerinin “herkesin malı olduğu” vurgusu Kuzey Irak örneğinin düşünülmediğini gösteriyor. Dikkat edilirse yeraltı zenginlikleri denilmiyor, doğal zenginlikler deniliyor. Çünkü Kürtlerin hakim olduğu bölge Şam için hayati yerüstü zenginliğini de barındırıyor. Hububat bunların başında geliyor. Yani Şam stratejik bazı ürünlerini bu bölgeden sağlıyor.
Anayasada tanımlanan genel politika ve dış politikanın tanınması da belirleyici maddelerden. Şam’ın Baba Esad döneminden bu yana sürdürdüğü dış politika belli. Örneğin şimdilerde ABD ile işbirliği yapan Kürtler açısından uygulanması çok da kolay olmayan bir dış politikası var Suriye’nin.
Devletin bayrağının halihazırda BM’ce de kabul edilen bayrak olması “özerklik” tanımlamasının yapılması konusunda bir hayli sorun çıkacağını gösteriyor.
İdari özerkliğin tanınması isteği/şartı en önemli madde. Suriye gibi “Arap milliyetçiliğinin kalbi” sayılan bir ülke özerkliği, Kürtlerin asli unsur sayılmasını ve iki bayrağı kabul edebilecek mi? Şam’ın önünde duran en zor madde bu olsa gerek. Şam özerklikten değil adem-i merkeziyetçilikten yana ancak bu Kürtler tarafından yeterli görülmüyor. Anlaşmazlık olursa zaten muhtemelen bu madde nedeniyle olur.
“Kürtlerle ile ilgili ayrımcılığın bitirilmesi, orduya katılım” gibi maddeler için bir şekilde bir formül bulunabilir ancak özerklik, bayrak ve doğal zenginliklerin paylaşımı konuları çetin bir sürecin yaşanacağına işaret ediyor.
Anlaşmanın ya da anlaşamamanın elbette sahaya ve bölgeye ve ilgili aktörlere doğrudan etkileri olacaktır.
ABD Kürtlerin kendi iradeleri ile imza atacakları bir anlaşmaya razı olabilir ve ne şekilde olursa olsun bir anlaşmayı Kürtlerin kazanımı olarak görebilir.
Türkiye için ise tam tersi bir durum söz konusu. Bu maddelerin bir kısmının kabul edilmesi ihtimali bile Ankara’yı endişelendiriyor.
Şam–Kürt anlaşması sadece ABD’nin değil “Kürtlerin kontrol altına alınacağı sonucunu doğuracağı için” Ankara’nın da Suriye sahasındaki argümanlarını ve varlık sebebini büyük ölçüde ortadan kaldırır.
Diğer yandan Kürt meselesini çözmüş bir Suriye otoritesi doğal olarak kendi toprakları olan İdlib ve ÖSO-TSK hakimiyetindeki diğer bölgelere yönelecektir.
Musa Özuğurlu – Gazete Duvar
Yeni yorum ekle