"1982 yılından önce Beyrut’u işgal etmekle tehdit ediyorlardı, peki 2006 yılından günümüze dek İsrail’in tek bir gün bile Beyrut’u işgal etme tehdidi savurduğunu duydunuz mu? Çünkü bunun için kara kuvveti gerekir, hava ya da füze gücü değil.”

Welayet News - Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, bu yılki Muharrem-i Hüseyni merasimlerinde gerçekleştirdiği sohbetlerde önemli noktalara değindi. Seyyid Nasrallah, Siyonist rejim hakkında şunları söyledi:

“Bu rejim Direniş Ekseni'nin bugün her zamankinden daha güçlü olduğunu iyi biliyor. İsrailliler bölgedeki projelerinin başarısız oluşu yüzünden çok kızgınlar. İsrailliler Suriye ve Irak hadiselerine büyük ümit bağlamışlardı ama ümitleri suya düştü. İsrailliler bugün Direniş Ekseni'ne yeni ülkelerin dahil olduğunu, hatta geçmişte İsrail karşısındaki safta yer almayan ülkelerin bugün bu savaşa girdiklerini biliyor. İsrail endişeli ve kızgındır, bizim de çok dikkatli olmamız gerekiyor. İsrail bölgede ve özellikle de Lübnan'da savaşa hazırlanıyor ve her savaşın pek çok sonucu olacağını da biliyor.”

Seyyid Hasan Nasrallah şöyle devam etti:

“Düşman zaaf noktalarının tarafımızca anlaşıldığını biliyor ve aynı şekilde bizim kuvvetli yönlerimizi de kavramıştır. Birkaç gün önce İsrail savaş bakanı 1973 Savaşı'nın (İsrail ve Arap ülkeleri arasında 6 gün süren savaş) yıldönümünde konuştu ve Ortadoğu'da iki stratejik dönüşümün gerçekleştiğini şu sözleriyle kaydetti: ‘İlk olarak düşmanlarımız (yani Hizbullah ve Direniş) engel olamayacağımız füzeler edindiler. İkinci olarak da İsrail'in iç cephesi gelecek savaşın asli cephesi halini aldı. 1973 Savaşı'nda İsrailliler oturup kahve içiyor ve haberleri gazeteden okuyorlardı fakat bugün vaziyet değişmiştir.'

Nokta atışı yapan hassas füzelere gelince, buradan ilan ediyorum, onlar da bilsinler. Yapılması gereken şey yapılmıştır. Direniş bugün nokta atışlı ve nokta atışlı olmayan füzelere ve gerekli imkân ve silahlara sahiptir. İsrailliler eğer Lübnan'a bir savaş dayatırlarsa hiçbir zaman ummadıkları bir kaderle yüzleşmek zorunda kalacaklar.

Onlar savaşın kaderini sadece teknolojinin belirlemediğini, insan unsurunun da çok önemli olduğunu iyi biliyorlar. 1982 yılından önce Beyrut'u işgal etmekle tehdit ediyorlardı, peki 2006 yılından günümüze dek İsrail'in tek bir gün bile Beyrut'u işgal etme tehdidi savurduğunu duydunuz mu? Çünkü bunun için kara kuvveti gerekir, hava ya da füze gücü değil.”

medyasafak