Kaşıkçı’nın kırkıncı gününde katilin ellerine atılan öpücük
Sonunda Trump, Kaşıkçı’nın feci bir şekilde katledilişinin kırkıncı günü arefesinde ve elbette öngörüldüğü gibi, Bin Selman’a ‘ellerin dert görmesin’ diyerek Kaçıkçı’nın dosyasını rafa kaldırdı.
Welayet News - Tacir meslek bir devlet başkanı olarak Donald Trump’ın davranış biçimi, Kaşıkçı cinayetinin basına yansıdığı andan itibaren, cinayetin Bin Selman’a uzanmasını görmeye asla meyilli olmadığını gösteriyordu. Bu doğrultuda, maceranın ilk günlerinde çift yönlü ve ihtiyatlı bir tutum almaya çalıştı ve mesele ciddiye bindikten sonra da kontrol dışı bir grubun Kaşıkçı cinayetine dehaleti meselesini gündeme getirerek, genç veliahda yönelik destediği konusunda Bin Selaman’ın gönlünü teskin etti.
Gerçek katilin bulunması amacıyla dosyanın ciddiyetle takip edildiğini ifade etmenin yanı sıra buna eşzamanlı olarak meseleyi zaman aşımına uğratma politikası Trump tarafından izlenirken diğer yandan ise, bir yazarın katledilmesi meselesinin Amerika’nın Suudi adında “bol sütlü bir inek”in nimetlerinden, sağladığı hizmetlerden, hele özellikle de tek başına hem Selmani rejimini düşürebilecek hem de Amerika’ya ömür boyu bağlı kılabilecek Kaşıkçı cinayetini doğrudan emrini verip tertipleme gibi güçlü bir kartın eline geçtiği şartlarda, bu nimetlerden kendisini mahrum edecek kadar önemli olmadığını açıkça dile getiriyordu.
Trump, Kaşıkçı’nın katilini ortaya çıkarmaya dair mübalağalı açıklamasından sonra, dün bir bildiri yoluyla, Bin Selman’ın önceden cinayetten haberdar olmuş olabileceğini söylemekle yetindi. Trump bu ikili tutumla, bir yandan ülkesinin istihbarat ve güvenlik teşkilatı CIA’in itibarının zedelenmesinin önünü almaya çalışırken diğer yandan Suudi Arabistan’ın Amerika’ya olan itaatinin geleceğini çifte garantiye aldı.
O, tam bir çapkınlıkla, Kaşıkçı cinayetinden hebardar olmakla cinayetin emrini vermek arasındaki ilişkinin üzerini örterken diğer yandan da Arabistan’la silah ticaretinin önemini vugulayıp kendini sadece Amerika ekonomisini ve ülkesinin güvenlik meselelerini düşünen bir kimse olarak tanıtarak, bir taraftan Bin Selman’ın cezalandırılmasını arasıra vurgulayan Amerikan Kongeresindeki senatörlerin ve diğer taraftan bu dosyanın neticesine karşı hassas olan dünya kamuoyunun yanıtını aynı anda vermiş oldu.
Trump, yayınladığı bildiride Kaşıkçı dosyasının korkuç olduğunu ve kendilerinin bu hususta delil karartıp bir şeyin üzerini örmediklerini vurguluyor ama gerçekte meselenin özerini kapatmak için elinden gelini esirgemedi, neden? Cevap gayet açık ve birkaç basit önermede ifade edilebilir. Birincisi, meselenin Trump tarafından üzerinin örtülmesi Suudi Arabistan’la tek yönlü ticaretin –ki bu ticaretin sadece bir maddesi yılda 450 milyardır – sürdürülmesi amacıyla gerçekleşti; ikincisi, Filistin hususundaki “yüzyıl anlaşması”nın nihaileşmesi hedefiyle meselenin üzeri kapatıldı, bu anlaşmanın son oturunları tam da bu günlerde Amerika’da Pompeo, Kushner, Greenblatt ve Friedman’in katılımı ile yapılmaktadır. Trump, bildirisinde Amerika ve İsrail’in çıkarları için Riyad’ı desteklediğini açıkça ifade etti. Üçücü hedef olarak, Trump dosyanın üzerini örttü çünkü, katil Bin Selman’ın petrol piyasının tanzimi konusunda ona yardım etmesi ve belki de Kaşıkçı’yı katlettiği gibi “OPEC’in katli”nde de Amerika’nın yardımcılığını üstlenmesi beklenilmektedir.
Kaşıkçı’nın katli üzerinde yapılan anlaşma her ne kadar daha çok ve tek taraflı olarak Amerika’nın çıkarına tamamlanmış olsa da ancak Suudi Arabistan da bu anlaşmadan nasipsiz kalmadı. Öyle gönüyor ki bu anlaşma neticesinde, dört yıllık süren Yemen batlağından onurlu bir şekilde çıkması, krallığın Selman’dan veliahde geçiş sürecinin pürüzsüz şekilde gerçekleşmesi ve Bin Selman adında bir diktatörün krallık koltuğuna talip rakipleri ve sert muhalifleri karşında iktidarının daha da pekiştirilmesi konusunda Suudi rejimine yardım edilecektir.
Son nokta ise, Kaşıkçı cinayetinde Bin Selman’ın rolünün üzerini muhtemelen örtme karşılığında Amerika, Arabistan ve Türkiye arasında bir anlaşmanın yapılmış olma ihtimalidir. Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeninin iki gün önce, Bin Selman’ın Kaşıkçı cinayetine dehaletini ortaya koyan bir ses kaydının varlığından söz edip bugün veya bu hafta içinde bu ses kaydının yayınlanacağını söylemesi ve buna karşı, Türkiye Savunma Bakanının dünkü açıklamasında ses kaydının yayımlanmayacağını belirtmesini de Çavuşoğlu’nun dünkü Amerika ziyareti bağlamında ele almak ve anlaşmanın olası sonuçlarını, Kuzey Suriye gelişmeleri veya FETÖ dosyası vs. gibi konuları önümüzdeki günlerde takip ederek izlemek gerekir.
Alalam.ir / Ebu Rıza Salih
Welayet News / Çev: Mehmet Gönül
Yeni yorum ekle