Suriye ordusu, Washington'un Suriye'ye müdahale konusunda başarılı olabilmesi için son kavşak olarak görülen İdlib'e askeri teçhizat göndermesiyle birlikte, ABD Başkanı Donald Trump Suriye'ye karşı tehditlerini uygulamaya koymak için hemen Fransa ve İngiltere ile temasa geçti.

Welayet News - Lübnan merkezli al-Sabat internet sitesi Batının Suriye'ye yönelik tehditlerine değinerek verdiği haberine göre; Moskova'daki İsrail büyükelçiliği tarafından yapılan ifşalar İsrail'in de Amerika'nın muhtemel saldırısına katılacağını gösteriyor. Suriye hava savunma sistemi hazır vaziyete geçtiğinde Rusya da Amerika'nın muhtemel saldırısına karşı askeri teçhizatlarını hazırladı. Bunlarla eş zamanlı olarak İran da uygulamaya geçti ve savunma bakanını, Suriye ve müttefiklerinin her türlü saldırıya hazır olduğu mesajını vermesi için Şam'a gönderdi. İran basınında yer alan bilgilere göre, Şam ve Tahran arasında silah anlaşması imzalandı, buna göre İran Şam'ı stratejik füzeler ve "Kevser" savaş uçaklarıyla donatacak.

Suriyeli askeri bir kaynak tarafından yapılan ifşaya göre; Suriye herkesi gafil avlayacak yani Rusya tarafından Suriye'de kurulan S-300 füze savunma sistemiyle Amerika'nın saldırısına karşılık verecek ve hatta Rusya bu sistemin kullanım hakkını Suriye'ye de verebilir. Rus medyasının değerlendirmesine göre; Amerika askeri havaalanlarından Suriye'nin kuzeydoğusundaki şehre füze ile saldırabilir. Rusya Amerika'nın saldırısına karşılık vermek için "gafil avlayan olaylar" kutusu hazırladı. Rus destroyeri de Tarsus'ta ve Hmeymim hava üssündeki uçuşa yasak bölgeleri koruyor ve Lübnan hava sahasını ihlal edecek her türlü füzeyi imha etmek için hazır bekliyor. İdlib'in kurtuluş savaşı Amerika ve NATO'nun savaş gemilerini hazır hale getirmesine neden oldu ve Moskova'yı savaş gemilerini Akdeniz'de konuşlandırmak zorunda bıraktı.

Batılı bir diplomatın Moskova'daki İsrail büyükelçiliğine yakın bir kurum tarafından verilen bilgilere dayanarak yaptığı ifşaya göre; Suriye devlet başkanı Beşar Esad ile Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Hasan Nasrallah arasında yakın zamanda Amerika'nın saldırması durumunda direnişin harekete geçmesini öngören benzersiz bir karara varıldı, elbette bunun telefon görüşmesi yoluyla mı yoksa yüz yüze bir görüşme ile mi gerçekleştiği bilinmiyor. Bu doğrultuda planlanmamış bir askeri olayın yani Tel-Aviv'in ya da Fars Körfezi Arap ülkelerinden birinin başkentinde sarsıntı yaşanması da uzak bir ihtimal değil.