Seyyid Hasan Nasrallah'ın sessizliği İsraillileri çok rahatsız etti ve onu tahrik etmek amacıyla tüm araç ve yöntemlerle planlarını uyguladılar, ancak başarısız oldular. 

Welayet News - Siyonist Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü'nün 2018-2019 Stratejik İncelemesinde, İsrail’in 2019’da karşılaştığı en ciddi tehdidin İran, Hizbullah ve Suriye’nin de dahil olduğu kuzey cephesinde (ilk Kuzey Savaşı) tam teşekküllü bir savaş olduğunu tahmin ediyor. Böyle bir çatışma muhtemelen güney cephesine kadar uzatılacak ve İsrail kendisini Gazze Şeridi'ndeki gruplar karşısında görecek. 

Bu senaryonun yürütülmesinden anlaşıldığı kadarıyla, Siyonistler direniş ekseninden ve askeri kabiliyetten korkuyorlar. Bu nedenle, Lübnan Hizbullah’ı Genel Sekreteri’nin fiziki durumuna ilişkin yeni bir söylenti ve psikolojik savaş yaratarak direniş ekseninin moralini baltalamaya çalışıyorlar. 

Geçen hafta, Arapça ve İbranice yayın yapan medya, Seyyid Hasan Nasrallah'ın kalp krizi geçirdiğini ve yoğun bakım ünitesine alındığına dair bir söylenti yaydılar. Söylentiyi yayınlayan ilk kişi, Fars Körfezi’ndeki Arap devletleriyle ve Avrupa’yla bazı durumlarda çok güçlü bağları olan ve bazıları onu Siyonist rejimin istihbarat servislerine yakın bulduğu Jerry Maher adlı bir gazeteciydi. 

Söylenti bölgedeki hemen hemen tüm medyada yer aldı ve her biri yeni bir söylenti daha eklendi. 

Peki neden Hizbullah Genel Sekreteri'nin fiziksel durumuna ilişkin bir söylenti ?

Birincisi; Daha önce Siyonist rejim övünmesinin doruğundayken, Lübnan Hizbullah’ı video mesajı yayınlayarak, Lübnan'a yönelik herhangi bir saldırıyı yönelik uyarıda bulundu. “Eğer küstahlık ederseniz, pişman olursunuz” başlığıyla yayınlanan video mesajı İbranice alt yazıyla yayınladı. Hizbullah’ın genel sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah’ın konuşmalarının bir kısmının yer aldığı video mesajında, Siyonistleri Lübnan’a yönelik herhangi bir saldırıya girişmemesi konusunda uyarıda bulundu. Seyyid Hasan Nasrallah, bu açıklamada Lübnan'a yapılan herhangi bir Siyonist saldırının Hizbullah tarafından kararlı bir şekilde cevap verileceğini vurguluyor. Seyyid Hasan Nasrallah; "Lübnan’a yönelik herhangi bir saldırıya, hava saldırısına ve bombalanmasına kesinlikle cevap vereceğiz" dedi. 

Lübnan İslami Direniş’inin bu adımı, Siyonistler arasında korku ve dehşete neden oldu. Bununla birlikte, anketlere göre Siyonistlerin yüzde 80'i Nasrallah'ın konuşmalarına inanırken, kendi yetkililerinin sözlerine itibar etmiyorlar. 

Siyonist bir uzman olan Avdid Bin Ammi’nin dediği gibi: “İsrail’in karşılaştığı sorun, Nasrallah’ın daha önceden dürüst ve sadık olduğunu, yalan söylemediğini ispatlamasıdır. Nasrallah tehditleriyle caydırmaya devam ediyor. "

İkincisi, Netanyahu ve eşinin yolsuzluk soruşturması kapsamında rüşvet aldıklarını suçlamaları, İsrail’in iki günlük savaşta yenilgileri ve Knesset’in 9 Nisan 2019 seçimlerinin arifesinde ABD askerlerinin Suriye’den çekilmesi, Likud partisini sona erdirecek kötü koşullara sahipler.

Netanyahu, Lübnan Hizbullahı'nı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne şikayet etti ancak bir sonuç elde edemedi, hatta Birleşmiş Milletler Konseyi, Hizbullah ve genel sekreterini kınayacak bir bildiri bile yayınlamadı, çünkü Netanyahu tarafından verilen tüm kanıt, belge ve deliller, Birleşmiş Milletler Gözlem Gücü'nden uzmanlar tarafından sınırın diğer tarafında reddedildi.

Üçüncüsü, Siyonist ordunun 300. Biriminin Komutanı Vai Livi kısa bir süre önce şunları söyledi: "Lübnan Hizbullah’ı Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah'ın karakteri ve askeri deneyimleri onu önemli bir kişi haline getirdi, böylece onu hedef almak, en yüksek seviyedeki komutandan en küçük askere kadar tüm partisine zarar verir ve sonuç olarak düşmanın savaş ruhu zarar görür.”

Livi, Siyonist rejim ordusuna bağlı olan bir derginin ilk sayfasında yayınlanan bir makalesinde Seyyid Hasan Nasrallah'ın suikast planını yazdı: "Benzer bir kararı benimsemeli miyiz ve düşman grupların liderlerini mi öldürmeliyiz, örneğin Seyyid Hasan Nasrallah'ı? Cevap basit değil, ama düşmanın moraline zarar vermeyi, ekipmana zarar vererek araştırmalıyız. Planı zorla değil aldatma yoluyla kullanmalıyız."

Dördüncüsü, Seyyid Hasan Nasrallah'ın sessizliği İsraillileri çok rahatsız etti ve kendi planlarını hayata geçirmek için tüm yol ve yöntemlerle Nasrallah'ı tahrik etmenin peşindeler, ancak başarısız oldular.

Siyonist rejim İstihbarat Bakanı Yisrael Katz, Seyyid Hasan Nasrallah'ın sessizliğinin, Hizbullah işgal tünellerinin Siyonist rejim tarafından  imhası konusundaki şokunun bir göstergesi olduğunu iddia etti. Aslında Siyonistler şiddetle Seyyid Hasan Nasrallah’ın tutumunu öğrenmek için çabalıyorlar, ama Nasrallah sessiz kalarak onlara, sadece askeri alandaki savaşın oyun ve çatışma kurallarını belirlediğini değil, medya ve psikolojik savaşta da oyun ve çatışma kurallarını kendisinin belirlediği bu önemli mesajı onlara verdi.