Welayet News - Rey El-Yevm gazetesi editörü Abdulbari Atvan köşe yazısında, IŞİD terör örgütünden sonra bazı konuların Irak’ın geleceği açısından endişe verici olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: Musul’da IŞİD terör örgütüne karşı savaş sona erdi ancak mevcut bazı durumlar dikkate alındığında kim bilir belki de Musul’da daha zor ve daha uzun savaşlar yaşanabilir.
Musul’da sorunlar devam ediyor
Hükumetin daha iyi hizmet ulaştırma, Musul’u yeniden yapılandırma ve onarma konusundaki zayıflığı gibi sorunlar ülkede endişe yaratmaktadır özellikle de Musul’un tamamen kurtarılmasının üzerinden 6 ay geçmesine rağmen bölgeye hala elektrik verilememesi ve tekrar çalışmaya başlayan işçiler hala maaşların alamaması ve Musul’un meşhur üniversitesi harabeye dönmesi endişeleri artırıyor. IŞİD terör örgütünün ardından Musul’un geleceği ile ilgili endişelerin başlıca nedenleri şunlardır;
Birincisi: Irak’taki tüm güçleri bir araya getiren ve tek vücut yapan şey IŞİD terör örgütüne karşı ortak bir hedef doğrultusunda yapılan savaştı ancak şuan bu sebebin ortadan kalkmasıyla şunu sormak gerekir ki bu koşullarda mevcut koalisyonların akıbeti ne olacak? Acaba Irak bu koalisyon üyelerinin savaşına mı sahne olacak?
Acaba Mesut Barzani Irak’ın parçalanması için ilk oku attı mı?
İkincisi: Kürdistan Bölgesel Yönetim Başkanı Mesut Barzani bölgede Eylül ayında referandum yapılacağını açıkladı ve bu referandumla Kerkük bölgesinin petrol bölgesi olarak yeni devletin bir parçası olmasını hedefliyor.
Tüm bunlar dikkate alındığında akla gelen soru şudur; acaba o Irak’ın parçalanması ve ülkenin kabile ve gruplara göre bölünmesi yolunda ilk oku mu attı? Acaba Irak IŞİD’den sonra ülkedeki Araplar ve Kürtler arasında daha kanlı savaşlara mı sahne olacak?
Üçüncüsü: Irak’ta güçlü tarafın diğer toplumsal ve siyasi tarafları yenmesinde hiçbir sorun yok ancak şunu bekleyip görmek gerekir; yenen taraf nasıl hareket edecek? Acaba intikam amacıyla mı hareket edecek yoksa Amerika’nın hatalarından ders alarak hiçbir cinayet işlemeyecek ve barışçıl, herkesi kucaklayan, birlik amaçlı, toplumsal adalet temelli, Iraklıların milli benliğini kuvvetlendiren ve müzakere odaklı bir tavır mı sergilenecek?
Irak’ın yeniden inşa edilebilmesi için gerekli yüklü miktarda harcama
Dördüncüsü: Sadece Musul’un yeniden yapım masrafı milyarlarca dolardır ve Irak’ın hasar gören tüm bölgelerinin yeniden inşa edilebilmesi için 60 milyar dolara ihtiyaç vardır ancak Irak’ın hazinesi hırsızlık ve fesat bedeniyle boşalmış durumdadır.
Tüm bunlar dikkate alındığında şunu sormak gerekir; gerekli bu miktarlar nasıl temin edilebilir ve bunları karşılayacak olanlar bunu neye karşılık yapacak ve nasıl bir ayrıcalığa sahip olacak?
Beşincisi: Irak’taki yabancı güçlerin akıbeti ne olacak?
Şuan Irak’ta Musul’un IŞİD terör örgütünden kurtarılması operasyonuna Iraklı güçlerle birlikte katılan 6 bin Amerikan, Başika askeri üssünde 2 bin Türk ve diğer ülkelerden binlerce asker bulunuyor.
Bu durumda sorulacak soru şudur: Hedefe ulaşıldıktan sonra bu askerleri Irak’ı terk edecek mi yoksa bu defa Kürdistan devletini savunmak için mi savaşacaklar?
Bir başka soru ise şudur; acaba bu askerler Türk güçlerin Irak’ta bulunmasına karşı mı çıkacak? Ya da bu güçler yeni bir Sünni birlik oluşturmak için işbirliği mi yapacaklar?
Şuan kötü zandan uzak durmak ve Musul’un kurtarılmış olması nedeniyle bayram yapmak gerekir ancak Irak hükumeti ve müttefiklerinin Musul’un kurtarılmasının ardından ne yapılacağına ilişkin net bir planlarının bulunmaması nedeniyle bu beş maddenin endişe verici olduğunu söylemek gerekir.
Her durumda şunu dikkate almak gerekir; IŞİD terör örgütünün Rakka ve Musul’daki varlığının sona ermesi örgütün tamamen bittiği anlamına gelmiyor, bunun olması Irak hükumeti ve müttefiklerinin bu beş madde konusunda nasıl hareket edeceğine bağlıdır.
Öte yandan dikkate değer bir diğer nokta IŞİD terör örgütünün önceliği olan şu üç maddedir:
Birincisi: IŞİD terör örgütünün aşırıcı bir grup olarak yenilgiyi kabul edeceği çok uzak bir ihtimal olarak görünüyor çünkü Amerika’nın Afganistan’daki savaşının sona ermesine rağmen ülkedeki el-Kaide terör örgütünün ana kollarından bir varlığını sürdürmeye devam ediyor.
İkincisi: Bu terör örgütü Musul’daki yenilgisinin intikamını almak için gizli eylemler yapıyor.
Bu seçenek büyük ihtimalle doğrudur ve IŞİD bunu tercih ediyor ve bu yolla kim bilir, belki de Avrupa, Amerika ve Arap müttefikleri IŞİD terör örgütünün gizli kimyasal saldırılarında ilk hedef olur.
Üçüncüsü: Bu savaştan sağ olarak kurtulmuş olan IŞİD liderleri iç savaşın devam ettiği Yemen, Afganistan, Libya, Mısır ve Somali’ye gidecektir ve bunlardan bazıları da Irak ve Suriye’de kalmaya devam edebilir.
IŞİD liderlerinin bahsi geçen bu ülkelere gitmesiyle bu ülkelerde çatışmalar artacaktır öyle ki bunun örneğini Yemen, Afganistan, Filipin’in güneyi, Tayland’ın güneyi ve Avrupa’ya yapılan saldırılarda gördük.
Her ne kadar IŞİD hilafet merkezi olarak adlandırdığı bölgede uzun kalmayı başaramamış olsa da ancak örgütün aşırıcı öğretileri taraftarları ve bunların başında gençler arasında kök salmış durumdadır ve bu nedenle IŞİD terör örgütüne karşı her türlü mücadele için strateji geliştirilmelidir elbette eğer gerçekten böyle bir durum mevcutsa.
Her halükarda Irak’taki gruplar Musul’un kurtarılması nedeniyle kutlama yapmaya devam ediyor çünkü bu kazanım büyük fedekarlıklar ve mücadeleler sonucunda elde edilmiş büyük bir başarıdır.
Bu arada tüm endişelere rağmen ümit ederiz adalet, birlik, beraberlik, dayanışma ve güvenlik temelli ve buna layık bir hükumetle yeni bir Irak’ın şekillenmesine şahit oluruz.
Yeni yorum ekle