Atvan: Beyrut Havaalanı İsrail’in Hâkimiyetinde Mi?
Arap dünyasının önde gelen yazar ve analistlerinden ve Rey el-Yevm Gazetesi Baş editörü Abdel Bari Atvan, Lübnan hükümetinin Beyrut'taki son gelişmelerdeki tutumunu sert bir dille eleştirerek, Lübnan'ın Siyonist rejimin tehditlerinden etkilendiğini yazdı.
Welayet News - Abdel Bari Atvan, kaleme aldığı son makalesinde Beyrut Havaalanı'ndaki son gelişmelere değindi ve Lübnan hükümetinin İran uçaklarının inişini engellemesinin Siyonist rejime teslim olmakla aynı doğrultuda olduğunu ifade ederek, alaycı ve imalı bir üslupla şunları yazdı: ‘İsrail hükümetinin Arapça konuşan sözcüsü Avichay Adraee'nin, Beyrut Uluslararası Havalimanı'nın şu anki yöneticisi olduğunu bilmiyorduk. Zira Lübnan Çalışma ve Ulaştırma Bakanlığı, onun iki İran uçağının inişinin engellenmesi yönündeki uyarılarına derhal olumlu yanıt verdi.
Bu, Lübnan hükümetinin utanç verici ilk davranışı değil. Lübnanlı yetkililer yaklaşık 42 gün önce de yolcularının çoğu Lübnanlı olan bir İran uçağında tam anlamıyla kışkırtıcı bir arama gerçekleştirdi. Bu olay da Siyonist rejimin benzer tehditlerinden sonra gerçekleşti.
Lübnanlıların bu benzeri görülmemiş hamleye karşı protesto ve yürüyüşler düzenlemesini doğal ve gerekli bir tepkidir. Şiddeti ve yol kapatmayı tasvip etmesek de bu tepkiler Lübnan hükümetinin gerçekleştirdiği utanç verici provokasyonlarla orantılı bir tepkidir.’
Abdel Bari Atvan, şiddet çağrısı yapanları ve UNIFIL araçlarına yönelik saldırıdan sorumlu olanları (Hizbullah bu olaylarla bağlantısı olmadığı açıkladı) tutuklamanın Lübnan hükümetinin hakkı olduğunu söyleyerek, Lübnan hükümetine ve uluslararası güçlerin komutanlarına şu soruyu yöneltti: “Siyonist rejim, Güney Lübnan'daki UNIFIL güçlerine ait bir mevziye saldırdığında, üç askerini öldürüp onlarcasını yaraladığında, neden onlardan hiçbir tepki gelmedi?
Bir diğer soru da şu: Lübnan hükümeti ve UNIFIL güçleri, İsrail savaş uçaklarının Cumartesi günü Bint Cubeyl'deki Aynata bölgesine füze saldırısı düzenlemesine, evlerin ateşe verilmesine ve çok sayıda kişinin ölümüne yol açmasına rağmen, iki ay içinde 1.500'den fazla ateşkes kararı ihlaline neden tepki göstermedi?
Bir diğer soru da şu: Lübnan ordusu ve uluslararası güçler, ateşkese rağmen Lübnan ve başkent hava sahasında yoğun uçuş gerçekleştiren ve ses hızını aşan İsrail’in insansız hava araçlarına ve uçaklarına neden tepki göstermiyor?
İran'ın Güney Lübnan'daki savaş mültecilerine yardım göndermesinin neden suç olduğunu bilmiyoruz. Bu yardımları engelleyen Lübnan Hükümeti, mültecilerin açlıklarını giderecek ve asgari geçim ihtiyaçlarını karşılayacak bir yardımda bulundu mu?
Lübnan halkı için timsah gözyaşları döken ABD, Fransa ve diğer Batılı ülkeler ile yeni Lübnan hükümeti kurulması konusunda ısrarcı olan diğer Arap ülkeleri bu konuda ne yaptılar?
Bu provokasyonlara ve Siyonist rejimin 18 Şubat'ta olası bir geri çekilme gerçekleştirmesi gerekirken, Güney Lübnan'daki beş stratejik noktada kalmakta ısrar ederek sergilediği küstahlığa rağmen yeni Lübnan hükümetinin Fransa, Amerika ve Siyonist rejime teslim olması, kesinlikle Hizbullah önderliğindeki İslami direnişin ıpkı 2000 yılında ve 2006 Temmuz savaşında olduğu gibi, Lübnan'ın toprak bütünlüğünü korumak, Siyonist rejimin bu bölgedeki küstahlığına son vermek ve sınır şeridini kurtarmak için harekete geçmesine yol açacaktır.
Yeni yorum ekle