Düşüşünden 21 Gün Sonra İşgal Edilmiş Suriye!

Pt, 30/12/2024 - 22:47

Şam'ın düşmesinden sonraki bu 21 günün özeti, teröristlerin Suriye'yi yıkmak ve terörü yaymakla meşgul olmasıdır. Amerika, Siyonist rejim ve Türkiye hâlâ bölgeye sızıyor ve işgale devam ediyor ve teröristlerin lideri, İran'ı Suriye'ye müdahalede bulunmakla suçluyor ve seçimlerle ilgili olarak “Belki 4 yıl sonra” diyor. Suikastlar ve patlamalarda zaten kendi yerinde.

Welayet News  - Dünyanın herhangi bir yerinde hatta kötü bir hükümet devrilse ve bir avuç kiralık terörist bir milletin yaşamını ve ölümünü ele geçirse, sonuç çok açıktır. Suriye ordusunun ihaneti ve 8 Aralık’ta Şam'ın 11 günde düşmesi sonucunda Suriye sadece yıkım ve kaos yoluna girmiştir! Ancak teröristlerin bu süre zarfında neler yaptığını anlamak için en sıcak haberlere bakmakta fayda var: Merkezi Londra'da bulunan sözde Suriye İnsan Hakları Merkezi, geçtiğimiz cumartesi gecesi yayınladığı raporda şu açıklamalarda bulundu: ‘Sadece cumartesiden pazara kadar Banyas, Cebele ve Hama kırsalının batısında 14 kişi öldürüldü.’ Bu sadece 24 saatte 14 terör operasyonu anlamına geliyor. Bu insan hakları merkezi açıklamasının devamında şu ifadelerde bulundu: ‘Bu olaylar, silahların kontrolüne ve bunun hükümet güçleriyle sınırlandırılmasına duyulan ihtiyacın altını çiziyor, çünkü silah kontrolü olmazsa Suriye vatandaşlarının hayatları riske girecek. Bahsi geçen alanlara kaosla girmeye devam etmek ciddi bir felakete yol açabilir ve bu konu operasyon yönetiminin dikkatli bir şekilde takip edilmesini gerektirmektedir. Mesele açık, “inşa etme” lügatı teröristlerin sözlüğünde yok ve onlar yönetmek için değil, yok etmek için eğitiliyorlar.

Selefi-Tekfirci düşünceye sahip olan bu teröristler, bir yeri işgal ettiklerinde, terör saltanatı kurmaktan başka bir şey yapmıyorlar. Daha birkaç gün önce el-Malume haber sitesi Tahrir-i Şam'ın güçlerine sessizce infaz etme ve suçlarını filme almama emrini verdiğini açıkladı! Bu terör örgütünün suçları hakkında şu ana kadar yayınlananlardan sadece yüzde 5'i işlendi.

İŞGALCİLERİN KÜSTAHLIĞI!

Suriye'nin tamamı teröristlerin kontrolü altındadır ama hikâyenin tamamı bu değil. Siyonist rejimin saldırıları nedeniyle Kuneytra ve bu ülkenin diğer bölgelerinde yaşayanların Siyonist rejimin saldırıları nedeniyle düzenlediği protestolar arasında raporlar, Suriye'nin Kuneytra vilayetinde Siyonist rejimin saldırıları sonucu yaralananların tedavilerinin ciddi bir sorunla karşı karşıya olduğunu gösteriyor.

Suriye'nin güneyinde yer alan Kuneytra vilayetinin güney banliyölerindeki el-Suveysiye köyü, Siyonist rejim ordusunun ağır saldırılarına sahne olurken, işgalci güçler, köylerine yapılan saldırıyı ve yıkımı protesto eden sivillere doğrudan ateş açıyor. Tabii diğer taraftan İbrani medyası da Suriye'deki işgalci rejim güçlerinin işgal altındaki Golan ekseninden hedef alınma korkusundan bahsediyor. Pazar günü İbrani gazetelerinden Yediot Aharonot, Siyonist İsrail ordu güçlerinin işgal altındaki Golan'dan hedef alınma korkusu yaşadığı, çünkü Siyonist rejim istihbaratının bazı grupların bu bölgeye yaklaşarak bu rejimin askerlerini hedef alma niyetinde olduğunu gösterdiğini yazdı. Şimdi Suriye halkının ne kadar sürede kendini yeniden inşa edeceğini ve eğitimli ve kiralık teröristlerin pasifliğinin gölgesinde bu Siyonistleri ne zaman hedef alacağını bekleyip görmemiz gerekiyor?

TÜRKİYE’YE HİTABEN: SURİYE SADECE BİZİMDİR!

Elbette bu işgalciler beklenenden daha pervasızca hareket ediyor ve Suriye toprakları hakkında çok rahat konuşuyor ve sanki evlerinin bir odasından bahsediyorlar! İsrail'in Kanal 12 kanalı cumartesi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'nin Suriye'ye girişi kapsamında İsrail ordusuyla koordinasyon mekanizması kurma talebini İsrail'in reddettiğini bildirdi. Bu kanal şu açıklamalarda bulundu: ‘Erdoğan, kendi kanalları aracılığıyla Tel Aviv'le temasa geçerek İsrail ordusu ve güvenlik güçlerinden Suriye'deki faaliyetlerini Türkiye ile koordine etmelerini istedi ve İsrail rejimi artık Erdoğan'ın talebine yanıt vermeme kararı aldı. Sanki Suriye, apartheid rejimi İsrail ve Türkiye'nin ortak malı! Ayrıca, Halep'teki Teşrin Barajı yakınlarında Kürt milisler (Suriye Demokratik Güçleri) ile Ankara'nın desteklediği silahlı gruplar arasında şiddetli çatışmaların tırmanmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: ‘Ankara, güney sınırlarında yeni güvenlik önlemleri uygulayarak güvenliği artıracağının ve yabancı terör tehditlerini ortadan kaldıracağının sözünü veriyor.’

ABD’NİN DOĞUDA VE KUZEYDEKİ KAPSAMLI ASKERİ HAREKETLERİ

Ancak, Ankara ve Tel Aviv'den başka bu küstah üçgenin bir tarafı daha var ve o da Suriye'nin dost ve komşu ülkesi: Washington!!

Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü, Irak'tan ABD’nin Suriye'deki yasadışı üslerine yeni bir ABD askeri konvoyunun geldiğini açıkladı.

Bu Suriyeli kaynak açıklamasının devamında şu ifadelerde bulundu: ‘Zırhlı araç, askeri teçhizat ve lojistik taşıyan 50 kamyondan oluşan bu ABD askeri konvoyu, Irak’ın Kürdistan bölgesi sınırındaki el-Velid kapısından geçerek Suriye'nin doğu ve kuzeyindeki ABD askeri üslerinden birine doğru yola çıkıyor. Bu, ABD askeri konvoylarının şüpheli amaçlarla Irak'tan Suriye'ye girdiği ilk sefer değil. ABD, askeri konvoy intikalinin yanı sıra, Suriye'nin doğu bölgelerinden petrol ve tahıl da yağmalayarak Irak'taki üslerine naklediyor. ABD ordusu aynı zamanda Pazar günü de askeri ve lojistik teçhizat ve birlikler de dahil olmak üzere yeni askeri tahkimatları Suriye'nin doğusundaki yasadışı üslerine taşıdı. Öte yandan Siyonist rejim Radyo ve Televizyon Kurumu da Suriye’nin silahlı muhalif hükümetinin mevcut ABD hükümeti tarafından tanınma ihtimali bulunduğunu açıkladı.

SUÇLU KİM?

Özetle aktarılan bu bilgiler ve açıklamalar ışığında şimdi soruyoruz “Suçlu Kim?” Suriyeli isyancıların liderine göre suçlu İran!

37 gruptan oluşan terörist ve tekfirci grup Tahrir-i Şam lideri Ebu Muhammed Culani veya asıl adıyla Ahmed el-Şara, “Suriye Özgürlüğü” olarak adlandırdığı şeyin, önümüzdeki 50 yıl boyunca bölgenin ve Suriye'nin güvenliğinin garantisi olduğunu söyledi ve şu ifadelerde bulundu: ‘İran'ın bölgedeki müdahalelerini yeniden gözden geçirmesini umuyorum.’ Fakat bu sözlerin anlamı nedir? Bu, Suriye'nin güneybatısını işgal edenin ve Suriye'nin askeri altyapısının yüzde 95'ini yok edenin apartheid rejimi İsrail olmadığı anlamına geliyor, bu, Suriye'nin doğusunu işgal edenin ve bu toprakların mallarını yağmalayanın Amerika olmadığı anlamına geliyor bu, Kuzey Suriye'yi fetih alanı haline getirenin Türkiye olmadığı anlamına geliyor, bu terör saltanı kurarak Suriye halkını esir alan ve onları öldürenin teröristler olmadığı anlamına geliyor.

Bu terörist liderin bu tarz açıklamaları, Culani’nin Suriye topraklarına ve çıkarlarına tamah eden ve gözünü diken hükümetlerin Suriye'ye hâkim olmak için kullandığı kiralık bir unsur olduğunu imzalayıp onaylamaktan başka bir şey mi? Tabii Culani açıklamalarında ülkede yeni anayasanın hazırlanması ve yazılmasının yaklaşık 3 yıl sürebileceğini, seçimlerin yapılmasının da 4 yıl sürebileceğini anlattı. Bu, geçiş hükümetinin devretme niyetinde olmadığı ve yerleştiği anlamına geliyor! Culani aynı zamanda pişmiş bir tavuğu dahi güldürebilecek başka bir açıklamada daha bulundu ve “Taraflar bölgeleri kurtarma operasyonları sırasında can kayıplarını ve göçleri önlemek için çok dikkatli davrandılar” dedi.

DİĞER HABERLER

Smith Üniversitesi Batı Asya Çalışmaları Bölümü Başkanı Steven Heidman: “ABD, Suriye'deki mevcut durumu, İran'ı kenara iterek ve İsrail ile daha güçlü bağlar kurmaya hazır ılımlı Arap rejimlerini güçlendirerek doğu Arap dünyasında büyük bir değişim için bir fırsat olarak görüyor” dedi.

Suriyeli kaynaklar şu açıklamalarda bulundu:

Lübnan, 70'ten fazla Suriyeli askeri Suriye Askeri Harekât Başkanlığı'na teslim etti. Ayrıca haber ve resimlerde, Lübnan'dan Suriye'ye iade edilen Suriye ordusunun geri dönen askerlerinin, Culani komutasındaki teröristler tarafından dövüldüğü görülüyor.

Öte yandan Lübnan'daki Suriye büyükelçiliği de faaliyetlerini bir sonraki duyuruya kadar askıya aldı.

(Keyhan Gazetesinden tercüme edilmiştir)

Rasthaber



Yeni yorum ekle