Washington ve Ankara Suriye ile Irak Sınırlarını Yeniden Çizmeye mi Çalışıyor?

Pt, 18/01/2016 - 23:30

“Eğer durum bir biçimde değişirse, Doğu Suriye’de (Haseke ve Deyrizor’da) deklare edilmiş veya edilmemiş bir selefi prenslik kurma ihtimali mevcut. Muhalefeti destekleyen güçlerin (Batı, Körfez ülkeleri ve Türkiye’nin) tam da istedikleri bu. Bu güçlerin amacı Şii yayılmacılığına ait stratejik derinlik kapsamında görülen Suriye rejimini tecrit etmek.”

Welayet News - Ne denli akla havsalaya sığmazmış gibi görünürse görünsün şunu söylemek lazım: Washington Suriye içinde sözde “ılımlı isyancıların eğitilmesini amaçlayan üçüncü Amerikan askerî programını yürürlüğe sokmak üzere. ABD’li yetkililer hâlihazırda Ankara’nın bu programı yeniden başlatma isteği üzerine kafa yoruyor.

“Asıl sorun Türkiye’nin sınırının güvenliğini sağlamak için hiçbir çaba ortaya koymamış olması, bu sınır tümüyle kevgire dönmüş durumda ve teröristlerin Türkiye’ye giriş-çıkışlarına izin veriliyor, üstelik bu, 2011’den beri devam eden bir süreç. Dolayısıyla söz konusu yeni politika en kötü hâliyle Suriye içindeki Sünni savaşçıların eğitilmesini amaçlıyor. Burada güvenli bölge oluşturulması umut ediliyor. Tüm bu çabalar Türkiye şahsında statükoyu pekiştiriyor. Mevcut tavırlarını değiştirmesine gerek. Bu yüzden sorunlar olduğu gibi devam ediyor.”Bu ifade RT’ye mülâkat veren ABD’li araştırmacı gazeteci ve jeopolitika analisti Patrick Henningsen’e ait.

Amerikalı avukat ve diplomat John R. Bolton’ın sözlerini aktaran bu analist  Ankara ile Washington’ın Suriye ve Irak’ın işgal altındaki toprakları üzerinde bir tür “Sünnistan” kurmaya çalıştığını söylüyor.

“[…] IŞİD’in mağlup edilmesi Suriye’de Esad’ın, Irak’ta da İran’ın kuklalarının iktidarı yeniden ele geçirmesi demek. Böylesi bir sonuç ne makul ne de istenilir bir sonuç. I. Dünya Savaşı sonrasına ait haritayı yeniden çizmeye çalışmak yerine Washington’ın yeni jeopolitikayı kabul etmesi gerek. Kuzey Suriye ve Batı Irak’ta IŞİD’e karşı çıkartılabilecek en iyi alternatif yeni, bağımsız bir Sünni devleti kurmak.” Bolton Kasım ayında The New York Times’da yayınlanan yazısında bunları söylüyor.

Diplomatın değerlendirmesine göre bu “Sünnistan” hem petrol üreticisi hem de Esad ile İran’ın müttefiki Şii Bağdat’a karşı NATO’nun kalesi olabilir.

 “Bugünlerde Washington’da herkesin kısık sesle söylediği şey bu: yeni bir ‘Sünnistan’. Bu, Suriye halkı için oluşturulmuş bir güvenli bölge olmayacak; teröristler için güvenli bölge olacak.” Henningsen’in üzerinde durduğu husus bu. 

Suriye’de “isyancı savaşçılar” için “güvenli bölgeler” kurma fikrini aynı zamanda 30 Temmuz 2015 tarihinde Washington merkezli düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü de dillendirmişti.

“Buradaki fikir Suriye içerisinde sağlıklı güvenli bölgeler kurma konusunda ılımlı unsurlara yardım etmek üzerine kurulu. […] Bu sığınakların oluşturulması Esad ya da IŞİD’in yönetme ihtimali ile bir daha yüzleşmesi mümkün olmayacak özerk bölgeler yaratılmasını sağlayabilir. Bunlar ayrıca insanî yardımların sağlandığı, okulların yeniden açıldığı, muhalefete ait büyük savaşçı güçler için insan kazanıldığı, bu insanların eğitildiği ve üslendiği alanlar olabilir.” “Suriye’nin Yapısökümü: Amerika’nın En Ümitsiz Savaşı İçin Yeni Bir Strateji” isimli makalesinde Brookings savunma araştırmaları uzmanı Michael E. O’Hanlon bunları söylüyor. 

Bangkok’ta yaşayan jeopolitika analisti Tony Cartalucci ise “uçuşa yasak bölge”nin Ankara’nın talebi olduğuna işaret ediyor ve Pentagon’un “güvenli” ya da “tampon” bölgeler projesinin de bir ve aynı amacı, Suriye ile Irak’ın parçalanmasını amaçladığı üzerinde duruyor. 

Görünen o ki “Sünnistan” kavramı kökünü ABD Savunma İstihbaratı Teşkilatı’nın 2012 tarihli raporundan alıyor. Bu belgenin de gösterdiği üzere, IŞİD denilen, bugün kontrol edilmesi mümkün olmayan terörist grubun ortaya çıkmasından iki yıl önceWashington, Ankara ve Körfez’deki müttefikleri İran’ın ve Irak’taki Şiilerin “yayılması”na mani olmak, Esad’ı “tecrit” etmek için Suriye’de bir “Selefî prenslik” kurma amacını gütmüş.

“Eğer durum bir biçimde değişirse, Doğu Suriye’de (Haseke ve Deyrizor’da) deklare edilmiş veya edilmemiş bir selefi prenslik kurma ihtimali mevcut. Muhalefeti destekleyen güçlerin (Batı, Körfez ülkeleri ve Türkiye’nin) tam da istedikleri bu. Bu güçlerin amacı Şii yayılmacılığına ait stratejik derinlik kapsamında görülen Suriye rejimini tecrit etmek.” Rapor bunları söylüyor.

Aralık 2015 ortasında ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Washington’ın Suriye’de rejim değişikliği peşinde olmadığına dair sinyaller verip durdu. 

“ABD hükümetinin duruşunda bir yumuşama söz konusu değil. Şimdi tek yaptığı yeniden bir grup oluşturmak.” Henningsen’in kanaati bu yönde.

“Bu sebeple Suriye’yi parçalamaya çalışıyorlar, Kuzey Irak’ın bir parçasında bir tür kanton kuracaklar, elbette bu da tümüyle ilgili güçlere tabi bir süreç. Bu güçler I. Dünya Savaşı sonrası harita çizme çabalarını yerin dibine sokuyorlar ama bir yandan da bir sonraki kuşak için yeni kazançlar elde etme noktasında haritaların yeniden çizilme sürecine dâhil oluyorlar.” ABD’li siyaset analistinin ifadesi bu yönde.

 

Sputnik



Yeni yorum ekle